42. Bölüm

62.9K 5K 2.7K
                                    

Merhabalar 💗

Nasılsınız?

Bende iyi olmaya çalışıyorummmm ama sizi daha fazla bekletmek istemediğim için bölümü yayınladımm...

Oy ve yorum yapmayı unutmayın ❤️

Sınır: 2,1bin oy, 2,1bin yorum
(YORUMLARINIZ BÖLÜM İLE İLGİLİ OLSUN LÜTFEN ❤️)

Ben kitap reklamı yapmayın demiyorum. Panoma yapabilirsiniz
(abartılı olmayacak şekilde) ancak lütfen bölüm içerisinde reklam yapmayın.

İYİ OKUMALAR ❤️

Bazı anlar vardır... tekrar yaşamak isteyipte zamanı geriye alamadığınız için yaşayamadığınız anlar... Eğer elimde olsaydı Polat'ı daha önce bulmak isterdim. Evet, Allah yolumuzu kesiştirdi ancak onunla daha önce tanışmam demek, daha az yara almam demek olabilirdi.

Polat hayatıma son dakika haberi gibi düşmüştü. Zamansız, habersiz bir o kadar da güzel. Her son dakika haberi güzel olmazdı. Ama benimkisi insanları gülümsetip, keşke dedirten bir son dakikaydı. Polat'ın her genç kızın keşke benim olsaydı dedirtebilecek bir yakışıklılığı vardı.

Onun yanında hanımcılığı, efendiliği, kibarlığı, iltifatları... Her şeyi ile keşke dedirten bir adamdı.

Allah, hakeden herkese Polat gibi birisini nasip etsin.

Amin.

Dün gece Pınar parktan döndükten sonra eve dönmüştük. Anneannem ile Pınar'ı eve bıraktıktan sonra biz kendimiz eve geçmiştik.
Başım çok ağrıyordu. O kadar gürültüye alışık değildim ve gürültüden hiç hoşlanmazdım. Polat ise bu duruma alışık olduğu için herhangi bir baş ağrısına maruz kalmamıştı.

Dün gece sakince uyumuştuk. Sakince.

Polat başımın ağrıdığını görünce, başıma masaj yapıp beni koynunda uyutmuştu.

Kolları huzurdu. Polat huzurdu.

Sabah namazından sonra geri uyumuştum. Polat'ın ise yanıma uzandığını hatırlıyordum.

Sabah tekrardan uyandığımda saat 10'a geliyordu.

Polat yanımda yoktu. Yatağın sağ tarafı boştu. Evde ise derin bir sessizlik vardı. Yorganı üstümden attıp ayağa kalktım. Saçlarım birbirine girmişti. Elimle gelişi güzel düzeltmeye çalıştım. Odadan çıkmak yerine odada bulunan banyoya girdim.

Direkt yüzümü yıkayıp, elime aldığım tarakla saçımı taramaya başladım. Uzun saçım açıldığında derin nefes aldım. Tarak rahatlıkla saçımda geziyordu. Hiç bir tele takılmadan.

Elim yavaşladı. Ardından tarağı lavabonun üstüne indirip aynada kendim ile göz göze geldim.

Sahi benim saçlarım neden hâlâ uzundu? Belki bir gün babam örer umuduyla hiç kesmemiştim. Babam saçlarımı örmüştü. Peki neden hâlâ uzundu bu saç? Gülümsedim. Eğer bazı şeyleri içimde bitirmem gerekiyorsa önce saçlarımdan kurtulmam gerekiyordu.

Çünkü babamın parmakları değmişti.

Eğer yeni bir yaşam, gelecek istiyorsam babamın izlerinden kurtulmam gerekiyordu.

Lavoboya ait olan dolabın çekmecesini açtım. Gözüme çarpan siyah makas ile gülümsedim. Onu elime aldıktan sonra saçlarımı ikiye ayırıp omuzlarıma attım.

Aynı hizaya gelecek şekilde makası yerleştirip kalçama kadar uzanan saçlarımı bir çırpıda kestim. Göğüs hizasında kesmiştim. Kestiğim saçlar yerlere saçıldı. Takmayıp diğer tarafıda aynı şekilde kestim.

GÖRÜCÜ MÜ ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin