Gölden kurtarılan

500 37 5
                                    

Selam canlar.

  Öncelikle yeni bir kitap yazıyorum adı Polis Bey Çok Gaddar desteklerinizi bekliyorum.

   Hadi bölüme geçelim.

                       _______________________

   

   Vücüdum kısa bir soğuklukla kendine gelirken bedenim tekrardan sıcaklığa bir beden tarafından çekildi.

      Belimden tutulduktan sonra suyun yüzeyine çıktık.

     Dokunuşu gözleri hepsi oydu. Şuan onun kucağında suyun üzerinde birbirmize bakıyorduk.  Gözlerinde hüznün parıltıları vardı.

     "İyi misin?" Sesi boğuk çıkarken kafamı salladım.

      "İyiyim." Dudaklarıma kısa bir süreliğine kayan gözleri tekrar gözlerime çıktı.
Gölden  kıyıya doğru hangi ara çıkmıştık?  ancak ayaklarım sert ve yeşil toprağa basınca idrak edebilmiştim.

    Susuyorduk bir hiç mişçesine susuyorduk.

    " birşey söylemeyecek misin ?" Ne söylemeliydim ki . Ne söyleyecektim...

       Kalp ağrı çeker unutur sanardım yalanmış. Unutamamışım yanımdaki adamı unutamamıştım. Hiçbir suçumuz dahi yokken bir hiç uğruna ondan uzak kalmıştım.

    "Ne söylemeliyim." Sakin tutmaya çalıştığım sesimle cevap vermiştim.

   Gözlerime baktı ve yutkundu . Herhangi bir cevap vereceğini düşünmüyordum. Bu kısa ancak kalbimdeki sızısı büyük olan konuşmayı ayağa kalkarak bitirdim.

     "Üzerimi değiştirmeye gidiyorum. Sen de değiştir Doktor ! Hasta olma ."

    Arkamı dönüp yanından uzaklaştım . Birkaç dakika yürüyüp eve girdim bana ayrılan "Evren'in " odasına girdim.

    Kenardaki bavuldaki kıyafetlerim içinden  günlük bir elbise daha çıkardım. Üzerimi değistirip saçımı kuruladıktan sonra yatağın üzerine oturdum. Biraz muhakeme kurmaya ihtiyaç duyuyordum. Kaderin bir oyunumuydu? Biz kader için bir oyuncak mıydık.

    Evren bizimle oyun oynuyordu . Kalbimizle çok büyük oyun oynuyordu...

         Üzerimi değistirip kuru kıyafetlerimi giymiş şimdi alt kata güzel bir kahvaltı sofrasına oturabilmeyi diliyordum.

     Tahta korkuluklara tutuna tutuna salona indim. Salondan mutfağa geçip mutlu aile tablosuna baktım.

     Masa yenekler ile donatılmış . Tüm herkes masada oturmuştu.

    Gözlerime Kaan 'ın silüeti de çarpmıştı bu kalabalıkta. Fakat hiçbirimiz bir adım atmamıstık.
      Masada tek boş yer olan Haluk amcanın yanına geçip oturdum. Kısa bir günaydın faslından sonra hepimiz yemeklerimizi yemeye başlamıştık.

    Herkes yemeğini yiyip keyif çaylarına uzandığında Haluk amcaya döndüm.

   "Haluk amca ani bir karar olduğunu biliyorum ancak eve dönmek istiyorum."

   Bakışlarım masanın altındaki ellerime kaydı. Bir tepki bekliyordum ancak masadan bir ses bile çıkmıyordu.

    "Neden kızım?"

  Babacan bir tavırla elini omzuma koydu.  Ona nasıl kalbimin dayanmadığını, oğlu ile yüz yüze geldiğim zaman kalbimin parçalandığını söyleyebilirdim.. söyleyemezdim.

KÜTÜPHANE AŞKI (Doktor Kurgusudur)Where stories live. Discover now