Londra 2

7.2K 250 47
                                    

Uyandığımda acara sarılmış bir oğuz görmeyi beklemiyordum.. Acar oğuzu uykusunda ben zannettiği için tepki vermemiş sanırım hahdjahdjhadlahdj yoksa oğuzu çoktan yataktan yere atmıştı. Bu hallerine gülmemek için zor dururken, uyandırmaya çalıştım.

"çifte kumrular uyanın artık!!"

"alev, güzelim.. dur uyuyalım biraz daha."

"Oğuzla mı? E tamam o zaman sevgilim uyuyun siz."

"ney?"

Acar zorla gözlerini açarak bir bana bir de kendisine ahtapot gibi sarılan oğuza baktı. İçinde olduğu durumun farkına varınca oğuzu hızla yataktan attı.

"lan! Sikik nd sarıldın ahtapot gibi!?"

"ah! Ne oluyor oğlum sabah sabah amına koyim?"

"yapışmışsın kene gibi yavşak. Hem sen ne ara geldin girdin aramıza?"

"ne biliyim ya! Uyku sersemiydim."

Acar kalkıp banyoya girdiği sırada oğuz da heyecanla kalkıp

"ben odama gidip hazırlanıyorum! Harry Potter stüdyosuna gideceğiz! Siz de hızlıca hazırlanın!!!"

Lafı biter bitmez kapıyı çarpıp çıktı. Acar elini yüzünü yıkamış bir şekilde yanıma gelip göğsüme yattı. Elim saçlarına gidince o da kollarını belime doladı. Ben saçlarını okşarken o da mayışmış bir şekilde duruyordu.

" hadi kalk koca bebek! Oğuz gelir birazdan."

Üzerimde olan tisörtü yukarı çekmeye başlayınca eline vurdum.

"sapık!"

"sapığın oldum kızım sapığın!"

"kalk hazırlan çabbuuuukkk!!"

Acar mızmızlanarak yataktan kalkarken üzerini şimdiden çıkartmaya başlamıştı. Karşımda asla çekinmeden giyindikten sonra bana göz kırpmayı ihmal etmedi. Ben de kalkıp üzerimi değiştirdim sonra zaten alacaklılar kapımıza dayandı.

Alacaklı =oğuz

Kapıyı açınca ne ara aldığını bilmediğim gryffindor cübbesi,atkısı ve elinde sirius black asası ile karşımda oğuzu görünce gülümsedim.

"çookk yakışmış!!"

"ee biliyorum alevciimm!! Neyse hadi hemen gidelim, çok heyecanlıyım!!"

Yaklaşık yarım saat süren yolculuk sonrası stüdyoya gelmiştik. Oğuz ve ben çok heyecanlıydık çünkü ikimiz de harry Potter delisiyiz.. Önce filmin çekildiği bazı yerleri gezdik ondan sonra ortak salonları, privet drive, harry ve ron'un giydiği kıyafetler hatta sadece onların değil çoğu karakterin kıyafetleri, dobby derken geçirdiğimiz ennnn güzel zamanlardan biriydi ve bizim uçağımız 3 saat sonra kalkıyordu.. Kaymak birasını içmeden gitmeyeceğimiz için onu da içtikten sonra hemen otelimize geçip toplanmaya başladık. Buradan direkt havaalanına geçecektik zaten. Ordan da hooopp parise gideceğiiizzz!! Çok heyecanlıyım çünkü acarla birlikteyiz!!! Ve benim sosyal medyadan görüp eğer bir gün paris'e gidersem gitmem gereken yerler adlı listem vardı. O yüzden de biraz heyecanlıydım. Valizimizi toplayıp buradan bizimkilere aldığımız hediyeleri de yerleştirdikten sonra otelden çıkışımızı yapıp taksiyle havaalanına gittik. Havaalanı beklediğimizden bir tık daha kalabalıktı. Acar'ı görüp tanıyan ve fotoğraf çekinmek isteyen 5 kişiden sonra pasaport kontrolü için sıraya girdik. Sırada beklerken bir kız ve bir erkek bize yaklaşıp


"oh merhaba! Gidiyor musunuz artık londradan?"

"evet.. Ama tekrar geliriz diye düşünüyorum."

"lütfen gelin.. biz ve londra da olan çoğu izleyici sizi çok sevdi, bence artık sık sık gelmelisiniz.."

"gelmeyi düşünüyorum. Çok teşekkür ederim ayrıca izlediğiniz için.."


"fotoğraf çekinebilir miyiz sıra bize gelmeden?"


"aa tabii ki."


Acar ortalarında olacak şekilde durduklarında tam fotoğrafı çekeceğim sırada kadın beni durdurup


"alev ve oğuz da olsun fotoğrafta.. Biz onlarda olsun istemiştik. Başkasına verelim çeksin fotoğrafı ama siz de gelin.. Lütfen...".


Kadın oğuz ve bana gülümseyerek bakarken ben de gülümseyip


"geliriz tabii kiiii!!!"


Ben Acar'ın sağına, Oğuz ise soluna, kadın benim yanıma ve kadının sevgilisi de onun yanındayken telefonu oradaki birine verip bizi çekmesi için rica ettik ve bizi asla kırmadan kabul etti. Fotoğraf çekindikten sonra


"çok teşekkür ederiz! Bizi kırmadığınız için minnettarız!"


Etrafa neşe saçarak gülümseyen kadına bakıp


*rica ederiz, çok tatlısın. Seni nasıl kırabiliriz? "


Utanarak teşekkür ettikten sonra yanımızdan gittiler. Pasaport sırası bize gelince kontrolden geçip uçağa bindik. Oğuz üçümüz birlikte oturalım diye tutturduğu için 3lü olan koltuklu bölümü seçmiştik. Oğuz cam kenarında ortada ben kenarda ise Acar vardı. Çocuk gibi pencere kenarında oturduğu için sevinçten bayılacakken bu haline güldüm. Uçağın havalanmasının üzerinden 5 dakika geçtiii, geçmedi oğuz uykuya daldı. Acar elimi tutup dudaklarına götürdü.


"benimle olduğun için çok şanslıyım.."


"asıl ben şanslıyım acar.. Çok seviyorum seni!"

"ben de seni çok seviyorum güzelim benim.."


Kafamı Acar'ın omzuna yasladım o da saçlarıma birkaç tane öpücük bıraktı. Zaten çok süre geçmeden ben de uykuyadalmıştım...





Öncelikle merhabalaaarrrr, şimdi şöyle bir şey düşündüm; haftada 3 bölüm atacağım.. siz bu konuda ne diyorsunuz? Sonraki paris bölümlerini de 1 ve 2 diye bölmek yerine tek bölümde toplayacağım.. Neyyssee öptüm sizi, iyi okumalar!!!!

minik bebeğim(yarı texting)Where stories live. Discover now