MARDİN

728 42 4
                                    

     “Benden ailemi alan şehire
geldim ben.”

Amcamla konuştuktan sonra timin yanına gittim koridor da Sameti gördüm “Samet herkesi 5 dakika içinde arka bahçe de topla” “anlaşıldı komutanım” dedikten sonra arka bahçeye doğru gittim. 5 dakika içinde hepsi teker teker geldi. Hepsi bir ağızdan “Buyrun komutanım” diye bağırdılar evet bağırdılar sabır Allah'ım “geçin oturun sizlere bir şey açıklayacağım ” “konu nedir komutanım yeni bir görev mi var?” diyen Seline baktım “evet bir görev var ama bu göreve siz gelmiyorsunuz” hepsi şaşırmıştı “nasıl yani komutanım?” bu sefer soru soran Ayazdı  “göreve ben tek gidiyorum sizler burada olacaksınız yine görevlere gideceksiniz timin komutanlığından  çekildiğimi söylemek için sizleri topladım bundan sonra komutanınız Ali Yüzbaşım olacak” hepsi bir süre sustular söze ilk giren selim abi olmuştu “ ne demek timin komutanlığından çekiliyorum Asena ne görevi bu biz neden gelemiyoruz” selim abi bana çok fazla adımla seslenmezdi “selim abi haklı komutanım ne görevi bu? ” sorgulamak da haklılardı yıllarca sırt sırta görevlere gittik. “ göreve Mardin'e gidiyorum özel bir görev tek gitmem daha iyi ” hepsi sustu kimseden ses çıkmadı “bizde gelelim komutanım ayak bağı olmayız size ” diyen Eren'e baktım “konuyu kapatıyorum yarın ya da bu gece yola çıkabilirim bir şey demek isteyen nerede olduğumu biliyor oraya gelir” kimsenin bir şey demesini beklemeden oradan ayrıldım. Bu kadar zor olabileceğini düşünmemiştim onlar benim için bir timden daha çok  ailem olmuşlardı birden bırakmak çok zor geliyordu onlarla birlikte gidemezdim.

Odama geçmiş eşyalarımı toparlıyordum odanın kapısı çalındı “gir! ” içeriye Mehmet gelmişti “komutanım Yarbayım sizleri odasına çağırıyor ” “geliyorum şimdi” mehmet tam odadan çıkacakken tekrar bana döndü “komutanım yanlış anlamayın ama gideceğinizi söylediler doğru mu? ” gideceğim tahminimden daha hızlı yayılmıştı “evet gidiyorum Mehmet görevim var” “komutanım tek gidecekmişsiniz kendinize dikkat edin Allah'a da emanet olun” diyip odadan çıktı. Şaşırmıştım açıkçası Mehmet'i tanırdım iyi çocuktu severdim de ama bunları diyeceğini tahmin etmezdim. Daha fazla oyalanma'dan odadan çıkıp Yarbay'ın odasına gitmeye başladım. Kapıyı çaldım gel komutu gelince içeriye girdim “buyrun komutanım beni çağırmışsınız ” “gel kızım otur ” eliyle sandalyeleri işaret edince oturdum “ bu gece 02:30 uçağıyla Mardin'e gideceksin” sözleri kulağımda yankılandı 2:30 uçağı Mardin aralarında 1 saat 20 dakika vardı “anlaşıldı komutanım” yarbay bir süre daha bana görevle alakalı bilgi verdikten sonra odaya geçip her şeyimi hazırladım amcamlara haber verdim kimsenin duymasını istemiyordum.

Eşyalarımı toplamıştım  hepsi bitmişti birden odaya yusuf girdi “dingonun ahırı mı burası yavaş gel ” “ben mi yavaş geleyim farkında mısın bilmiyorum ama şuan mardin'e gidiyorsun asena ” “evet gidiyorum görevim var gidiyorum ailemi de ziyaret edeceğim iznim'i de hiç kullanmadım zaten onu da kullanırım ” bir süre yüzüme baktı neden böyle yapıyordu ki şuan sadece tek istediğim birinin beni anlamasıydı evet kolay değil ama bunu yapmak zorundayım yusuf arkasını dönmüş gidecekken durdu birden “korkuyorum Asena senin için korkuyorum evet akıllısın zekisin güçlüsün ama yarandan vururlarsa o zamanda güçlü kalabilecek misin?” “ne olursa nereden vurursa vursunlar her zaman güçlü kalacağım duymak istediğin buysa duy  kimsenin yaramdan vurmasına izin vermeyeceğim hoş vursalar da eskisi gibi acımaz alıştım ya artık” burukça gülümsedim odanın kapısı çaldı içeriye teker teker tüm tim girdi.

“kusura bakmayın komutanım kapıyı çalmadan girdik ama sizden helallik almadan gitmenizi istemedik” diyen Mert'e baktım gülümsedim onlara “eğer üzerinizde de hakkım geçtiyse helali hoş olsun sizden bu şekilde ayrılmak istemezdim hakkınızı helal edin ” “ayol kız ben şimdi bu bu iki ayıyla ne yapacağım ya ” diye ortama girişini yapmıştı merve abla hepimiz dediği şeye gülmüştük tabi Selim abi hariç “aşk olsun ben ayı mıyım merve ” askeriye de kök söktüren herkesin korktuğu Selim abi şuan eşinin ayı demesine küsmüştü “aşk var zaten canım” demiş ve selim abiyi öpmüştü “lütfen biri kova getirebilir mi kusucam sanırım da ” diyerek herkesin iç sesi olmuştu Mert herkes gülmüştü “kıskanma merticim seni de görücez” demişti merve abla “yok ben almayayım yengecim” demişti mert. Merve abla dönüp bana baktı derin bir nefes aldı “Mardin'e gidiyormuşsun kız selim demese haberim olmayacaktı öyle kuru kuru gitmekte yok canım bugün bize gelin gitmeden biraz vakit geçirelim ne dersin? ” işte bu yüzden onlara ailem diyordum ne olursa olsun hep yanımda oldukları için “olur merve abla gitmeden önce bizim yaramazıda görürüm hem” diyerek tebessüm ettim “e o zaman ben gideyim bir şeyler hazırlayayım hadi görüşürüz” tam gidecekken bize döndü işaret parmağıyla ben ve seline göstererek “sizde benimle geliyorsunuz o kadar insana tek yemek hazırlayamam ya ” diyerek bizi de kendisine yardım etmemiz için çağırmıştı “benim biraz işlerim var onlar bitsin gelirim siz seninle gidin ” “ee selin komutanım yürüyün gidelim biz o zaman” “önden buyrun savcım ” diyerek gülerek gittiler merve abla savcıydı işinde başarılı bir kadındı. Herkes yavaş yavaş çıkmıştı bavulu mu hazırlamıştım oda da hiç bir eşyam kalmamıştı komutanlarımla selamlaşmıştım. Bavularımı arabamın bagajına koyup direk merve ablaların evine gitmeye başladım.

GÖREV ADI : İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now