Bölüm 4 ☾ Mum ve Kibrit

123 17 1
                                    

Tam 6250 kelime yazdım, genel olarak bölümler bu uzunlukta

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tam 6250 kelime yazdım, genel olarak bölümler bu uzunlukta. Yani basılı olan bir kitabı düşünün ve onun otuz sayfasını şöyle bir tutun. Heh tam olarak o kadar, ondan ötürü yıldızımı parlatmanızı rica edeceğim, daha da ballısı satır arası yorumlar olur :')

Keyifli Okumalar Dilerim^^

Hazar'ın giyinme odasından çıkmasını beklemek yerine yanına ilerlediğimde midemin bulantısını fark ettim.

"Nil'e ne olduğunu biliyor musun?"

Kıyafet odasına girdiğimde Hazar'ın cam kapaklı dolabına bakıyor olduğunu gördüm.

"Bilmiyorum," diye mırıldandı askılıktan siyah bir parça çıkarırken "Sen de öğrenmeye çalışma."

Arkasında beden dilimle kınama tepkisi verdiğimde beni görmediğini idrak ederek konuştum.

"Öğrenmeye çalışma mı? En yakın arkadaşım öldü, benim yüzümden, gözlerimin önünde."

Hazar yanımdan geçip giyinme odasının kapısını kapatırken sabırsız bir şekilde nefes aldı.

"Bak, sürekli bunu dile getirip durma. Seni korumak yeterince zor ve sen daha da zorlaştırıyorsun."

"Zorlaştırıyor muyum? Neden sadece beni korudun? Neden...bütün arkadaşlarımı...korumadın?"

"Sen neden korumadın?" dedi oldukça suçlayıcı bir sesle "Sen neden o gün arabaya binip benimle gelmedin?"

Duraksadım, hareket eden duvardı ve bana çarpmıştı sanki, bedenimdeki bu hissin başka açıklaması olamazdı. Evet, bir şey bana çarpmış olmalıydı.

"Seninle gelmemem mi saçma?" dediğimde istemsizce bu konuda onunla hem fikir olmuştum, o gün onunla gitsem şuan tek zarar gören kişi ben olabilirdim, Erdem ve Nil yaşıyor olurdu, Seray ise tehlikede bile olmazdı.

"Peki...beni neden kurtardın?" dediğimde nihayet gözlerine bakma cesareti göstermiştim, filmlerdeki gibi güzel olduğun için diyemezdi, mesele bu olsa Nil'i kurtarırdı, bana aşık olmasına imkan yoktu çünkü yeni tanışıyorduk, iyiliğinden yaptıysa neden sadece bendim?

"Kendime geldiğimde...erkek arkadaşınızın öldüğünü söyledi abim. O gün...oraya sadece seni değil, ikinizi kurtarmaya gelmiştim."

Diksiyonunun bu kadar iyi olması garipti doğrusu. Hayır, garip olan bu değildi, giyinme odasında sakince benimle konuşmasıydı, konuşmamızdı.

"Babandan...korkuyor musun?"

Suratına un serpilmiş gibi şaşırmış bir ifadeyle bana bakarken sorduğum soru yüzünden kendimi kötü hissediyordum, burnumu sokmamalıydım değil mi?

RUHUN HARİTASIWhere stories live. Discover now