33

11.8K 399 106
                                    

İyi okumalar yavrularııımmm💘




Uyanıp telefonu elime aldığımda acar'ın 4 tane mesaj attığını gördüm.


Sevgilim: GÜZELİM GÜNAYDIN! (07.20)

Sevgilim:uyanınca yaz seni almaya geleceğim.(07.20)

Sevgilim: uykuyu benden daha çok seviyorsun.. (08.20)

Sevgilim: geliyorum ben ya! Canan ablamla otururum.. (08.40)


Son mesajı attığından yaklaşık 1 saat geçmişti,ki gelmiş olma olasılığı çok yüksekti. Elimi yüzümü yıkayıp aşağı inmemle annemle kahvaltı yapıp sabah programı izleyen sevgilimi ve canım kuzenimi görmeyi beklemiyordum aslında.. acar portakal suyunu içerken televizyondaki adamı gösterip

"Bence bu yalan söylüyor,baksana canan abla kıza bakmıyor bile."

"Valla doğru söyledin oğlum,sorulara da kaçamak cevaplar veriyor."

"Yok yavrularım bence o adam değil. Baksanıza salağa benziyor.. bence şu sinsi sinsi bakan yılan kadın! Evet evet kesin o yaptı her şeyi!"

AY SİMDİ BAYILACAĞIM ANNE NE YAPTIN ÇOCUKLARA??!?!?!

"Lan oğuz bu ikisi birlikte iş yapmış olabilir."

Daha fazla dayanamayıp

"Anne,ne yaptın bunlara sen?!"

"Aa kızım günaydın. Bir şey yapmadım? Ben kahvaltı hazırlarken acar oğlum geldi,oğuz zaten buradaydı. "

"İnsan hoş geldiniz der! Teyze ne olmuş senin kızına böyle ya?! Bu gençlik nereye gidiyor kardeşim???"


"Hoş geldiniz ve günaydın canlarım!!"

"Kızım sen gel otur. Çocuklar bende böreği alıp geleyim."

"Ooo börek bile yapılmış!"


Oğuz'un yanına gidip yanağını öptükten sonra acar'ı da öptüm. Sonra da boş olan sandalyeye oturup tabağıma bir şeyler koydum. Annem yaptığı böreği getirirken oğuz daha masaya bırakmadan tabiri caizse böreği havada kaptı.

"Oğuz önünden almıyoruz! "

"Teyzemin böreklerini bilmiyor musun alev? Tabii ki önümden alacaktınız!"

Söylediği şeye hak vererek kendi tabağıma ve acar'ın tabağına börek koydum. Hep birlikte mutlu mutlu kahvaltı yapıyorduk şuan.. acar.. ailemizden biriydi tam anlamıyla!! Kahvaltıdan sonra annem kahve yapacağını söyleyince benimde üzerimi giyinmemi söylemişti. Hafif bir makyaj yapıp üzerimi giyindikten sonra aşağı inmiştim. Bizimkiler kahveleri içmişti bile. Beni gördüklerinde ayaklandılar


"Biz gidelim artık canan abla.."


"Yine gel oğlum."

"Gelirim ablam,ellerine sağlık her şey için teşekkürler."


"Ne yaptım sanki yavrum beklerim her zaman. "


Acar annemin ellerini öptükten sonra oğuz da yanaklarını mıncırdı. Annem oğuzdan zorla kurtulurken ben de annemi öptüm ve evden çıktık. İlkbaharda olmamıza rağmen hava bu aralar soğuktu. Çok fazla üşütmüyordu. Acar'ın arabasına binerken oğuz benden önce davranıp öne oturdu. Her arabada ön kavgamız olurdu bizim.. acar oğuza söylenip arabayı çalıştırdı. Oğuz haftaya okul açısından rahatlayacağımızı söyleyip tatil yapmamız gerektiğini eklemeyi unutmamıştı. Bu fikir aklımıza yatmıştı aslında. Uzunca bir süredir tatil yapmıyorduk,iyi olurdu. Fakülteye gelince arabadan indik. Bahçeye girdiğimizde sevimsiz burağı görmek istediğim en son şeydi. Yine bize doğru geliyordu,bu çocuk ölmek istiyor galiba.. acar'ın elini tutarken Burak dibimizde bitti.


