-5-

8 4 0
                                    

10 Ocak 1999;

Annesinin bağırışlarından korkarak kulaklarını eliyle kapattı küçük çocuk.

Babası evde değildi ve annesi yine bağırıyordu.

Önünde ki cam aynanın yerle bir olması ile bacaklarını kendine doğru çekerek ağlamaya başladı. Korkuyordu.

"Anne, dur."

Kadın çıldırmışçasına "Durayım mı?" diye bağırdıktan sonra sehpanın üzerinde ki vazoyu yere fırlattı.

Tam bu esnâda eve gelen Tanju hızlı adımlar ile seslerin geldiği odaya yönelerek yerde küçüldükçe küçülen çocuğu görmesi ile yanına çömeldi.

Arkasında ki kadının bağırmalarının kesilmesi ile "Çık odadan." diye bağırarak Ömer'e sarıldı. "Yok bir şey babacım. Tamam, korkma."

Kadın ayağını yere vurarak sinirle odadan çıkınca Tanju onu umursamayı tercih etmeyerek Ömer ile ilgilendi. Bu her zaman için böyleydi çünkü ne yaparsa yapsın bir gıdım bile düzelmeyecek bir insan için vaktini harcayamazdı.

Ömer'i kucağına aldıktan sonra "Masal dinleyerek uyumaya ne dersin?" diye sordu.

Küçük çocuk gözlerini silerek başını aşağı yukarı salladığında Tanju gülümseyerek "Hadi o zaman uçalım." dedikten sonra Ömer'i uçurarak odasına götürdü.

İşte Ömer'in uykuyu sevmesinin sebeplerinden biri buydu.

Son.

***

Alp tam iki saattir Ömer'in uynanmasını bekliyordu ama hiç uyanmaya niyeti var gibi durmuyordu Ömer.

Bu yüzden daha fazla dayanamayarak  Ömer'in uyanmasını beklemek yerine odasına girip "Ömer, uyan artık." diyerek uyandırmayı tercih etmişti.

Ömer duyduğu yüksek ses tonu ile gözlerini ovuşturarak "Noluyor sabahın köründe?" diye sordu. En nefet ettiği şeydi bu şekilde uyandırılmak.

Alp gülerek yatağa oturup "Sabahın körü derken? Saat öğlen 1 oldu. Ve bil bakalım kimin kaybedecek zamanı yok? Tabii ki bizim." dedikten sonra "Artık plan yapmamız lazım farkında mısın?" diye de ekledi.

"Evet, farkındayım. Bunun içinde uykumu almaya çalışıyorum."

"8 saattir uyuyorsun. Gayet yeterli."

Ömer yatakta doğrularak "Tamam, seni dinliyorum." diye konuştu. Uykusu dağılmadan konuşmaları biterse tekrar uyuyabilirdi belki.

"Eşlerimizin olması bizim için daha iyi olur. Çünkü eşli yemeklere de katılabiliriz ve böylelikle bu işkence çok da uzun sürmez."

Ömer anladığını belirtircesine başını sallayarak "Eğer biz evli birilerini oynayacaksak senin o yıllardır bahsettiğin Meyra'yı tamamen unutman gerekiyor Alp." diye konuştu. Bu oyun uzun sürecekti ve oyun olduğunu kimseye söyleyemezlerdi, saklamaları da mümkün değildi. Dolayısıyla Alp'in bunu göze alması gerekiyordu.

"Mümkün olmadığını biliyorsun."

"Kız senin evli olduğunu öğrenince zaten ister istemez kapanacak bu konu biliyorsun."

Alp kaşlarını çatarak "Ne evlisi?" diye sordu.

"Evcilik oynamıyoruz herhâlde. Ciddi bir iş bu. Gidip ben evli değilim bunlar oyun diyemezsin. Gidemezsin de zaten. Nasıl bir şeyin içinde olacağımızı artık bi' kavrar mısın?"

Alp eliyle saçlarını karıştırarak "Olmaz o zaman bu iş." dedi. Bunu göze alamazdı.

"Tamam, şimdi gidip başka bir plan düşünebilirsin o zaman. Ben de uyuyacağım."

YILLARIN ACISIМесто, где живут истории. Откройте их для себя