5

209 20 34
                                    

Kitap okurken o ise kafasını eğmiş oturuyordu, ona baktım ve durdum.

Onu istemiştim ve şimdi yanımda duruyordu ama bana yeterli gelmiyordu, dudaklarında olan o hafif tebessüm gitmişti, üstüne kasfet düşmüştü.

Kalktığımda kafasını çevirdi, karşında durdum, elimi çenesine sardığımda hızlı nefesler aldı, eğilerek burnumu yanağına bastırdım, yutkunarak parmaklarını bileğime sardı, güldüm.

"Gidiyoruz,kalk"

Geri çekildiğimde kalktı, eğilerek kucağıma aldığımda kollarını boynuma bacaklarını belime sardı, ellerimi kalçasının altında birleşirdim.

Evden çıkarak ilerledim, biraz hızlandığımda kolları sıklaştı, sonunda istediğim yere geldiğimde ay ışığı ile daha da güzelleşmişti.

Yere indim ve yavaşça oturdum, kucağımda duruyordu, geri çekildi, elleri omuzlarımı sıkıyordu.

Ellerimi kumaşa getirdim, açarak kenarı koydum, gözlerini kırpıştırdı ve etrafa baktı, dudakları yukarı doğru kıvrıldığında istediğim ışığı yeniden buldum.

Bana döndüğünde geri yaslanarak kaşlarımı kaldırdım, gülerek kucağımdan kalkarak çiçeklerin yanına gitti.

Çiçekleri çok seviyordu anlaşılan, belkide çiçeğe benzediğinden di, en nadide,kırılgan ve türünün tek örneği.

Çiçeklerin içinde dolaşıyor, onları seviyor ve dudakları daha çok geriliyordu, gözleri ışık saçıyordu, bu manzarayı ömrüm boyunca izleyebilirdim.

Küçük, çiçek tarlam.

Çiçekler ile ilgilenmeyi bitirdiğinde yanıma geldi, gözü kumaşı bulduğunda yine yüzü asıldı, kafasını eğerek durdu, elini tutarak bacaklarıma oturttum, kafasını omuzuma yaslayarak kolumu beline sardım.

Kafasını çiçek tarlasına çevirerek izlemeye başladı, sessizce tarlayı izledik.

Hava aydınlanmaya başladığında belindeki elimi çekerek yanağına koydum, bana döndüğünde kafamı eğerek gözlerine baktım, kumaşı sıktığımda gözleri yalvararak bakıyordu.

Kumaşı kaldırıp gözlerine getirdiğimde derin bir nefes aldı, elini omuzuma koyarak sıktı.

Kumaşı bağladım, kalktım ve onu kucağıma aldım, eli t-shirü mü sıkarken kafasını boynuma gömdü.

Eve geldik, onu indirmeden içeri girdim merdivenlerde durdum ve kucağımdan indirdim, korkarak durdu.

"Merdiven var, yukarı çık"

"A-ama gözüm"

"Kulağında gözünde benim, bana güvenmeten başka çaren yok"

"Sana güvenmiyorum"

"Başının çaresine bak, o kumaşın açıldığını görürsem kanatlarını yakarım"

Yukarı çıkarak trabzanın başında bekledim, eğildi ve dizlerinin üzerine çöktü, elleri merdiveni buldu ve dizlerinin üzerinde ilerledi.

Kafamı sallayarak onu izlemeye devam ettim, ayaklarımın dibinde durdu, eli botumu kavradığında eğilerek kolunu tuttum ve yerden kaldırdım.

Kolumu kalçasının altına koyarak kucağıma aldım, boynuma sarıldı.

"Sürünmek eğlencelimiydi?"

"Cani birisin"

"Şeytanım bebeğim, cani olmam normal değil mi?"

Odasının kapısını açtım, yatağa oturtarak dolaptan gecelik alarak yanına bıraktım, elleri ellerimin üstüne düştüğü gibi geri çekti.

Geri çekilerek kumaşı sıkıca bağladım.

"Uyu"

Kafasını salladı, odadan çıkarak kendi odama girdim, üstümdeki kıyafetleri çıkardım ve eşofman alarak giyindim, odasından ses geldiğinde hemen odamdan çıkarak odasına girdim.

Üstünde baldırlarını kapatan t-shirtü giyinmiş, altı yatakta dururken yandaki küçük ışığı düşürmüştü ve yere çömelmiş ışığı arıyordu.

Kapı sesini duyunca kafasını çevirdi, yanına yaklaştığımda titreyen sesi ile konuştu.

"Özür dilerim, y-yanlışlıkla oldu"

Kolunu tutarak kaldırdım, düşen ışığı yerden aldım ve yerine koydum, yataktaki şortu alarak onu oturttum, ayağını kumaştan geçirdim, yutkundu, diğer ayağını da geçirdim, kaldırdım ve beline yerleştirdim ve üstünü düzelttim.

"Uyu hadi"

Kafasını salladığında saçlarını anlından çektim ve masa lambasını kapattım, yatağa oturttum ve odanın kapısını açık bırakarak odadan çıktım.

Kendi odama girerek kapıyı açık bıraktım ve yatağa uzandım, tavana bakarak durdum, gözüme uyku girmiyordu.

Çiçek tarlasında ki görüntüsü aklımda canlandığında gülümsedim.

"Çiçek tarlası"

sope: Demon eyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin