3

195 22 25
                                    

İsminin hoseok olduğunu öğrendiğim melek yine bahçeye gittiğinde ben tanrı ile kaldım, ona dönerek arkama yaslandım.

"Bana bir meleği vermeni istiyorum"

Gülerek bana döndü, sesi arafta gibiydi, konu ilgisini çekmişti.

"Neden? Yardımcıya mı ihtiyacın var yoksa yine birinin ölümüne mi neden olucaksın?"

"Yardımcı lazım, işler ile uğraşamayacak kadar üşengecim"

"İstediğin biri var mı?"

"Yaani, kızıl saçlı olan iyi gibi, adı h-hose-"

"Hoseok mu? Ah çok çalışkandır, elbette o da kabul ederse yardımcın olabilir"

"İyi, zaman falan?"

"Bekle"

Parmağını şıklattığında etrafa baktım ve esnedim, bir kaç dakika sonra kızıl ceylan yanımıza geldi, eğilerek selam verdi.

Işık konuşunca onu dinledi.

"Hoseok, yoongi'ye yardım edebilir misin? Yardımcıya ihtiyacı var mış"

Hoseok şaşkınca bana baktı, daha sonra hafif tebessüm etti.

"Onur duyarım"

"Güzel, onun yanından ayrılma lütfen"

Kafasını sallayarak onayladığında kalktım.

"Ben gidiyorum"

Kafa salladığında hoseok'a baktım, kafasını eğdiğinde yürüdüm, arkamdan gelmeye başladığında sırıttım.

Evime gelene kadar yürüdüm, bize bakan melekler şaşkınca kaldı, yanımdan bir melek geçse dahi iğrenen ben güzel bir meleği yanımda tutuyordum.

Evime geldik, diğer evlerden oldukça uzaktı, yorulmuş olmalıydı ama umursamadım, ayrıca temiz birisiydim, evimi temizlemeye asla üşenmezdim.

Tereddüt ile arkamdan içeri girdi, etrafa baktı, galiba dağınık bir yer bekliyordu, salonda durduk, ona döndüm.

"Otur, gelicem"

Kafasını salladığında yukarı çıktım, evimde siyah, beyaz ve gri renkleri yoğunluktaydı.

O gözlere bakmak istemiyordum, acı çeksede, mutlu olsada o gözler beni garip yapıyordu.

Siyah bir kumaş alarak aşşağı indim, bana döndüğünde diken üstünde oturuyormuş gibi duruyordu, karşısına geçtim.

Ceylan gözleri gözlerime kalktı, o kadar güzeldi ki, sıradan kahve gözler onda mücevher gibi duruyordu.

Eğilerek yüzüne yaklaştım, kokusu burnuma doldu, portakal kokuyordu, elimdeki kumaşı uzattım.

"Gözlerini bağla"

Şaşkınca bana baktı, gözleri olabilirmiş gibi daha da irileşti, dudakları titredi.

"N-neden?"

"Gözlerin midemi bulandırıyor,kapat şunları"

Hala duyduklarını sindirememişti, kalkarak arkasına geçtim, kumaşı gözlerine bağlayarak geri çekildim, titreyen parmakları gözündeki banda gitti, gülerek karşısına oturdum, kadife sesi yine kulaklarıma doldu.

"A-ama böyle nasıl yardım edebilirim ki"

"Ben söylemediğim sürece açma"

Kafasını sallayarak ellerini kucağına bağlayıp kafasını eğdi, sessizce kaldık, o karanlığa hapsolmuşken ben onun ışığında boğuldum.

sope: Demon eyeOnde histórias criam vida. Descubra agora