14

24.2K 2.3K 1.6K
                                    

SELAM BEN GELDİM.

SINAVLAR VAR AMA BAKIN BEN SİZİ BEKLETMEYİP HEMEN GELİYORUM. SONUNDA 50 İLE GEÇMEZSEK İYİ WALLA.

KİMYA ÇALIŞIRKEN YAZDIM BU BÖLÜMÜ.

BU ARADA BÖLÜM DÜZ YAZI. YANİ SEVMEYEBİLİRSİNİZ ÇÜNKÜ BİRAZ PASLANDIM SANIRIM. YİNE DE YORUM YAPIN LÜTFEN, DÜZ YAZI DİYE FLOP KALMASIN BEBEĞİM. 😭😭😭🐻

BU BÖLÜM UÇUYORUZ 😎

evet geçelim bölüme 🏃🏼‍♀️

Taemin her şeyden habersiz hastaneye ilerliyordu.

Jungkook'un kaldığı hastane odasında ise herkes gökkuşağı renklerinin hakim olduğu pastayı yiyor, ara sıra kafalarını kaldırıp utangaçça birbirlerine bakıyorlardı. Konuşacak herhangi bir konu bulamamışlardı. Hatta öyle ki bu ciddi ortamda kırmızıdan mor rengine geçiş yapan Hoseok bile ne diyeceği konusunda tereddütteydi.

Taehyung ise odadaki herkesten soyutlanmış bir şekilde Jungkook'a bakıyor, hafif kızarmış gözlerine öpücükler bırakıyordu. Kendisi de pasta yemiyordu çünkü küçük bebeği yiyemezken, onun karşısında yemek biraz utanç verici gelmişti. Onun yerine bir pastadan daha tatlı olan Jungkook'u izliyordu.

Odadaki herkes rahattı, Jungkook'un iyi olması ve arkadaşlarını böyle görmeleri onların mutlu olması için yeterliydi fakat Jimin için durumlar böyle değildi. Abisini bir kaç mesaj ile hapise sokamayacağının farkındaydı ama eğer gerçekleri Taehyung öğrenirse onun hapise girmemesi için her şeyi yapacağını da biliyordu.

Hiç şüphesiz Taehyung bugüne kadar en ufak bir saygısızlık yapmadığı, Taemin'in nelere mâl olduğunu öğrenince onu hapise girmek isteyene kadar yalvartacaktı.

Bu yüzden elinde ki pastayı bırakarak, Namjoon'a bir bakış atmış ve "Biz dışarı mı çıksak? Yalnız kalsınlar biraz." demişti.

Pastadan ikinci dilimi almak isteyen Yoongi bu durum karşısında elinde ki bıçakla bakışsa bile, odada ki çiftin yeterince yorgun olduğunu ve biraz yalnız kalmalarının iyi geleceğini düşünmüştü. Bu yüzden pastaya bulanmış ince parmaklarını hızlıca gömleği ile temizleyerek Jimin'e bakmış, kafası ile kapıyı göstermişti.

Hoseok ise Yoongi ile aynı düşünmediği için pastadan bir dilim daha alarak tabağına koymuş, Jungkook'a ve Taehyung'a sarıldıktan sonra dışarı çıkmıştı. Evet, Jungkook'u en son tanıyan ki hatta buna tanımak bile denilemez, o olmuştu. Ama şimdiden omegaya ısındığını hissetmiş, onunla arkadaş olmak isterken bulmuştu kendini.

En azından diğerleri kadar salak değil diye düşünüyordu.

Herkes odayı boşaltınca ufak bir gerginlik yaşayan Jungkook, ön iki dişi gözükene kadar gülümsemiş, elma şekeri gibi kıpkırmızı olmuştu.

Taehyung'un parlayan mor mühürü onun için çok ilgi çekici duruyordu. Jungkook'un aksine onun mühür yeri sıcacık ve parıl parıldı. Bu yüzden kendisini içgüdüsel olarak hep mührüne öpücükler kondururken buluyordu.

Taehyung'un tarafından ise bu hiç bir sorun teşkil etmiyordu. Tam tersi mührüne konan ıslak, sıcak dudaklar, titreyerek kirpiklerinin birbirine geçmesine sebep oluyor, yüzünde istemsizce bir tebessüm oluşuyordu.

Jungkook ise bu tebessümü gördükçe dudaklarını daha sert bastırıyor, kafasını Taehyung'un boynundan kaldırmak istemiyordu.

Ama tüm bu güzel anların bir sonu vardı.

Lost Love | TaekookWhere stories live. Discover now