6.BÖLÜM "GEÇMİŞİN İZLERİ"

26 5 29
                                    

"İnsanın geçmişi en büyük kabusudur,benim kabusum ise babamdı.
Kiminin babası onun için kahramanken,benim babam ise benim için sadece azraildi..."

Şimal Yıldız

******

Şimal'in anlatımıyla...

Hastaneden çıkıp bir pastaneye gittim,ablamın en sevdiği çikolatalı pastadan aldım ve eve doğru yürümeye başladım.Uzun bir zamandır doğum gününü kutlamıyordu o yüzden sürpriz olucaktı ona, babamın ölümü onu biraz üzmüştü ama üstesinden kolayca gelmişti,
çünkü bu hayatta herkesin babası onlara kol kanat gelirken,bizim babamız bizim kanatlarımızı kırmıştı.

Evimin bulunduğu sokağa girdiğimde hızlı adımlarla apartmana doğru yürüdüm.Apartmana girip asansöre bindim elimde ki pasta kutusuna bakarak gülümsedim,üçüncü katta durduğum da hemen asansörden çıktım ve evin kapısına doğru ilerledim,kapıyı açıp içeri girdim ama ev çok sessizdi,evde olmaması işimi daha da kolaylaştırırdı ama evde olduğuna adım gibi emindim.Mutfağa ilerleyip elimde ki pastayı tezgâhın üstüne koydum ve tekrar salona yöneldim,üzerimde ki montumu ve çanta mı vestiyere astıktan sonra ablamın odasına doğru adımlarımı attım,ama kapısının önüne geldiğim sırada içerden kesik kesik hıçkırık seslerini duyunca durdum, çünkü gine ağlıyordu hersene doğum gününde babası için ağlıyordu.

Kapıyı açıp içeri girdiğim de yatakta iki büklüm olduğunu gördüm, dağınık kahverengi saçları yastığının üzerine yayılmıştı,kapısının açıldığını fark edince hemen kafasını kaldırdı ve kafasını kaldırmasıyla kan çanağına dönmüş gözleriyle karşılaştım,kalbime sayısız hançer batınca ona doğru yaklaştım ve yatağın kenarına oturdum,ağlamamalıydı hiç bir zaman bize iyi bir şey yapmayan o adam için ağlamamalıydı,ablama baktığımda hala bana baktığını gördüm,biraz doğrulup dudaklarımı anlına bastırdım ve yüzünü avuçlarımın içine alıp konuşmaya başladım, "Yeter artık abla,böyle yaparak beni de kahrediyorsun." dememle daha çok hıçkırmaya başlamıştı, "Onu ben öldürdüm Şimal,ben doğduğum gün babamın katili oldum." dediğinde daha fazla göz yaşlarımı tutamayıp akmalarına izin verdim,çünkü doğru söylüyordu. Ablam ilk cinayetini babasını öldürerek işlemişti,babasını gömdüğü gün kendini de gömmüştü o toprağa.

"Niye hep kendini suçluyorsun abla,eğer müdahale etmeseydin o seni öldüre bilirdi. Peki eğer o seni öldürseydi senin onun için üzüldüğün gibi oda senin için üzülecekmiydi,
hayır dimi hayır." dedim,babam alkollük biriydi annemin ölümünden önce içmezdi ama annemin ölümünden sonra ne kadar pis alışkanlık varsa yapmaya başlamıştı,o gün gine eve alkollü gelmiş ve bana ona çay getirmemi istemişti,dediği gibi ona çayını getirmiştim ama çayın soğuk olduğunu söyleyip,daha yeni kaynamış olan çayı bilerek ellerime dökmüş ve elimde üçüncü derecede yanıkların oluşmasına neden olmuştu.

Ablam attığım çığlıkları duyunca hemen yanıma gelmiş ve elimi soğuk suyun altına koymak için beni mutfağa götürmüştü,elimi o halde gören ablam babamın yaptıkları yüzünden artık dayana bilecek durumda değildi,bu sebepten ötürü odaya gitmiş ve babamla tartışmaya girmişti,ardından bende odaya girmiştim.

Babam onun bu tavrına sinirlenip ablama tokat atmış ve ablam da tokat'ın etkisiyle yere düşmüştü,babamın ablamın üstüne doğru ilerlediğini gördüğüm esnada hemen kanepenin yanında ki yastığı alıp babamın kafasına firlatmıştım,bu yaptığım şeyden dolayı sinirlenen babam bana öyle bir bakmıştı ki,korkudan bulunduğum yere sini vermiştim. Ben bulunduğum yerde elimi acı içinde
sallarken ablam ise korkuyla babama bakıyordu,korkan tek kişi o değildi bende çok korkmuştum on yaşında ki bir çocuğun yaşamaması gereken herşeyi yaşamıştım ben. Ben çocuk olmadım ki hiç,beni on yaşında yetişkin biri olmak zorunda bıraktılar.

KALBE MÜHÜRWhere stories live. Discover now