Bölüm 13: Aşıksın

5 1 0
                                    

Ne Nick ile ne de Ares ile konuşmuştum. Zaten Nick ile kavgamızdan sonra ağlayarak yatmıştım. Neden ağladığımı bilmiyorum. Ne duygular içindeydim onuda bilmiyordum. Duygularım karma karışıktı. Düşündüm ama doğru kapıyı bulamadım sadece ağladım ağlamakla yetindim. Öfkemi aşkımı herşeyimi ağlayarak döktüm.

Neden öpmüştü beni?

Neden?

Neden?

Sabah oldu ama böyle sorular hala aklımdaydı. Cevabını bilmiyordum. Ares'inde benim gibi olduğunu düşünüyordum ne oldu ne bitti anlayamamıştık. En son beraberken duygumuz öfkeydi.

Aşk'a yemin etmiştim. Tekrar aynı hataları yapmamalısın aynı şeyleri tekrar yaşamamalısın. Kendine yapma bunu.

Yatağımda yatarak telefona bakıyordum saat tam 12.42'ydi. Buna rağmen ne Nick gelmişti ne de ben dışarı çıkmamıştım.

Ares'den gelen mesaj beni yattığım yerden doğrulttu ve yatağımın üstüne oturdum.

"Özür dilerim."

Boşluktaydım. Ne yazacağımı ne yapacağımı bilmiyordum. 

Denizden çıkmış bir balık gibiydim.

Belki de yakında balık gibi ölürdüm.

Ne dediğimi anlamadığınızı biliyorum. Boşverin...

Sadece görüldü attım. 

Direk yazmaya başladı.

"Çok mu kötüyüm?"

"Ne?"

Mesaj yazmıştım çünkü dediğini anlamadım.

"İlişkide, arkadaş ilişkilerinde insan olarak aşkta davranış olarak gerçekten çok mu kötüyüm?"

Söyleyeceğim netti.

"Ne saçmaladığını hala anlamış değilim. Herneyse konuşmak istemiyorum. İyi günler."

Sohbeti uzatmayacaktım belki görüşmeyi bile bırakacaktım. İstemesem de yapacaktım.

"Kaçıyorsun."

Ne kaçıyor muyum? Kaçıyor muyum cidden? Ne saçma şey

"Hayır kaçmıyorum."

"Kaçıyorsun Minal. Dünde bugünde. Hep."

Cevap veremedim. Haklı mıydı? Cidden kaçıyor muydum? 

Hayır hayır kaçmıyorum hayatım için iyi olanı yapıyorum.

"Kaçmıyorum Ares. Saçma şeylerle başımın etini yeme istemiyorum görüşmek ne de konuşmak ben sadece hayatım için en iyi olanı yapıyorum, hatalarımı tekrar yapmamak için çaba harcıyorum. Lütfen daha da uzatma."

Direk telefonu kapatıp yatağımın üstüne koydum ve telefonumun yanından uzaklaşıp makyaj masamın yanına gittim.

"Ne yapıyordum ben?" diye sordum kendime

İçimdeki ses cevapladı.

"Kendin için en iyi şeyi."

"Kendim için en iyi şey bu mu İç ses."

"Evet Minal."

Hayır hayır.

Ağlamayacaktım.

Ağlamamalıydım.

Ama duyguların seni dinlemiyordu işte ne istiyorsa onu yapıyordu. 

Göz yaşlarım teker teker  akmaya başladı. 

Sildim ve tekrar sildim. 

Koşarak kapıyı açtım o anda Nick'e çarptım.

"Minal iyi misin?"

Yüzüne bile bakmadan tuvalette koştum. 

Defalarca yüzümü yıkadım.

Ağlamamalıydım.

Size saçma gelebilir ama bu sebepler beni üzüyor. Ares'i seviyorum evet çok güzel bir arkadaş ama dünkü olaydan sonra Norl ile geçmişimiz ve  daha sonra  neler olduğu aklımda geldi. İstemeden konuşmayı kestim.

Her şey berbat haldeydi.

Tuvaletten çıktım ve o sırada Nick'i gördüm.

"İyi değilsin. Noluyor abla."

"Hiç birşey."

"Haberim var. En azından telefonda yazdıklarından. Noluyor cidden bu Ares meselesi ne? Niye ağlıyorsun? Aresle aranız gayet iyiydi noldu da şimdi böyle oldu?"

"Anlatmak istemiyorum. Herşeyi içimde yaşamak istiyorum. Lütfen."

"Aşıksın."

Durdum duraksadım.

Kendime hiç bu soruyu sormamıştım. Aşık mıydım?

Dürüst olacağım. "Belki de."

dedim ve direkten odama doğru ilerledim.


Kırık KalplerWhere stories live. Discover now