8. bölüm

250 30 3
                                    

Niye cevap veremiyordum? saniyeler geçmiş ben ise hâlâ Uhud'a sanki dünyadaki en tuhaf şeyi söylemiş gibi bakıyordum.

Bakışlarımı hemen kaçırıp, elim ile kendime yelpaze yapar gibi yüzüme doğru salladım.

"Teşekkür ederim." dedim sonunda cevap vererek.

Onun ise hafiften güldüğünü hissedince, tekrar bakışlarımı çevirdim. Tahmin ettiğim gibi gülüyordu. Birden ayağa kalkması ile yerde oturan bende kafamı kaldırmış bakıyordum.

"Hadi Pera evimize gidelim." dedi.

Evimiz?

"Olur ben odamdan eşyalarımı alayım." dedim salondan çıkarken.

Çıktığım gibi Ubeyde abla ile karşılaştım.

"Hayırlı olsun Peracım da senin yüzüne ne olmuş?"

Anlamayarak baktım. Ne olmuş olabilir ki böyle bakıyordu.

"Ne olmuş?" dedim elimi yüzüme götürerek.

"Şuan domateslerin yanında olsan kamufle olursun da"

"Şey ben alışık değilim ya şallara ondan sıcak bastı." dedim odama doğru yürüyerek.

Odamda ki banyoma girip, aynaya bakınca gerçektende yüzümün al, al olduğunu gördüm. Elime, yüzüme su vurup, sabah hazırladığım bavulumu odadan çıkarttım.

Çıkış kapısında babamın Uhud'a sarılmış bir şekilde görünce, yerimde durdum. Ubeyde abla da onlara gülümseyerek bakıyordu.
Daha fazla ayakta dikilemeyeceğime göre yanlarına yanaşıp,

"Ben hazırım." dedim ve babama gülümsedim.

"Canım kızım, kendinize iyi bakın. Beni de hep ziyarete gelin olur mu?"

Başım ile onaylarken, Uhud konuştu.

"Tabi Alparslan amca, zaten evlerde birbirine yakın."

Ayakkabı dolabımdan çıkardığım ayakkabıları giyerken, Ubeyde ablanın sesiyle ona döndüm.

"Şalı çok sevdin herhalde Pera" gülümseyerek bana bakıyordu. Bende yeni fark ettiğim şey ile elimi başıma götürdüm.

"Unutmuşum." diyerek başımdan çıkarttım.

Uhud'a bana bakıyordu ve ben şu rahat rahat bana bakma olayına bir türlü alışamamıştım.

Çıkardığım şalı katlayıp çantama koydum.

-

Kısa süren yolculuktan sonra ben ve Uhud eve gelmiş, Ubeyde abla da işinin olduğunu söyleyerek bizden ayrılmıştı.

Uhud elindeki anahtar ile kapıyı açıp, benim geçmem için elini uzattı. İçeriye girince, seçtiğimiz koltuk takımını salonda görünce, çok hoşuma gitmişti çünkü salona çok yakışmıştı.

"Güzel olmuş değil mi?" dedi Uhud yanımda durarak.

"Evet çok güzel olmuş."

"Odana da eşyaları yerleştirdim. Dizaynını beğenmezsen değiştirebiliriz." dedi ve birlikte yukarı kata çıktık. Odamın önüne gelince, kapıyı açıp içeri girdim.

Seçtiğim siyah yatak oda takımı, karanlık olan odama gayet güzel yakışmıştı. Dizaynı da çok hoş olmuştu. Siyah bana huzur veriyordu. Bence çoğu insanda renk algısı vardı. 'Beyaz iç açar' diye söylemler çok duymuştum ancak benim içimi siyah açıyordu.

"Gayet güzel." dedim kapıya yaslanmış bir şekilde bana bakan Uhud'a dönerek.

"Beğendiğine sevindim." diyerek arkasına dönmeden önce tekrar konuştu.
"Sen odana yerleş istersen, bende yemek yapacağım. Bu arada köfte, patates sever misin?"

Hıçkırık Misali Where stories live. Discover now