Bölüm 6 ☾ Küfeciler

78 12 0
                                    



Okuyucu sayımız hiç artmıyor arkadaşlar :') Eşinize dostunuza, bu platformu kullanan arkadaşlarınıza önerin de buralar azıcık şenlensin :'D Ben de sizlere bomba gibi bölümler yazayım anlaşalım -

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Okuyucu sayımız hiç artmıyor arkadaşlar :') Eşinize dostunuza, bu platformu kullanan arkadaşlarınıza önerin de buralar azıcık şenlensin :'D Ben de sizlere bomba gibi bölümler yazayım anlaşalım -.-

Multimedyadan kitabımızın yeni parçasını dinlemeyi unutmayın. Bu parça yeni karakterimizi temsilen de diyebilirim *.*


Keyifli Okumalar Dilerim^^

Açılan kapının ardında şaşkın bir ifadeyle duran adama bakarken birkaç dakika kalbimin gümbürtüsünü dinledim, korku o kadar hızlı hücrelerime yayılmıştı ki her şeyi olduğundan daha aydınlık gördüğüme yemin edebilirdim.

"Sen..." dedi Onur Amir, Hazar'ı tanımış gibi "Buradasın?"

Bakışları önce bana döndü sonra yüzümü detaylıca inceledi kimin tarafında olduğumu çözmeye çalışıyor gibi bir hali vardı. Ama benim kaçırıldığıma bizzat kendisi şahit olmuşken bunu sorgulamasına gerek yoktu.

"Onu kaçırdın mı?" dedi nihayet, bakışlarının son durağında Hazar'ın elinde sıkıca tuttuğu silah vardı.

"Ve beni vuracak mısın?"

Olayları çözmeye çalıştığını anlayabiliyordum ama vakit kaybetmek yerine kaçsa ya da olaya müdahale etse olmaz mıydı? Mesela ani bir tekmeyle filmlerdeki gibi silahı falan düşürtseydi? Pek bunu yapacak birine benzemiyordu, daha çok her şeyi konuşarak çözeceğine inanan birisi gibiydi.

"Hazar," dedim boş olan elinin bileğine yapışarak "Özür dilerim, lütfen gidelim."

Onu sarstım ama hayır, bana bakmayı büyük bir öfkeyle reddediyor yalnızca karşısındaki adama odaklanmış bekliyordu. Çözüm ürettiğine inanan yalvarıcı tarafım bana daha çok baskı uygularken göğsümün üzerindeki ağırlıkla baş etmeye çalıştım.

"Rana, sakince bu tarafa geç."

Karşımda bir polis olmasını umursamayarak Hazar'a bakmaya ve şansımı denemeye devam ettim. Onur Amir göründüğü kadar zeki değil miydi? Yoksa Hazar onu vurmak için sandığım kadar kararlı mı değildi?

"Ne istersen yapacağım, yemin ederim. Onu, bunu kastetmemiştim demeyeceğim, ne istersen! Sadece...gidelim."

Onur Amir'in üzerinde silah yok muydu? Olsa bile o çıkarana kadar vurulmuş olurdu, benim yüzümden.

Benim yüzümden.

Kaçmayı denemek yerine neden sözünü dinlememiştim ki?

"Ne istersem öyle mi?" dedi Hazar bana dönerek "İtiraz etmeden?"

RUHUN HARİTASIKde žijí příběhy. Začni objevovat