on beş

4.8K 289 136
                                    

                     Bir ay sonra, biz geldik!
       Umarım kurguyu unutmamışsınızdır...

Bölüme geçmeden önce ufak bir şey söylemek istiyorum, okursanız sevinirim❤️

Artık bölümlere sınır koymaya karar verdim, çünkü okunma sayılarına göre, yorum ve oy sayısı epey bir az gözüküyor...

Bir süre sonra sınırı kaldıracağım zaten, ama şimdilik maalesef koyuyorum. Bir sonraki bölüm, sınıra vardığımızda ya da geçtiğimizde gelecek.

O zaman bölüme geçebiliriz, iyi okumalar dilerim! Umarım beğenirsiniz. Yazdığım uzun bölümlerden biri oldu❤️

Sınır: 60 oy, 90 yorum 🩷

---------------------------------------------------

Soğuktan nefret ediyordum. Tam bir yaz insanıydım, sıcağa bayılırdım. Ama maalesef ki, İstanbul yine soğuktu.

Soğuktan üşüyen ellerimi kabanımın cebine koyarak taksiyi beklemeye devam ettim. Beş dakika önce çağırmıştım, hızlı gelir diye adamın aramasını beklemeden hemen aşağı inmiştim, sanırım hata etmiştim. Oysaki yakındı taksi durağı.

Urku'nun evine gidecektim, bunun üzerine konuşmuştuk. Her ne kadar beni almayı teklif etsede karşı çıkmış, kendim gelebileceğimi söylemiştim. Uzun uğraşlar sonucu ikna da etmeyi başarmıştım. En azından öyle düşünmüştüm.

Kabanımım cebindeki telefonum titrediğinde, telefonumu elime alıp kabanımın cebinden çıkardım. Mesaj Urku'dandı.

Konserdeki Sevgilim: Hala gelip alabilirim seni.

Konserdeki Sevgilim: Fikrini değiştirmek için geç değil. Biliyorsun değil mi?

Gözlerimi devirdim. Anlaşılan ikna olmamıştı. Parmaklarımı hızlıca klavyede dolaştırıp mesaj yazdım.

Siz: Malesef çok geç. Taksi çağırdım bile.

Konserdeki Sevgilim: Gelmediyse iptal edebilirsin? Boşuna soğukta bekliyorsun. Gelmem yirmi dakikamı alır. Bu süre zarfında evde oturabilirsin?

Dilimle dudaklarımı ıslattım. Sadece oturup gelmemi beklese olmuyordu.

Siz: Üzgünüm, taksi geldi bile.

Mesajı attıktan sonra telefonumun ekranını kapatarak kabanımın cebine geri yerleştirdim. Gelmesin diye taksinin geldiğiyle ilgili yalan söylemiştim, ama anlaşılan şanslıydım ki, taksi gerçekten de gelmişti.

Tam önümde durduğunda hız kesmeden arka kapıyı açarak arabaya bindim. Kapıyı ardımdan kapatıp adresi söylediğimde arkama yaslandım. Arabanın içi sıcaktı. Buz soğuğundan sonra ödül gibi gelmişti.

Yaklaşık yirmi dakika sonra Urku'nun evinin önünde durduğumuzda parayı ödeyerek teşekkür ettim, ardından kapıyı açıp dışarı çıktım.

Taksinin kapısını kapatıp bahçe kapısına doğru ilerlemeye başladım. Ben kapıyı kapattığım gibi hızla gitmişti.

Bahçe kapısını açarak içeri girdiğimde kocaman bir bahçe beni karşıladı. Bahçenin ortasından evin kapısına doğru giden mermer bir yol vardı. Yolun kenarlarında solar lambalar bulunuyordu. Her ne kadar küçük olsalar da, bahçenin büyük bir kısmını aydınlatıyordu.

Bakışlarımı bahçede gezdirdiğimde oturma yerlerini olduğunu gördüm. Hepsi krem rengine yakın bir renkteydi, çok hoş gözüküyordu.

Evin arka kısmında kalan bahçede ne olduğunu göremiyordum, ama tahminimce havuz olmalıydı.

KONSER | TEXTİNGWhere stories live. Discover now