Bölüm 4: Yıldızlar

28 1 0
                                    

Daria'nın geçmişide benimkinden farksızdı. Ben ikizimden ve sevgilimden darbe yiyordum o ise anne ve babasından. 5 yaşına kadar anne ve babasından şiddet görmüş, ve o küçücük yaşta kaçmaya karar vermiş. Sokaklarda günlerce üşüye üşüye kalmış. Biri onu bulup evlat edinmiş ama oda Daria'yı hizmetçi gibi kullanıyormuş. Sadece 5 yaşındayken yaşadığı şeyler bu. Daria ordan da kaçmayı başarmış. Bir şekilde yurda yerleşmiş tam 17 yaşına kadar yurtta kalmış. Tabi kimse onu evlat edinme çabasında bulunmamış. 17. yaş doğum gününden sonra yurttan ayrılmış ve Eskişehir'den İstanbul'a gelmiş. Anne ve babası ona ne kadar kötü davransa da ekonomik açısından Daria çok zengin bir hayat yaşamış. Bilmiyorum ne kadar günde biriktirdiği o paranın kaç milyonlar trilyonlar ettiğini ama çok zengin. İşte o parayla da kendine ev almış. 18 yaşına bastığında ehliyetini alıp kendine birde araba almış.

Önceden paranın insanı mutlu ettiğini sanardım. Sadece param olsun mutlu olurum sanardım. Ama para kadar sevgide önemliydi. İşte Daria'nın hikayesinden sonra da bunun farkına varmıştım...

Kalbim bir tek kalbi kırık sen değilmişsin. İyi misin? Sanmam. Ama senden daha ağır şeyler yaşayan kişiler var. İyileşmek ister misin? Benim için iyileşir misin?

Kalbimin konuştuğunu hissedebiliyordum. Sanki bana şöyle diyordu.

"Onu unutmam için yeni birileri gelmesi lazım Minal. Ancak öyle unutabilirim."

Kalbim böyle duygulu duygulu konuşurken beynim mantık çerçevesinde konuşuyordu.

"Okuduğun bir kitabı tekrar okumazsın ya da okuduğun kitabın basılmış farklı kapak tasarımlı baskılarını tekrar okumazsın değil mi? Çünkü hikayede ne anlattığını bilirsin. Tekrar okuma gereği duymazsın."

Biz öyle böyle Daria ile sohbet ederken club'ten birinin anonsuyla sohbetimiz kesildi.

"Merhaba sevgili arkadaşlarım nasılsınız eğlenceniz devam etsin inşallah tabi bir kişi hariç. Sesim tanıdık geliyor mu? Minal orada mısın?"

O an gözlerimin karardığını hissettim. Ellerim titriyordu. Sıcak bir ortam olmasına rağmen üşüyordum.

"Minal. İyi misin? Minalcim." diyen Daria'nın sesleri sanki karmaşık bir müziğin arkasından çalan mini tısım seslere benziyordu.

Evet doğru düşünüyorsunuz. Anons yapan kişi Norl'du. Nick Norl'a yumruk geçiriyor arkadaşları ise Nick'in gazına gelip olayı bilmeden Norl'u tokatlamaya başlıyordu.

"Minal sakin ol lavobaya gidelim hadi."

"Gerek yok Daria yalnız kalmak istiyorum. Lütfen peşimden gelme."

Ağlamaklı bir şekilde koştura koştura terasa çıktım. Aynı şeyi 3 yıl öncede yapmıştım. Norl beni nasıl buldu bilmiyordum ama şuan onu düşünemezdim. Daha fazla moralimin bozulmasına izin veremezdim. 

Terasa çıktım. En köşe duvara çöktüm.

"Hakkediyor muyum ben onca kötülüğü."

"Hayır."

Kalın seslerde biri konuşmaya başladı. Terasta kendimi tek sanıyordum.

Kafamı kaldırıp etrafa baktım.

Uzun boylu, siyah saçlı, sakallı, mavi gözlü, esmere yakın bir renk tonundaki kişi benim önümde duruyordu. Fena görünmüyordu.

Dolu gözlerimle masmavi gözlerine baktım.

"Hakketmiyorsun onca kötülüğü."

