Merhabalar bayağı uzun bir süre sonra ilk defa yeni bir kurgu ile geldim. Eski kurgularımı düzenleyip paylaşmaktan bir hayli sıkıldım. Bazı eski kurgularımı da tamamen rafa kaldırma ve yayımlamama kararı aldım.
Bu kitap uzun süredir üzerine çalıştığım ve umutlu olduğum bir kitap.
Bundan sonra her kitabımın kendisine ait olacak parçalar bestelemeyi düşünüyorum, yani jenerik tarzı. Bazı bölümlerin kendine özel parçaları da olacak elbette. Multideki parça bu kitap için deneme parçası :)
Umarım aktiflik çok olur ve her hafta bölüm yazarım, artık boş vaktim var ama motivasyona ihtiyacım var.
Bu kısa bir tanıtım olsun, birazcık toplanalım ve yola çıkalım istiyorum.
Keyifli Okumalar Dilerim
"Hayat var olmaktan daha fazlası..." diye fısıldadı gözleri sabit bir noktaya bakarken,
"Ruh sandığından daha karmaşık ama onun da bir haritası var. Ruhun haritası, okumayı bileni güzel yerlere çıkarır, bilmeyeni ise dallanmış budaklanmış yollarda döndürür ve delirtir."
Havadaki tozu gösteren ışık hüzmesinde dolandı bakışlarım, yıllardır ayak basılmamış bu odada ne işimiz vardı bilmiyordum.
"Peki ya sen? Ruhunun haritasını okuyabiliyor musun?"
Başı yavaşça omzuna doğru döndü, odadaki ışık kadar cansız bakışları yüzümde dolaştığında birbirine kenetlediğim ellerimi sıktım.
"Ruhunun haritasını okuyabilenler yalnızca gerçekten acı çekenlerdir. Gerçekten acı çekip, onun üstesinden gelebilenler."
Peki ya o? Gerçekten acı çekip üstesinden gelmiş miydi? Yoksa henüz bunu yapamamış mıydı?
"Bu çok ucu açık bir cevap." dediğimde dudakları hafifçe kıvrıldı, başını geriye doğru yaslayıp gözlerini kapattığında derince bir iç çekti, onun yerine benim ciğerlerim tozla dolup taşmıştı sanki.
"Evet, tıpkı sen ve ruhun gibi."
*Okuyan herkese teşekkürler.
YOU ARE READING
RUHUN HARİTASI
General FictionRange Rover'dan inen genç adama doğru ilerlerken avuç içlerim çoktan terlemeye başlamıştı. Kızların arkamda gülerek beni izlediğini biliyordum onlarla böyle bir iddiaya girmem yeterince saçmayken böyle birisinin böyle bir arabadan inmesi daha saçmay...