Bölüm 1

85.3K 1.4K 392
                                    

Telefonumu odamda unutmuştum. Allah kahretsin! Elimdeki anahtarı kapıya doğru yönelttim. Kapıyı hızlı bir şekilde açıp telefonumu aramaya başladım.
Ahh nereye koydum bu telefonu. Odama baktığımda telefonumun sehpanın üstünde olduğunu gördüm. Saate baktığımda ise küçük bir şok yaşadım yine otobüse yetişemiceğimi anladım. Cüzdanımı açtım. İçinde kalan son parayı maalesef taksiye vericektim. İçimde gelmeye gelmeye de vermek zorundaydım. Eğer geç kalırsam patron bu sefer beni işten atardı. Ve bu en son isticeğim bir şeydi.

Taksici gelmişti. Derim bir nefes aldım. Bu yoğunlukta taksi bulmakta zordu. Sadece 10 dakika geç kalıcaktıkm. Çokta sorun değildi bence.

Taksideyken son iki ayda yaşadıklarım aklıma geldi ve derin düşüncelere daldım.

Hayatımın en yoğun iki ayını yaşıyordum. Daha doğrusu yetimhaneden çıkalı iki ay olmuştu. Ben her yetimhane çocuğu gibi anne baba hasretiyle yanmıyordum. Hatta anne ve babamın kim olduğunu biliyordum ama onlar benle görüşmek istemiyordu. Zaten kendimi bildim bileli yetimhanede büyüdüğüm için çokta sorun değildi. Ama insan ebeveynlerine karşı yinede özlem duyuyordu. 18 yaşıma gireli iki ay olmuştu ve yetimhane müdürüm sayesinde kalıcak yer ve iş bulmuştum. Alışmak baya zordu ama kendi ayaklarımın üstünde durmam gerekiyordu. Tam derin düşüncelere dalmışken taksici arkasına dönüp geldiğimi söyledi. Taksiciye para mi uzatıp taksiden indim. Biraz gözlerim dolmuştu. Hayat zordu ama hayatın üstesinden gelmeliydim.

Koşar adımlarla restoranta girdim. Garsondum. Müdürüm de biraz iyi bir insan olsa işim çokta zor sayılmazdı. Ama bazı günler gerçekten çok yoruluyordum yinede garsonluk yapmayı seviyordum. Ayrıca müdürün verdiği maaşta çok azdı. Yinede sesimi çıkarmıyordum.

- Nerdesin kızım sen! Hergün senin keyfinimi beklicez. Bir sürü müşteri bekliyor. Ayrıca sana bir daha geç kalırsan maaşından düşeceğimi söylemiştim. Haberin olsun.

İçimden müdüre sövüyordum. Zaten para kısmak için bahane arıyordu. Yinede susup işime döndüm. Cevap vermemem müdürü daha çok kızdırmıştı. Arkamdan hala bağırıp çağırıyordu.

Bugün gerçekten çok yoğundu. Öğle arasına kadar yakın arkadaşım Hera ile durmadan çalışmıştık. Öğle arasına girdiğimizde ikimizde kan ter içinde kalmıştık.

-Ay Allah'ım bugün neydi böyle. Gerçekten en yoğun olan günlerden biriydi.

Diye Heraya yakınmaya başladım.

-Kızım bu bizim patronun işlerini niye bu kadar yoğunmuş biliyor musun.

-Yooo niye yoğunmuş bakiyim.

Hera yine her zamanki gibi bir yerlerden dedikodu duymuştu.

-Kızım bizim bu pis bıyıklı cüce patron mafya ile çalışmaya başlamış. Ondan bu kadar zenginleşmiş ve adını duyurmuş. Kilerde kızlar konuşurken duydum.

Heranin cümlesiyle ağzımdan kahkaha patlamıştı.

-Dur bir dakika bizim pis bıyıklı cüce patron ve mafya. Ay Hera güldürme beni Allah aşkına. Asla inanmam.

-Ya kızım ben sadece duyduğumu söylüyorum.

Evde yaptığımız sandviçler ile birlikte denize doğru yürümeye başladık. Hergün yaptığımız bir şeydi ve en sevdiğim aktivitelerden biriydi. Tabi başka bir aktivite yapicak ne param nede arkadaşım vardı. Herayla bu iş yerinde tanışmıstık. İki ay olmasına rağmen gerçekten çok seviyordum. Benim bazı kurallarım vardı mesela en ilginçi adımla seslenmezdi bana. Çünkü gerçekten adımdan nefret ediyorum. Beni istemeyen annemle babamın verdiği tek şey ismimdi ve o bile çok kötüydü. Hatta türk ismi bile değildi sanki yabancıyım. Adımı merak edenler için adım Aida. Adımın anlamını merak edip araştırdığım çok olmuştu. Çok bir şey çıkmasa da adım İtalyanca mutlu demekmiş.

Sanki çok mutlu bir hayat yaşıyormuşum gibi adım da Aida idi. Ay ne güzelll.
Ve ben hiç mutlu değildimki mutlu olamamıştım. Nasıl olabilirdim ki. Yetimhane yıllarım da çok kötü geçmişti. Adım kadar kötüydü. Hatta adımdan daha kötüydü. hep saçlarımı kesiyorlardı ve ben saçlarımı çok severdim. Gerçekten çok ama çok severdim. Şuan bile saçlarımı uzatmak için elimden geleni yapıyordum. Çokta uzun olmasa da idare eder bir boyu vardı. Simsiyah ve uzun.
Hera yine düşüncelere daldığı mi görüp kolumu cekiştirmeye başladı.

-Ah hadi ama kızım az mutlu ol.

Gülmeye çalıştım.

-Ayrıca ben sana iş buldum.

Şaşkın gözlerle Heraya baktım.

-Bugün patron yanıma geldi ve bu akşam için iş olduğunu söyledi bende düşündüm ki benim güzeller güzeli arkadaşımın daha çok ihtiyacı var. O yüzden senin gelebileceğini benim kendimi iyi hisetmediğimi söyledim. Ayrıca işte çok kolay. Sadece küçük bir dükkan gibi bir yeri temizliceksin. Ve bu temizlemek için baya para vericekler. Bence gitmelisin.Ama geç saat olması biraz sıkıntı.

Şaşkın gözlerle Heraya baktım gerçekten çok ihtiyacım vardı . Hemen gitmeyi kabul ettim. Geç saat bile umrumda değildi.hayattaki tek başarım bu kızdı . Sıkıca Herayla sarıldım. Herayla birlikte ise geri döndük. Eve koşa koşa gelmek zorunda kaldim. Çünkü taksi için param yoktu. Ve bu satte burdan otobüs geçmiyordu ayrıca otobüs beklicek kadar zamanımda yoktu.

Eve girdiğimde hemen üstümü değiştirmek için odama girdim. O sırada bir görüntü bir kaç saniye donmama sebeb oldu. Aynaya baktım. Çok yorgun görünüyordum. Ama çokta güzeldim. Yeşil gözlerim. Omuzlarından aşağı düşen dalgalı siyah saçlarım. Belirgin yüz haltlarim ve vücudum gerçekten güzeldim ama tek sıkıntı boyumdu . Boyum olması gerekenden kısaydı.ama şimdi bunu dusunemicek kadar işim vardı. Koşar adımlarla banyo yaptim. Üstüme rahat bol gri eşofmanımi ve üstümede vücuduma yapışan gögüslerimi belli eden siyah bir kalın badi giydim. Saçlarımı taradım.

          Ve hazırdım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Ve hazırdım. Zaten alt tarafı çalışmaya gidiyordum. Saat 10 olmuştu. Gitmem için belli bir saat yoktu. Sadece gidicem ve temizlicektim. Dışarı çıktım. Hava karanlık ve korkutucuydu. Karanlıktan korkardım. Heranin attığı konuma doğru koşmaya başladım. Biraz büyük bir yerdi ve ıssızdı. Korktum. Ayrıca karanlıktı. İçim ürperdi. Ama aldırmadım. Keyfini çıkarmalıydım. Fazla bir para alıcaktim. Heranin dediği dolabı açtım ve içinden temizlik eşyalarını çıkardım. Kulaklığımı takıp yerleri silmeye başladım. Yarım saat geçmişti ben çok yorulmuştum ama hala temizlicek çok yer vardı. Biraz dinlenmek için sildiğim zemine oturdum. Tam o sırada insan konuşmaları geldi. Kulaklığımı çıkarıp konuşmalara dikkat kesildim. İki erkek konuşuyordu. Arkalarından biri daha girdi. Ağzı burnu kan içindeydi. Bunu görünce korkudan altına siçicaktım resmen. Hemen dolabın arkasına saklandım.

-Abi burda temizlik eşyaları var burda biri olmasın.

Elimle ağzını kapattim.

-Etrafi arayın hemen.

Ses çıkarmamam lazımdı. 10 dakika boyunca gözlerim kapalı bir şekilde sessizce dolabın arkasında saklandım. Hatta bir ara uykusuzluktan dalmıştım. Tam o sırada ensemden biri beni çekti. Korkuyla yerimde sıçradım.

-Gel bakalım küçük hanım.

Mafya Bozuntusu +18Where stories live. Discover now