Yüzümdeki makyajım akmıştı. Eminim ki rimellerim yerle bir olmuştu. Bu halde şuan yanımdaki adama rezil oluyordum.

"Kimsin." diye sordum. Ağlamaklı titrek bir sesle.

Oda benim yanıma oturdu.

" Ares ben."

Gülümsedim.

"Bende Miral."

Bir süre oturduk öyle.

"Miral olayları biliyorum. Anons eden adamın Norl olduğu seni ikizinle aldattığını falan filan."

Yüzüne baktım. Vücudumun donduğunu hissediyordum. Masmavi gözleri ile göz gözeydim.

Ayağa kalktım. Kalkmamla Ares'te  ayağa kalktı.

"Nereden biliyorsun."

"Bak Miral. Norl benim eski bir arkadaşımdı. 2022 Haziran aylarında büyük bir kavga yaşadık ve arkadaşlığımıza sona verdik. 2021'de neler yaşadığınızı biliyorum. Ama sana şöyle söyleyim hiç yakışmıyordunuz hele ki o yüzsüzün teki ile ilişkinizin devam etmesi çok aptalca salakça olurdu."

Gökyüzüne bakıyordum. Gökyüzündeki milyonlarca yıldızlara. Mirenle hep yıldızları izlerdik. Her yıldız kaydığında tek dileğimiz;

Gerçek aşkı bulmaktı.

"Her şeyi biliyorsun yani?"

Gökyüzüne bakarken yandan onun baş salladığını gördüm.

"Biliyorum."

Ona doğru döndüm.

"O zaman söyle  Ares gerçekten bu durumu yaşamayı mı hakkediyordum? Ben bu kazıklığı yemek için mi doğdum. BEN MUTSUZ OLMAK İÇİN Mİ DOĞDUM ARES SÖYLESENE!"

Bana bir adım yaklaştı.

"Hakketmiyorsun. Ama lütfen sakin kal."

O an ne yaptığımı bilmiyordum. İstemsizce ona sarıldığımı fark ettim. Ama içimden kendimi çekmek gelmedi. Vücudu sımsıcaktı. Kendimi sadece o an huzurlu hissettim. Oda bana sarıldı ve saçlarımı okşadı.

"Geçecek hepsi geçecek Minal."

"Ne zaman? Ne zaman söylesene Ares."

"İnan bende çok bekledim."

"Neyi?"

"Seni."

O an  hiç birşeyin farkında değildim. Söylediklerimde farkında olmadığımı savunuyordu.

Birbirimizden ayrıldık. Gözümdeki yaşı hızlıca ellimle sildim. 

"Üzülmene değmez Minal."

Dolu dolu gözlerle Aresin masmavi gözleriyle buluştu. Dakikalarca öyle kaldı.

O sırada Nick koştura koştura terasa gelmişti.

"Minal kim bu?"

Nick'e tanımadığım biri terasta öylece karşıma çıktı desem çok mu saçma olurdu. Ama gerçekler bunlar.

"Gerçekten anlatması çok zor Nick hemde baya saçma."

"Sen ağlıyorsun ve yanında hiç tanımadığımız biri ve diyorsun anlatması zor bilmem ne?"

"Terasta karşıma çıkmış biri."

Kaşlarını çattı bize sert adımlarla yaklaştı.

"Anlamadım?"

"Gerçekten öyle Nick."

"Neyse senle görüşeceğiz Minal daha sonra."

Kolumdan tuttu ve terastan inmek üzere merdivenlere doğru yol aldık. O sırada Arese baktım ona dolu gözlerle gülümsedim oda bana gülümsemesiyle karşılık verdi. 

Gülümsemesi hoştu.

Belki ilk ve son görüşmemiz olacaktı. Belkide başka zaman bir şekilde karşılaşırdık. Belkide bundan sonra hiçbir zaman birbirimizi göremeyecektik.

Merdivenlerden inerken Nick;

"Minal iyi misin?" dedi.

"Konuşmak istemiyorum Nick daha sonra konuşuruz, yarın konuşuruz." dedim.

"Peki güzelim. Yarın konuşalım." dedi.


Kırık KalplerWhere stories live. Discover now