4. bölüm

292 32 2
                                    

Pera'dan

Yaralar mı? Hiç gözükmeyen yaralar mı? Bende ki tam olarak gözükmeyen... Dışarıdan bakan bir insanın normal olarak gördüğü benim için ise içimde mücadele verdiğim bir konu...

Dokunamamak belki çok kolay bir kelime. Yalnızlık öyle değil ama...
Hiç bir zaman bir arkadaşım olmadı. Hatta annem bile olmadı. Kendimi bildim bileli bir babam vardı. Herkesten her şeyden çok seviyorum onu... Belki belli edemedim ona bunca zaman, ama o benim değerlimdi.

Şimdi ise karşıma geçmiş benim evlenmemi istiyordu. Sadece donuk bakışlarım ile bakıyordum.

Peki nedeni neydi bu evliliğin? Tabi ki de iyileşmem. Bunca zaman kimsenin beni iyileştiremiyeceğini anlatamamıştım.

Bu fobiyi atlatabilseydim zaten uzun zamandır başarırdım. Olmadı... Olmuyor.

"Yeter!" diyerek babamın sözünü böldüm. 'Yok evlenirsen böyle iyi olursun. Yok Uhud sana iyi gelecek.' diye diye başımı ağrıtmıştı.

Kırgın bakışlarını benim gözlerimde sabitleyerek konuştu.

"Ne oldu? İyi misin kızım?"

"Ne mi oldu? Baba ben evlenmek istiyor muyum acaba."

"Biliyorum sana sormadım ancak Uhud beyin yanında ne kadar çabuk krizden çıktığını sende kendin gördün. Onun yanında olursan yenersin fobini"

Evet çabuk çıkmıştım hatta ilk defa başka biri beni krizden çıkarmıştı. Ama bunun ne önemi var ki?
Krizden kolay çıktım diye birilerine dokunmaya mı başlıyacaktım. Birde başkaları da bana mı dokunacaktı? Bunu düşünmek bile midemi bulandırıyordu.

"Hiç bir işe yaramaz" dedim bağırarak

"Yarayacak kızım. Hem Uhud bey de kabul etti seninle evlenecek."

Babamın sözleri ile şaşkın şaşkın bakmaya başladım.

"Bu adam kafayı mı yedi? Benimle neden evlensin!" sesim giderek yükseliyordu. Anlayamıyordum bir insan sevmediği biri ile neden evlenmek ister ki? Hemde sadece karşı tarafın menfaati için.

"Lütfen kızım kabul et. Ben ilk defa gerçekten senin kurtulabileceğini düşünüyorum."

Artık şart sunma zamanı gelmişti. Söyleyeceğim cümlelerden sonra bir daha evlenmem için konuşmayacağına emindim.

"Bir şartım var."

Babamın gözlerinde beliren umut ile bir anlık söyleyeceğim şeyden vazgeçmek istedim ama söylemeliydim ki babamın da bu saçmalığı bir daha bana söylememesi için.

"Neymiş şartın." dedi gülümseyerek

"Bana annemi anlat"

Sözlerim ile yüzündeki gülümseme soldu. Her zaman ki gibi sessizliğe büründü. Bakışlarını benden kaçırıp odanın içinde dolandırmaya başladı.

"Eee anlatmayacaksan benden de evlenmemi bekleme."

"Anlatamam" dedi fısıldıyarak

"Neden baba neden!"

Tekrar sustu. Gözlerini kapatıp açtı. Derin derin nefesler alıp veriyordu.

"Söylerim ama sen iyileştikten sonra" dedi ve ekledi. "İyileşmen içinde Uhud beyle evlen."

Bunca zaman anlatmadığı şeyi ben iyileştikten sonra mı anlacaktı yani?

"Tamam"

Saçma olabilir ama iyileşmek için evlenicektim gerçek bir evlilik gibi olmayacaktı. İyileştikten sonra da ben kendi yoluma Uhud'a kendi yoluna bakar.

Hıçkırık Misali Where stories live. Discover now