1. Bölüm: İfade 3. Gün

37 18 0
                                    

Ben Betül Kuzu. Bu benim hikayem. Kocamı ben öldürdüm. Her gün içten içe ölmesi için dua ederek kocamı ben öldürdüm. Hakime Hanım evliliğimizin dördüncü yılıydı. Kaynatamla kocamın kavgaları bitmiyor. Kocamın bir gün işe girip üç ay işsiz gezmesi her gün evde olay oluyor. Birgün yine böyle kavga ederlerken kaynatan bizi evden kovdu. Zaten sürekli küfredip kocamı evden atıyordu. Bir iki gün iş arayıp yeni bir işle eve geliyordu kocam. Bu sefer kocam da doğurdunuz madem bakacaksınız, diye bağırdı. Kaynatam da öfke ile hadi seni doğurduk da baktık bunu da mı biz doğurduk, diyerek beni gösterdi. Evde iki fazladan boğaz artık canlarına tak etmişti. Al karını da defol, git, diye haykırdı. O gece pılımızı sırtımızı toplayıp evden ayrıldık. Üstte yok, başta yok. Düğündenki altınlara da el koyunca dım dızlak sokakta kaldık. Hakime Hanım, siz hiç sokakta kaldınız mı? Yaz günü bile gecelerin ayazı hasta eder insanı. Bir iki gün kocamın akrabalarında kaldık ama kaynatam sıkı sıkı tembih etmiş. Kimse evine almak istemiyor. O arada iş bakıyoruz. Bir kahvede iş buldu kocam. Gündüz tüm gün sokaklarda gezip akşam kahve kapandıktan sonra kahveye gidiyorum. Orda masaları birleştirip uyuyoruz. Sabah da kahve açılmadan ben yine sokaklara dönüyorum. Hamile olduğumu öğrendim o arada. Bu sefer test yaptırmadım ama anladım ben. Kahveci amca yaşlı dedi gündüz bizim eve git. Hem karıma yarenlik edersin hem de temizlikti, yemekti yardım edersin teyzene. Dışarda kalacağıma bu daha mantıklı geldi. Sonra ilk aylığını alınca kocam bir ev tuttuk. Ama kocamın aldığı para ile tuttuğumuz ev ucu ucuna karşılıyor. Ben temizliğe devam ettim. Ordan gelen üç beş kuruşla da faturaları ödedim. Allah var o dönemde bir kere bile elini kaldırmadı bana. Ne kavga ettik ne de tartıştık. Nasıl güzel günlerdi. Sonra kahvede bir iki derken kumar oynamış. Kahveci para çalarken yakalamış onu. İkimiz de işsiz kaldık. Bizimki suçlu ya hemen saldırıya geçti. Doğru düzgün yapsaymışım işimi atılmazmışız. Benim yüzümden işsiz kalmışız, diye. O iş ararken ben de temizlik için iş arıyorum ama karnım artık burnumda. Zor zoruna iki ev buldum. Mahallede adımız hırsıza çıktı. Başka semtlerde bir saat, bir buçuk saat yürüyerek işe gidiyorum. Kocam iş bakıyorum diye çıkıp elini kolunu sallayarak eve dönüyor. Artık doğum da yaklaşmıştı. İşten çıktım doğumdan sonra başlarım, diye. Doğru dürüst besleniyorum da. Cepte beş kuruş yok. Bizim kavgalar tam hız devam ediyor. Karakola gidiyorum hadi sarılın barışın deyip eve yolluyorlar. En son gittiğimde kendini bu halde bu kadar dövdürecek ne kabahat işledin, diye sordu memur. Başka bir memur da bıktım senden her gün burdasın. Niye meşgul ediyorsun bizi. Her defasında evine dönüyorsun zaten, diyince karakoldan da bir hayır gelmeyeceğini anladım. Doğum yaklaşıyor ama ne doktora gidebiliyoruz, ne kontrole. Doğum için kenara para kaldırmıştım kocama da tembih etmiştim bak acil bir şey olursa bu parayı al beni hastaneye götür, diye. Yemiş parayı deyyus. Doğum zamanı yaklaştıkça bir şeylerin ters gittiğini anladım. Bebek eskisi kadar tekne atmıyordu. Ama gidip kontrol olamıyoruz. Anam babam da rahmetlik kimseden de para istemiyorum. Ben de gittim kaynatamın evine. Dedim doğum paramı yedi oğlunuz. Ya düğün altınlarımı, paramı verin ya da kaynanamın benden aldığı paraları. Kovdular tabi. Oturdum ben de kapının ağzına. Ertesi gün çöp atmaya çıkarken fark ettiler beni. Bayılmışım kapı ağzında. Her yer kan olmuş. Ölürsem üstlerine kalırım, rezil olurlar diye beni hastaneye götürmüşler. Bebeğin kordonu dolanmış, kaybetmişim yine bebeğimi. Hastaneye geldi kocam öfke ile. Tabi bir şey yapamıyor ama çimdirip duruyor evde sana göstereceğim, diye. Hastanede doktora yalvarıyorum. Ne olursunuz beni taburcu etmeyin çok dövüyor diye ama nafile. Otel değil orası da sonuçta. Kaçmayı düşünüyorum ama nereye kaçacağım. Doktor ben konuşurum, dedi. Yok, dedim daha da sinirlenir ama nafile. Konuşmuş doktor. Geldi yanıma kocam yüzünde hin bir gülümseme. Hanım, doktor hanım yanlış anladı her halde. Ben hiç vurur muyum sana. Hadi artık evimize gidelim. Buralarda hastane köşelerinde perişan olduk, dedi. Başıma gelecekleri biliyor olmanın vecdi ile yola koyuldum. Eve bir girdim evde eşya yok. Dayalı döşeli diye tuttuğumuz evin eşyalarını satıp yemiş. İçeri beni ittirip kapıyı öfke ile kapattı. Sonrasını anlatmaya gerek yok herhalde. Kendime geldiğimde salonda boylu boyunca uzanıyordum. Evde kimse yoktu. Ev ahıra dönmüş. Kalkıp evde kalan eşyaları toparladım, evi temizledim. Yemek yapmak için mutfağa gittim evde yiyecek namına hiç bir şey yok. Yere attığı yatağın üzerine kendimi zor attım. O gün ölmesi için dua ettim. O kadar dua ettim ki anlatamam. Şu kapıdan ölüm haberini getirseler ne çok sevinirim, diye düşündüm. Onu düşlerimde öldürdüm. İmam hakkınızı helal ediyor musunuz, diye sorduğunda; etmiyorum diye bağırdım. Hatta cenazesine bile gittim. Hem niye hakkımı helal edecektim ki. Etmiyorum işte mahşer günü eteklerime kapansın yine etmeyeceğim. Kocama hakkımı helal etmiyorum. O gün kocamı öldürmek için bir plan yaptım. Her gece kocam uyuduktan sonra camları açıp evin içinde oturdum. Hasta olup ölsün, diye bekledim. Ne öldü ne de hasta oldu ama ben her gece camları kapıları sonuna kadar açmaya devam ettim.
İşte üçüncü defa kocamı o gün öldürdüm. Yani düşlerimde öldürdüm. Artık harekete de geçmiştim. Camları açamak bir suçsa camları açıp onu hasta etmeye çalışarak suç işlemiş olabilirim. Ama onun yaptıklarının yanında benimki devede kulak kalıyor. Kocamın ölmesini istedim ama yapmadım, yapamadım, Hakime Hanım.

Kocamı Nasıl Öldürdüm?Where stories live. Discover now