-25-

8 0 0
                                    

Anlam...

Sürekli aradığımız bir kavramdı.

Peki ya anlam veremediğimiz anlar?

Neyi, neden yaptığımızı bilmediğimiz anlar?

Bu anlar neyin nesiydi?

Bilinmiyordu...

Ama Ömer tam da şuan böyle bir anın içerisindeydi.

Meyra'nın evinin önündeydi. Peki neden buradaydı? Bilmiyordu. Yalnızca merak ediyordu, öğrenmek istiyordu.

Gitmeyi düşünmediği için burada beklemesinin de anlamsız olduğunu bildiği için zile basmayı tercih etti. Bir bahane bulurdu.

Aradan geçen birkaç saniyenin ardından açılan kapı ile Meyra'nın yüzünde ki şaşkınlığı görmesi bir olmuştu.

Neden burada olduğuna anlam verememişti.

"Ömer, hoşgeldin." dedikten sonra kapıyı biraz daha aralayarak geçmesi için müsaade etti Meyra.

"Müsait değilsen?"

"Hayır, müsaitim. Geçebilirsin."

Ömer aldığı onayın ardından ayakkabılarını çıkararak içeriye geçince, Meyra merakına yenilerek "Bir sorun yok değil mi?" diye sordu.

Neden geldiğine anlam verememişti. Henüz çok da samimi olmadıklarına göre onu buraya getiren ciddi bir şey olmalıydı.

"Yok, aslında var."

Meyra gülümseyerek "Var mı, yok mu?" diye sordu. Bir karar vermesi gerekmez miydi?

"Bilmiyorum, ben konuşmak için geldim sadece."

"Ne ile ilgili?"

Meyra evine ilk defa gelen birisi için fazla sorgucu olduğunu fark ederek "Afedersin, ben biraz fazla meraklı davrandım. İçeriye geçelim. Ne konuşmak istiyorsan konuşuruz." diye düzeltti kendisini.

Kafasında ki soru işaretlerinden ötürü herhangi bir cevap vermeyerek yalnızca Meyra'nın gösterdiği odaya geçti Ömer. Konuyu nasıl açmalıydı?

"Ne içmek istersin?"

"Su yeterli."

Sadece vakit kazanmak için istediği bir şeydi bu. Neyi nasıl soracağını düşünebilirdi bu arada.

Önüne koyulan su bardağı ile bakışlarını Meyra'ya kaldırarak teşekkür etti.

"Rica ederim ama hâlin pek iyi değil. Bir sorun olmadığına emin misin?"

"Eminim, sadece konuşmak için geldim."

"Ne hakkında peki?"

Ömer saçma olup olmayacağını düşünemeden "Çok tanışamadık, sürekli de aynı ortamdayız bunun için." diye bir giriş yaptı. Tanımaya çalışıyorum ayağıyla bir şeyler öğrenebilirdi belki.

"Anladım, neyi merak ediyorsun?"

Arkasına yaslanarak soğukkanlılığını korumaya çalışırken "33 yaşındasın değil mi?" diye sordu. Bu şekilde konu açılırdı belki.

"Biraz yaşlıyım öyle değil mi? Ablan yaşında sayılıyorum binevi."

Yanlış anlaşıldığını fark ederek "Onun için sormadım." dedi Ömer. Aralarında 5 yaş vardı yani. Ablan demişti, ya gerçekten öyleydiyse.

"Annen ve baban yaşıyorlar diye biliyorum. Durumları nasıl?"

"Yani aslında iyiler. Sadece yılın bu zamanları bizim için biraz hüzünlü aylar. Onun burukluğundan başka bir sorunumuz yok. Çok şükür."

Chegaste ao fim dos capítulos publicados.

⏰ Última atualização: May 12 ⏰

Adiciona esta história à tua Biblioteca para receberes notificações de novos capítulos!

YILLARIN ACISIOnde as histórias ganham vida. Descobre agora