5.BÖLÜM "GERİ DÖNÜŞ"

70 8 6
                                    

"Özlersin deli gibi özlersin hemde,ama o sadece bir telefon uzağındadır;Ve bir gün çıkıp gelir,karşına geçer ve sana sarılır işte o zaman unutursun onsuz geçirdiğin günleri..."

******

Özlem,evet kesinlikle şuan hissettiğim duygunun adı özlemdi, altı aydır görmediğim deliler gibi özlediğim insan şuan arkamdaydı ve elleri gözlerimdeydi.Usulca elimi onun elinin üstüne attım ve gözlerimin üstünden kaldırıp arkama döndüm.Karşımda askeri üniformasının içindeydi,deli gibi özlemiştik onu ama bana haber vermemişti büyük ihtimalle Afra da herşeyi biliyordu ve o yüzden telefonda öyle konuşup beni aşağa çağırmıştı, yüzümde ki sırıtışı sildim ve kaşlarımı çatıp dudaklarımı araladım...

"Pis öküz niye geldiğini söylemiyorsun,her seferinde böyle mi öğrenicem geldiğini." kollarımı göğsümde birleştirip söylediklerime karşı ellerini omzuma koyup beni kendine çekti ve sarıldı tepkisiz kalmadan bende kollarımı beline doladım ve o çok özlediğim okyanus kokusunu içime çektim,en sevdiklerim yanımdaydı,bir Poyraz eksikti artık oda yanımdaydı...

"Eee biz buna Poyraz farkı diyoruz canım benim,insanları şaşırtmak benim işim." dediğinde ellerimi belinden çektim ve yüzüne baktım,her zaman böyleydi altı ay geçmişti ama benim tanıdığım Poyraz da zerre değişiklik yoktu gine o gıcık,çok bilmiş ve egoist Poyrazdı,ama ben onu bu özellikleriyle seviyordum böyle yaparak ben ve Afra'nın Poyrazı oluyordu,o bizim sırığımızdı ve hep öyle kalmalıydı...

"Yaa yaa ne demezsin senin bu şaşırtmaların sadece bana ama bir kerede Afrayı şaşırt,oda hep sana ortak olmasıyla beni deli ediyor." bakışlarımı Afraya çevirdim, dudaklarımı tekrar aralayıp bu seferde ona hitaben konuşmaya başladım...

"Bir gün senin o kıvırcık kızıl saçlarını yolup bolkana çamaşır ipi diye asacam az kaldı Afra."

"Kusura bakma ama bende emir kuluyum,sende her seferinde inanma halla halla."

"İnanmayıp napayım her seferinde rolünü o kadar iyi oynuyorsun ki inanmamak elde değil kızıl kafa." sözlerimi bitirdiğim esnada evin açık olan kapısının ardından babaannemin "bu kapıyı kim açtı gine." diye söylenmesini duydum ben kapıya dönmüş kapıya bakarken babaannem de kapının önünde duran bize bakıyordu,daha doğrusu karşımda ki sırığa bakıyordu,çok şükür üzerinde ki şaşkınlığı atıp bize doğru geldi ve hemen Poyrazın yanında durup konuştu...

"Poyraz oğlum,geldin haa." diyip Poyrazın boynuna sarıldı, Poyraz da yüzünde ki gülümsemeyle ona sarıldı...

"Geldik be Kadriye teyze,nasılsın."

"İyim oğlum iyi.Ee siz niye burda dikiliyorsunuz geçin içeri hadi." dedi ve bizi arkasında bırakarak eve girdi Poyraz bana doğru yaklaşırken aynı zamanda da kollarının arasına Afrayı almıştı,aynı şekilde beni de kollarının arasına aldı ve beraber içeri
girdik.Babaanem mutfakta birşeylerle uğraşırken bizde salonda oturmuş Poyrazın askerdeyken yaşadıklarını dinliyorduk,ben ne kadarını dinliyordum ondan emin değildim ama neyse,çünkü saat neredeyse bire geliyordu ve ben hala uyanıktım,gözlerimi zarzor açık tutmaya çalışıyordum.Ellerimi çenemin altında birleştirip uykulu gözlerle Poyrazı dinlemeye devam ettim,gözlerim tekrar kapanmaya çalışırken Poyrazın adımı zikretmesiyle bulunduğum yerde doğruldum ve onu dinledim...

"Git uyu kızım yaa,şimdi düşücen yere inciticen bir yerlerini başıma bela olma hadi git yatağında yat." ahh ne güzel dedin be Poyraz benimde buna ihtiyacım vardı zaten,ayağa kalktım ve Poyrazın karşısında durup dudaklarımı araladım...

"Ne iyi dedin yaa,yarın konuşuruz yoksa dediğin gibi şimdi yeri boyluycam." biraz eğilip yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve hala onu dinleyen Afraya da elimle öpücük gönderip salondan salına salına çıktım.Kapımı açtım ve odaya girip yatağıma doğru ilerledim yatağın yanına gelip telefondan saatte baktım ve saatin biri on geçtiğini gördüm,hemen yorganı mı kaldırıp içine girdim ve yorganı boynuma kadar çekip gözlerimi kapadım uyukuya dalmam ise saniyeler sürmüştü...

KALBE MÜHÜRWhere stories live. Discover now