"Alev.. konuşalım mı?"


Acar elimi bırakmadan beni arkasına çekti


"Lan yavşak! Sana ne dedik biz? Bir daha bırak konuşmayı yanına bile yaklaşmayacaksın demedik mi?!!?"



"Alev'e aşığım ben! Neyini anlamıyorsunuz??!!!"



"Senin aşkını sikerim lan! Ne aşkından bahsediyorsun sen?!"



Acar burağın suratına attığı yumrukla burak sendeledi. Acar durmadı ve burağa vurmaya devam etti. İnsanlar çevremizde toplanırken acar hem sövüyor hem de burağı dövüyordu. Ağzı yüzü kan içindeydi..


"Acar yeter artık! Bırak!"


Acar beni asla duymuyordu. Önce yerde kanlar içinde yatan burağa baktım sonra oğuza dönüp


"Oğuz! Acar'ı al üstünden götüreceğim! Yoksa öldürecek!"



Burak gram umrumda değildi.. ona bir şey olsaydı suçlu acar olacaktı.. oğuz kendine gelip dediğimi yaptı.. zor da olsa acar bırakmıştı. Elini tutup arabasına doğru götürdüm. Sinirle arabaya bindi ve ben de hemen arkasından bindim.. nefes nefeseydi ve her zaman gördüğümden 20 kat daha sinirliydi.



"Orospu çocuğu!"


Şuan aklıma gelen tek şeyle acar'ın sakinleşeceğini düşünüp kafasını boynuma koydum. İşe yarayacağını düşünüyordum, umarım doğru düşünüyorumdur.. kafası boynumdayken nefes alış verişi düzene girdi. Bir süre öyle kaldıktan sonra kafasını kaldırdım ve torpido'dan aldığım ıslak mendil ve peçeteyle elindeki kanları temizledim. Sonra yüzünü sevmeye başladım ve dudağına kısa bir öpücük bırakıp çekileceğim sırada bırakmadı ve öpüşmemiz devam etti. Dudaklarımda sakinleşmeye çalışıyordu ve ben de buna izin verdim. Uzun bir öpüşmenin ardından geri çekildik ve birbirimize bakmaya başladık.



"Kendimi kaybettim.."


"Tamam bir şey olmadı.. boşver tamam mı bebeğim? Hadi gel sahile gidelim hava alırız? Ben sürerim arabayı."


Dediğime uysalca kafa sallayıp sürücü koltuğundan indi ve yer değiştirdik. Emniyet kemerlerimizi taktıktan sonra sahile gitmeye başladık. Ortamın kasvetli havasını dağıtmak istiyordum.



"Yan koltuk prensesi oldun.."


Söylediğime kısaca gülüp


"Olurum,prensesin de olurum.."



Yanağımı öpüp beni izlemeye başladı. Sahile geldiğimizde sürekli gittiğimiz kafeye girdik ve oturduk.



"Oo gençler hoş geldiniz!"


"Hoş bulduk Osman amcaaa!!!"


Osman amca buranın sahibiydi. Sahil kenarında küçük bir kafe. Oğuzla burayı çok küçükken keşfetmiştik ve ne zaman canımız sıkkın olsa buraya gelirdik.. boş olan koltuklu masalardan birine oturduk ve acar suçlu bir çocuk gibi yanıma oturdu hemen. Burağa yaptıklarından pişman değildi ama beni üzdüğünü düşünüyordu. Osman amcadan 2 tane kahve isteyip acar'a döndüm.



"Bebeğim.. ben üzülmedim veya sana sinirli değilim. Öyle düşünme tamam mı?"



Acar biraz daha rahatlamış bir tavırla kafasını salladı..



Kaç saat burada kaldığımızdan haberim yok ama hava kararmıştı.

minik bebeğim(yarı texting)Where stories live. Discover now