12. Bölüm : Sıfır Noktası

101 51 2
                                    

Merhaba arkadaşlar. Bu gün yeni bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Okurken oy verip yorum yapmayı da unutmayın sakın. Bölümün sonunda tekrardan görüşürüz. Sizi seviyom <3

 Sizi seviyom <3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

12. Bölüm : Sıfır Noktası
" Bazen bir parıltı gördüğünü sanarken insan, aslında bir göz yanılması olduğunu fark etmeyebilirdi. "

Karşımda öylece dururken ben sadece şaşkınlıkla yüzüne bakmakla yetiniyordum. Bu ani davranışı beni çok şaşırtmıştı çünkü. Hoş, beni her zaman şaşırtıyordu bu çocuk. Ama ben niye her defasında şaşırıyorum anlamıyorum. O sadece yabancı bir insan. Daha fazlası değil.

" Noldu? Niye öyle bakıyorsun? Sevmez misin çikolata? " dedi hüzün karışık bir sesle. Çikolatayı tutan eli aşağıya doğru indi sonra.

" Evet, yani hayır... " dedim dudaklarımı oynatarak. " Severim. Severim çikolata. " Şaşkınlığımı üzerimden götürmeye çalıştım. Bu söylediklerim karşısında derin bir nefes verdi rahatlatıcı bir şekilde.

" Güzel. Sevmem diyeceksin diye ödüm kopmuştu. " dedi yüzündeki gümsemeyi tazeliyerek ve çikolatayı elime tutuşturdu. " Oturabilir miyim? " diye izin almayı da ihmal etmedi. Başımı salladım onaylar bir şekilde. Sonraysa yanıma oturdu.

Ben ne yapacağımı bilemiyordum. Bu durumda ne yapmalı bir insan? Aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Teşekkür mü etmeliyim? Yoksa etmesem daha mı iyi olacak? Ya şu an beni izliyorsa?

Gözüm elimdeki çikolataya kaydı bir anda. Çok güzel göründüğü için canım çekmiyor da değil yani. Çikolatayı yesem mi acaba? Yoksa yemesem mi? Hem bir dakika ya! O bana niye çikolata verdi ki şimdi? Ne gerek vardı buna yani?

" E yemeyecek misin? " dedi dakikalar sonra bana. Yüzümü yüzüne çevirdiğimde kocaman gülümseyişini gördüm. Onun neşeyle bakan yüzüne karşı benim bıkkınlıkla bakan yüzüm ölümüne kapışırdı. Ama kim galip gelirdi orası bilinmez.

" Sonra yiyeceğim ben. " diye dudaklarımı oynattım ve çikolatayı çantama koymak için yanımdaki çantama uzandım. Çantayı kucağıma koyup fermuarı açtığımda o, elini elimin üstüne koyup beni durdurdu.

" Yapma. Her zaman mutsuz olmak zorunda değilsin. Bırak bir kere de zorunluluk hissi duymadan yukarı kıvrılsın dudakların. " Sesi oldukça ciddi çıkmıştı. Yüzündeki gülümseme gitmiş yerini ciddiyet almıştı. Belki de haklıydı. Yüzümün belki gülmeye ihtiyacı vardır.

" Çikolatayla mı? " diye tekrardan dudaklarımı oynatarak çikolatayı havaya kaldırdım. Dudağının kenarında silik bir kıvrım oluştuğunda konuşmaya başladı.

" Evet, çikolatayla. Genelde çikolata yiyen insanlar normal insanlardan daha mutlu olurmuş. "

" Hormonlardan olmasın o? Hani bunu yiyen insanın vücudunda özel bir hormon devreye girerdi ve bu ona mutluluk getirirdi. " diye elimdeki tablet çikolatayı sallayarak konuşuyordum. O da beni dinledikten sonra çok bilmiş bir tavırla konuşmaya başladı.

Yaralı Kuş ve Altın Kafes Where stories live. Discover now