KRİZ

471 44 36
                                    

Kendimi karanlığa teslim etmiştim.
Bir daha ne zaman aydınlığa kavuşacağımı bilmeden. ”

Yıllar sonra benden ailemi alan o şehre geldim ailemin katilini ve görevimi yerine getirmek için. Yıllarca kimse arayıp soruşturmamıştı beni. İşlerine gelmişti bu şekil de mirasa daha iyi çökeceklerdi.

Ailemi kaybettiğim de 5 yaşlarındaydım. Tek bir gece de her şeyimi aldılar benden kime anlatsam bana sağır oldular , kime göstersem kör oldular, kim görse dilsiz oldu. Sürekli itildim oradan oraya attılar beni.

Kimse bana bakmak istememişti. “İşim gücüm yok bir de öksüz yetime mi bakıcam!? Ben bakmam istemem bu kızı evimden. ” herkes böyle derdi bana şimdi hepsi yüzüme güler oysaki.

Teyzeme gittim beni Halama yolladı. Halama gittim beni dayıma yolladı. Dayım ise beni Ferhat amcama yolladı. İyi ki yollamıştı beni. Amcam da yengem de bana ailemin eksiğini hissetirmemeye çalışıyorlardı.

Onlara gittiğim o gece mideme yemek girmişti aylarca oradan oraya sürüklendim. Kimse bana bir bardak su bile vermezdi. Çok görürlerdi bana. Döver ve aşağılayıp dururlardı.

O gece yengem ve amcam önüme bir sürü yemek çeşidi koymuşlardı. Ama oysaki bana bir kuru ekmek verseler bile öper başıma koyardım. O gün çok şaşırmıştım ama aşırı da mutluydum. Yemekten sonra yengem beni banyo yaptırmıştı.

Bana çok narin davranıyordu sanki biraz sert davransa parçalara ayrılıp yok olacakmışım gibi davranırdı. Banyodan sonra saçlarımı kurutmuş bana Rojin'in
Kıyafetlerini giydirmişti.

Beni bir odaya götürmüştü odanın içi çok güzel tasarlanmıştı. Lila ve beyaz renk temalı bir odaydı oyuncaklar vardı. Ama bunların benim için bir önemi yoktu. Tek önemi bir odam vardı benim. Soğuk değildi eski değildi bodrum değildi. Odaydı sıcaktı ve bodrum değildi. Burası bana yuva olmuştu yaralarımı sarmıştı.

Ama ailemin katilini bulmam lazımdı. Onlara verdiğim sözü tutmak için Ankara MSÜ Kara Harp Okulu'na girmiş ve askerliğimi yapmaya başlamış ve görev için buraya tekrar gelmiştim. Her şey yolunda gidiyor diye düşünürken başımıza berdel olayı çıkmıştı.

Rojin'e çok üzülüyordum ama kendisi bunu kabul ettiğini ve Afranla evlenmek istediğini söylemişti. Kendi kararıydı saygı duymuştum.

Ben kendi düşüncelerime dalmıştım. Asel'in kolumu cimciklemesi ile ona dönmüştüm.

“Noldu bir sorun mu var? Ne diye kolumu cimcikliyorsun?”

Asel yüzüme mal mal bakıyordu. Kafamı etrafa bakmak için çevirdiğim de herkesin bana baktığını gördüm. Asel'e döndüm.

“Niye herkes bana bakıyor? ”

Asel bir süre bekledikten sonra cevap vermişti.

“Asena şimdi söylediğim şeyden sonra sakin kalıyorsun tamam mı? ”

“Tamam.”

“Asena Rojin yerine seni istediler”

Ne demişti Asel kimi, kimi istemişlerdi? Ben ne alakaydı her şey ayarlanmıştı şimdi neden böyle bir şey yapmışlardı. Kafamı kaldırılıp Rojin'e baktım kafasını eğmişti ama gözlerinin dolduğu belliydi.

Bunlar ne yapıyorlardı? Oyuncak seçermiş gibi ben bunu beğenmedim vazgeçtim mi kafasındalar. Sinirle yerimden kalktım. Afşar aşiretinin ağasının önüne geçtim.

“Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Toplantıda Rojin dediniz tüm Mardin'e duyurdunuz şimdi ise oyuncak seçer gibi değiştiriyorsunuz! ”

“Asena sakin ol karışma bu işi sen git gir içeri! ”

GÖREV ADI : İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now