Omeganın Zaferi

10.6K 905 198
                                    

Sınır 100 volte 75 yorum

Jungkook

Taehyung'un getirdiği poşeti alıp tüm kıyafetleri yatağın üzerine döktüğümde aldığım koku Alfanın okyonus kokusuydu. Üzerimdeki bornozu çıkarıp çıplak bir şekilde kıyafetlerin arasına yatarken tişörtlerden birini elime alıp burnuma götürdüm. Sadece dakikalar içinde ruh eşimin kıyafetleriyle yaptığım yuvanın içinde uykuya dalmış, onun kokusuyla acılarım azalmıştı.

Ertesi gün daha az ağrım olmasına rağmen yatakta kıvranıp duruyordum. Alfayı arzuluyor, onun parmaklarının içimde olduğunu hayal ediyordum.

Odamdaki boy aynasının karşısına geçip vücudumu süzdüm baştan aşağı. Güzel miydim? Taehyung beni beğenir miydi? Belim inceydi yan dönüp kalçama baktığımda alt dudağımı ısırdım. Kalçam dolgundu yani fiziğim bir çocuk doğurmama rağmen düzgündü. Aklıma gelen fikirle hafifçe sırıtıp dolabımı açtım. Yıllardır giymediğim eteğim ve croplarımı ararken tüm kıyafetlerimi yere dökmüştüm.

Sonunda aradığımı bulduğumda sevinçle yeniden aynanın karşısında buldum kendimi. Pembe pileli eteği bacaklarımdan geçirdiğimde aynadaki yansımama hayranlıkla baktım. Kalçamın hemen altında biten eteğin üzerine giydiğim siyah göbeğimi açık bırakan crop ile dudaklarımı büzdüm. Ellerim saçlarımda gezindi, keşke uzun olsalardı diye düşündüm.

Gözlerim maviye dönmüştü, omega yıllar sonra böyle giyindiğim için açığa çıkmıştı. Çok iyi hissediyordum. Uzun zamandır kendimi bir kutuya hapsetmiş, şimdi o kutudan çıkıp özgürlüğüne kavuşmuş gibiydim. Alt kata inip mutfak dolaplarını karıştırıp tüm abur cuburları tabaklara koyup salona geçtim. Gece rahat uyumuş olsamda çok fazla erekte olduğum için yorgun düşmüştü bedenim. Şimdi film açıp, abur cuburlarımı yiyerek keyif yapacaktım.

Rastgele bir aşk filmi açıp izlerken duygusallaşmış ve gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Ağlıyordum, alfamı yanımda istiyordum. Onunla mühürlenmeli ve onun çocuklarını doğurmalıydım. Kızgınlığım bunun için en uygun zamandı. Bu yüzden yanımdaki telefona uzanıp Alfanın adına tıklayarak onu aradım.

"Jungkook iyi misin bir şey mi oldu?"

"Teyungg buraya gelir misin sana ihtiyacım var". Sesimi incelterek konuşmuştum.

"Jungkoo-k ben bilemiyorum şaşırdım biraz. Gelmemi istediğine emin misin?"

Hıçkırık sesi ardından ağlamaya başlamıştım. Alfam beni istemiyor muydu?

"Ağlıyor musun yoksa?"

"Hıhım ağlıyorum. Canım acıyor alfa, kıyafetlerini değil seni istiyorum."

Taehyung ayaklanmıştı, seslerini duyuyordum. "Sakın ağlama hemen geliyorum Jungkook." dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ardından telefonu kapatıp makyaj yapmak için odama çıktım. Ruh eşime güzel görünmek istiyordum.

Mavi gözlerimin kenarına gölgeli bir makyaj yaptığımda dudaklarıma da çilekli lipbalmımı sürdüm. Parfüm sıkmaya gerek yoktu, kızgınlıktaki feromonlarım Alfayı baştan çıkaracak kadar güzel koktuğuna emindim. Penceremin önüne geçip Alfanın gelip gelmediğini kontrol ettiğimde onun arabasını görüp koşarak alt kata indim.

Kalbim çok hızlı çarpıyordu. Üzerimi kontrol edip kapıyı açtığımda Taehyung'un gözleri bedenimin her bir zerresinde gezindi. Şaşkındı, gözleri anlık kırmızıya dönmüştü. Onu etkilemeyi başarabilmiştim. "İçeri gelmeyecek misin?" diye sorduğumda girdiği transtan çıkıp gözlerime baktı. Şaşkınlığı yerine şimdi kaşlarını çatmasının sebebini anlayamamıştım.

My Omega - taekookWhere stories live. Discover now