51

651 85 85
                                    

  Sorusunu onaylarsam daha kötü hissetmez miydi? Yanıt vermezsem de sinir bozucu olurdu... Yeterince sessiz kaldım zaten. "Üzgünüm" benden bağımsızca titremişti sesim.

  Mimiksizce halıya bakmaya devam etmişti onayımla. Hâla kafasında birşeyleri çözümlemeye çalışıyor gibi görünüyordu ama neden bana sormuyorsun ki Çınar? Güvenmiyorsun değil mi? Yolun sonuna gelmişken sana daha fazla yalan söylemezdim oysa...

  "Benimle resmen dalga geçtin" Çınar sessizce konuşup sinir bozukluğu ile kendi kendine tekrar gülmeye başladığında istemsizce ellerimle oynamaya başlamıştım.

  "Şaka gibi"

  "Bir de salak gibi o gün hemen seni aradım" sessizleşmişti tekrar birkaç saniye. "Bana seni yakalamam için cesaret verdin" baş ve orta parmaklarını şakaklarına yaslayıp önüne eğilmiş gülmeye devam etmişti sessizce.

  "Tüm dosyalarını önüne serdim" Çınar'ın cümlesinden sonra Berke'de içine derin bir nefes çekmişti.

  "Neden sen olmak zorundaydın?" Neden ben olmak zorundaydım... Keşke anlatabilsem Çınar... Keşke geçmişimi kabullenebilsem... Keşke bazı şeyleri kelimelere dökebilsem ama izin vermiyordu işte boğazımdaki düğüm... Her zamanki gibi susmamın daha doğru olduğunu söylüyordu beynim. Kalbim ise çoktan paramparçaydı...

  "Hayır, hayır, hayır" Salonu tekrar sessizlik çevrelemişken Çınar birden bire tekrar ayaklanmış bir süre ileriyle geriye yürüdükten sonra tekrar sesini yükseltip masadaki dekorlardan çıkartmıştı sinirini.

  "Neden sordun? Neden?"

  "Kahretsin"

  "Ç-çın" Berke korkuyla ayaklanacağı sırada Çınar ona da sesini yükseltmişti. "Sakın! Sakın yaklaşma!" Gözyaşlarımın akmaması için son savaşlarımı verirken Çınar'ın gözlerimin önünde geçirmeye başladığı sinir krizi her geçen saniyede daha da mahfediyordu beni...

  "B-ben ölmeni istediğimi söyledim. Neden yaptın bunu bana?"

  "Neden bu kadar canımı yakmak istedin?" Onunda gözleri dolmaya başlamıştı... Özür dilerim... Özür dilerim çok bencilce davrandım...

  "İzin vermeyeceğim. Dinlemeyeceksin beni" İğneleyici bakışlarını o kadar yoğun hissediyordum ki herbir hücremde. Nefes almam dahi ona karşı yanlış bir haraketmiş gibi hissettiriyordu.

  "Ya haberim olmadan bıraksaydın beni? Kendimi nasıl suçlayacağımı hiç düşündün mü? Yağmurlardan ne kadar nefret edeceğim ihtimali geldi mi aklına?" Yapma Çınar... Aradığın katil karşında işte... Neden onu kaybetmekten korktuğun için kendini düşüncelerinle mahfediyorsun?

  "Kahretsin! Kahretsin!" Çınar'da yere çöküp elleriyle yüzünü kapatmıştı sinirden kendi kendine inlerken.

  "Sen peki?" Berke'ye çevirmişti bakışlarını kendini sakinleştirmeye çalışırken.

  "Neden hâla koruyorsun?" Beni ima etmişti...

  "Bilmiyorum"

  "Bilmiyorsun?" Çınar başıyla belli belirsiz onaylayıp tekrar elleriyle yüzünü kapattığında derin nefesler çekmeye başlamıştı içine.

  "Yer soğuk" Berke'nin kulağıma yaklaşıp fısıldadağı cümle içimi paramparça ederken boğazımdaki yumruda nefes almamı engellemişti sanki. Beni anladı mı, içindekileri hissetti mi bilmiyordum ama kolumdan destek olup koltuğa oturmam için yönlendirmek istemişti. Bana iyi davranmasına izin vermeye hakkım var mıydı? En önemlisi iyi davranılmayı hak ediyor muydum?

Katilin Çizgisi | bxbxbWhere stories live. Discover now