-7-

5 4 0
                                    

Zaman...

Asla yerinde tutabileceğimiz bir kavram değildi. Elimizden uçup gidiyordu ve biz yalnızca seyredebiliyorduk.

Alp, hayatından giden 10 yılı aynen bu şekilde seyretmişti.

Gitmekten başka çaresi yoktu ve bu gidişin kendine nasıl bir getirisi olacağının da farkındaydı.

Ama bu kadar sert bir karşılamadan önce bir kez sarılmak istemişti. Özlemişti, fazlasıyla...

10 yıl boyunca tonla acı çekmişti, ruhen ve fiziken...

Ve bunları yaşamasına sebep olan tek şey bilmekti. O adamların hoşuna gitmeyecek kadar çok şey bilmek.

"Yine daldın gittin?"

Alp yüzünü sıvazlayarak "Düşünüyorum." dedi. Çok düşünmelilerdi ve asla hata yapmamalılardı. Bu oyun sürebileceği kadar kısa sürmeliydi ve kimseye bir şey olmamalıydı.

"Ne düşünüyorsun?"

Yanına oturan Ömer ile bakışlarını gökyüzüne çevirerek "Tamam, bu adamlar bizi yıllardır görmüyor. Az çok değiştikte. Bizim bilgilerimizde artık ellerinde yok. O adam da öldü ama ya biri tanırsa?" diye sordu.

"Tanımaz, saç, sakal değiştirdi zaten bizi. Bir de lens taktık mı tamamdır."

"Emin misin?"

Ömer onaylarca başını sallayarak "Eminim." dedikten sonra "İclal ve Meyra'da kılık değiştirmeliler." diye ekledi.

Alp zaten bildiği şeyi duyması ile onaylayarak "Evet. Peruk, lens falan halledilemez bir şey değil." demişti. Bu işin neredeyse en kolay kısmıydı.

"Sen şu doğum gününe katılacak mısın?"

"Katılacağız."

Ömer bu fikri beğenmeyerek "Ben niye dâhil oldum acaba." diye sitem edince, Alp "Seni kardeşlerimle tanıştıracağım işte." diyerek kinayeyle konuştu.

Ömer, Alp'in söylediklerine gülerken aynı zamanda da "Önce seni tanısaydılar." deyince Alp'de gülmüştü.

"O da doğru."

Aklına gelen fikir ile Alp'e doğru dönerek "Sen çağırsana İclal ve Meyra'yı plan ayağına vakit geçirmiş olursun işte." diye konuştu Ömer. Alp'in bu depresif tavrından sıkılmıştı. Ve buna ihtiyacı olduğunu biliyordu.

"Kafamı kırsınlar da kurtul diye mi uğraşıyorsun?"

Alp'in söylediklerinin üzerine gülerken aynı zamanda da "O kadar ileri giderler mi?" diye sordu Ömer. Amacı tamamen Alp'i güldürmekti.

Alp, "Bakalım giderlermiymiş." dedikten sonra cebinden telefonunu çıkarttı. Neden olmasındı?

"Ciddi misin?"

"Gayet ciddiyim, güzel bir akşam yemeği yiyebiliriz bence konuşurken."

Ömer şaşkınlıkla Alp'e bakarken "Böyle kararlar vermen ne kadar güzel. Ergen çocuk gibi mızmızlanmayı bırakıyorsun yani?" diye de konuşmuştu.

Alp, İclal'i aramak için arama tuşuna basarken aynı zamanda da "Boş yapma lan." diyerek Ömer'e cevap vermişti.

***

"Niye bu kadar lüks bir restoranda yiyoruz biz bu yemeği?"

İclal küpesini takarken aynı zamanda da "Muhtemelen sakin olması içindir." diye Meyra'yı yanıtlamıştı.

Meyra üstünü son kez düzleyerek "Çıkalım mı o zaman?" diye sorunca, İclal çantasını ve kabanını eline alarak "Çıkalım balım." dedi.

Alp ve Ömer'in kendilerini davet ettikleri restorana gideceklerdi. Konuşmak istedikleri şeyler olduğunu söyleyerek çağırmışlardı kendilerini.

YILLARIN ACISIWhere stories live. Discover now