18 ✓

8.5K 113 24
                                    

Yıldıza basmayı unutmayınız.

&

GECE

Gözlerimi açtığım da bir kaç saniye kendime gelmek için bekledim. Sonra yanım da Menekşeyi göremeyince bir anlık korkuyla ayağa kalkmaya çalıştım. Kalkamadığım da ise  bedenime sarılmış kolları fark ettim.  Uyku sersemliği ile bir anlık korksam da. Aldığım parfüm kokusuyla Aslan'ın olduğunu anladım. Ses çıkarmamaya özen göstererek  kolları arasından çıkmak istedim. Şuan onunla konuşacak tek bir kelimem bile yokken yanın da durmak istemiyorum . Sessiz ve yavaş olmaya çalışarak kollarını ayırıp üzerimden çektim. 

Dikkatlice yatak dan indim,  yerde duran çantamı da alıp sessiz adımlarla hemen odadan çıktım. Şuan en son istediğim onunla konuşmak. Bana istediği gibi davranıp sonra da yanıma gelip yatamaz yok öyle bir dünya. Bu yaşadığım olayı, öyle kolay affedemem. Bir hatam varsa , adam akıllı gelip konuşacaktı bende hatalı isem özrümü diler elimden ne geliyorsa kendimi affettirirdim. 

 Dış kapıya kadar ses yapmadan yavaşça ilerledim. Kendimi dışarıya attığımda yerden ayakkabılarımı elime alarak. Arabama doğru ilerledim. Yarın Şuleyi arayarak anlatırım bu yaptığımı. Bende istemezdim böyle kaçarak gitmeyi ama olması gereken buydu bence. Arabama yaklaştığım da çantamdan son dal sigaramı çıkarıp yaktım . Bir duman çektim , gök yüzüne bakarak üfledim. İçimdeki üzüntüyü de alıp götürsün diye üfledim adeta. Sigaram bittiğinde yere attım.

 Ön kaputun üstüne bıraktığım ayakkabılarımı elime alıp , giymek için eğildiğim. Daha ayakkabımı giyemeden bir bağırma sesi duydum. Sesin geldiği yönü anlayınca ayağa kalkarak yönümü kafeye doğru çevirdim.  Aslan koşarak bana doğru geliyordu. Kafenin önün de Emre ,Şule ,Ateş ,Simge hepsi bana ve Aslana bakıyorlardı . Simge bana doğru gelmek istediğin de Ateş onu durdurup ve bir şeyler söyledi.  Bana bakmadan Ateşi kafasıyla onaylayıp bir adım geri gitti. 

Yanıma koşarak gelen Aslan ise tam dibimde durup soluklanmaya çalışırken  "Gece'm." dedi. Yüzüne bile bakmak istemezken , özlemim bana galip gelerek çoktan yüzünü incelemeye başlamıştı bile. Özlediğim kokusu ciğerlerime dolarken, gözlerim ise her bir karışını çoktan talan etmişti bile.

"Güzelim." dedi pişman olduğu ses tonuyla. Pişmanlık duygusu öyle bir sarmış ki yüzünü o çehresine hiç yakışmamıştı. Yada ben konduramıyorum. Çıplak ayaklarıma batan taşları umursamadan bir adım geriye çekildim, bu kadar yakınımda olması irademi çok zorluyor.

 "Yapma uzaklaşma benden ne olursun." diyerek aramızda ki mesafeyi kapattı. Durup gözlerinin içine baktım. Gördüğüm üzüntü beni mahvederken , beni görmeyişi daha da mahvetti. "Dinle beni lütfen." dedi gözlerini kaçırarak. Neyi dinleyecektim ki. Bizim bu konuşmayı en başta yapmamız gerekmiyor muydu?  Şuan neyi dinleyeceğim. İçimde tutamadığım soruyu dışarı bir mırıltı olarak sordum ona.

"Neyi dinleyeceğim Aslan ?" sesimi sabit bir tonda tutarak gözlerine baktım.

"Ben aptalın , sik kafalının tekiyim. " dedi gözlerini kaçırıp, kafasına vurdu sonra elleriyle yüzünü sıvazlayıp devam etti "Biliyorum çok kırdım çok üzdüm seni ama." 

Ama kelimesinden sonra dinlemek istemedim ve bu sefer ben bağırdım sözünün devamını beklemeden. "NE AMA NE. DEĞDİĞİMİ ASLAN ONCA HINCINA DEĞDİĞİMİ." bağırmamla kafasını yere eğdi yine. Kendimi göstererek " EĞME KAFANI KALDIR BANA BAK BANA BEN BURDAYIM KARŞINDA SÖYLE DEĞDİMİ? Diye sordum. Kafasını iki yana sallayarak hayır dedi ama konuşmasını istedim.

 Bağırmak istemediğim için sessizce bekleyip mırıltılar halinde döküldü kelimeler  dilimden. "Değmedi dimi. Onca lafına sözüne değmedi dimi. Neredeyse bir aydır seni beklerken ben bunca lafını da sözünü de hak etmedim dimi." dedim bir adım daha geriye giderek.

GECE  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin