30

25.9K 442 18
                                    

Bazen kendimi alıkoyamadığım alışkanlıklarım vardır. Bunun içersinde temizlik ve yemek yapmakta vardı. Hamarat değildim ama kendime iyi geldiği için yapmayı seviyordum. Mesela şuan demirin evinde kahvaltı hazırlıyordum. Bana kızacağını sanmıyordum sonuçta bir birmizi seviyorduk. Peynirleri doğrarken aklımdaki o gün beni rahat bırakmıyordu. 1aydır aklıma bile getirmiyordum ama dün gece demirle konuştukdan sonra rüyama bile girmişti. Onu yakalamadan bana rahat olmicak anlaşılan.

Masayı kurarak çay bardaklarına yerleştirdim. O sırada demirin ayak sesleri mutfağa girdiğini gösterdi. Aklımdaki düşünceleri kenara bırakarak gülümsedim. "Günaydınn" yanıma gelerek anlıma öpücük kondurdu. "Günaydın güzelim." Geri çekilerek masaya baktığında kaşları havalanmıştı. Beklemiyordu sanırım. "Çok güzel ve çok açım hemen oturalım" bu haline gülerek çayları koyarak bende oturdum. Tabağına aldığı omleti ikiye ayırarak ağzına atdığında onun kusursuz uykulu halinden gözümü alamıyordum."mükemmel suratımı izlemeyi bırak ve yemeğini ye" gözlerimi açarak onun bu özgüvenli haline burun kıvırarak bende yemeğimi yedim. Aklımda hala düşünceler vardı. Yanlız kaldığımda onun gelme hissi kalbimi ve aklımı ele geçirmişti. Bir tarafım demir onu bulup hapise tıkacağını söylesede bir yanım aslında o senin hep peşinde olacağını söylüyor. Korkmuyordum ama endişeliydim. Kendimi garip hiss ediyordum. Böyle durumlarda ne yapılır bilmezdim o yüzden endişem o tutuklanana kadar devam edecek. "Ne düşünüyorsun?" Demirin sesiyle düşüncelerimden çıkıp çayımı yudumladım. "Hiç öylesine dalmışım" başını sallayarak çatalını masaya bıraktı. Kollarını masada bağdaş kurarak ciddi ifadeyle bana bakıyordu. "Ne düşündüğünü biliyorum gece. Artık endişelenme o adam birdaha asla seni göremez ve dokunamaz" nasıl emindi ki bu kadar? Elini kolunu sallaya sallaya geziyordu ve demir bu kadar kolay konuşamazdı. Bildiği birşey var ama söylemiyor gibiydi. Çatık kaşlarımla ona bakarak iç çektim. "Bilmiyorum demir içimdeki endişe bitmek bilmiyor. Kendimi mi korkutuyorum bilmiyorum ama sanki her an karşıma çıkacak gibi bir hiss var içimde. O elini kolunu sallaya sallaya geziyor ne malum yarın karşıma çıkmayacağı?" Demir derin bir nefes alarak avuçlarını yanaklarıma koydu. "Artık böyle hisslerin olmayacak çünki o adamı buldum merak etme ve şimdi güzelce kahvaltını yap" ağzım açık şaşkın gözlerle ona bakarken yerimden fırladım. "Buldun mu? Gerçekten mi? Yakaladınız mı onu?" Elimden tutarak masaya oturttuğunda dikkatle onu dinledim. "Az önce aykut aradı ve onu eski bir ağaç evde bulduklarını söyledi. Yakaladılar ve benim gelmemi bekliyorlar şimdi sen kahvaltını güzelce yap bende üzerimi değiştireyim" 32diş gülümserken masadan kalkmadan boynuna sarıldım. "Çok teşekkür ederim seni seviyorum" elini belime sararak boynuma öpücük kondurdu. "Seni seviyorum ve artık üzülmeni istemiyorum şahmelek" bu şahmelek sözünün manasını bulmam gerekdi. Kulağa güzel gelsede yinede merak etmiştim.

Demir gitmiş bende kahvaltımı yaparak masayı toplamıştım. Sıkılıyordum ve ne yapacağımıda bilmiyordum. Montumun cebinden aldığım telefonumdan abimi aradım. Merak etmişdir. İlk çalışta açılan telefonla gülümsedim. "Alo abi?" Karşı tarafdan gelen bağırma sesleriyle kaşlarımı çatdım. Sanki kavga var gibiydi. "Güzelim birşey mi oldu?" Abim titrek bir nefes vererek içimi korkuyla saran bağrışmalar beni korkutuyordu. "Hayır kendim aradım ama sen neredesin? O seslerde ne?" Derince çatılan kaşlarım ürkek nefes alış verişlerimle abimden gelen cevabı bekliyordum. "Müsait değilim güzelim demir sana anlatmıştır şimdi kapatmam gerek" birşey söylememe izin vermeyerek yüzüme kapanan telefonla öylece kaldım. O adamın yanındaydılar sanırım. Derin bir iç çekerek koltuğa atdım kendimi. Ne yapa bilirdim diye düşünüyordum ama yapmaya birşey yoktu. Bende uyumaya karar vererek pikeyi üzerime örtdüm. Uykum yoktu. En son karar vererek televizyonu açtım ama sabah olduğu için dizi yoktu. Bende yutuba girerek şarkı açtım. En iyisi yemek yapmaktı. Sesini yükselterek mutfağa adımladım. Gerekli olan malzemeleri çıkararak önce güzel bir browni yaptım. Buzdolabına yollayarak karnı yarık için patlıcanları çıkardım. İçini aralayarak iç mazemesini doldurdum onuda fırına göndererek yanına ayran ve pilav yaptım. Buzdolabının üzerinde duran saate baktığımda saatin 4olduğunu gördüm. Baya zaman geçmişti bile. Cebimden telefonu çıkararak demiri aradım. Merak etmiştim zaten sonuçta iyi bir yerde değildi.

ABİMİN ARKADAŞI (TEXTİNG 18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin