FİNAL

7.5K 689 643
                                    

SELAM BEN GELDİM SON KEZ

bu konuşmayı yapmak gerçekten benim için çok uzun zaman sonra yapacağım en üzücü şey. gerek buraya aylarca uğrayamadım, gerek her gün beraberdik, gerek güldük, gerek ağladık ama hep beraberdik, bunun için teşekkür etmeden geçemeyeceğim gerçekten.

bana kalırsa bu fic böyle bitmeyecekti ama taehyung çok ısrar ettiği için bir şey yapamadım. 😠😠

hepinizin yeri bende ayrı. bu fic sayesinde aklıma gelmeyecek derecede güzel insanlarla tanıştım. 🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️🌸🌸💖💖

her seyin bir sonu var iste. jungkook benim gibi asla mutluluğu kendine yakıştıramayacak ama bununla yaşamayı öğrenecek.

hadi bölüme geçiyoruz o zaman 🏃🏻‍♀️

6 yıl sonra

Aradan geçen yıllar sonucunda öğrendiğim birkaç şey olmuştu. Bunlar daha önceden bilmediğim şeyler değildi ama ben yine de anlatmaktan yanayım.

Jungkook ile hiç olmadığı kadar mutlu giden bir evliliğimiz ve seneye ilkokula başlayacak olan üç güzel bebeğimiz vardı. Onlara hala bebeğimiz diyorum çünkü benim için minik bir papatyadan fazlası değiller.

Onlara minik papatyam dediğimde Jungkook benimle bir kaç saat konuşmuyor fakat çocuklar ile iyi anlaşmam onun da hoşuna gidiyor, anlayabiliyorum çünkü bana trip atıyor olsa bile kıkırdayıp duruyor-bazen tripli olduğunu unutup benden bir şeyler istiyor-sonrasında yaptığının farkına varıp, yüzünü daha ciddi bir ifadeye sokmaya çalışıyordu.

İlk geldiği zamanlardan kesinlikle daha iyiydi. Artık samimi bir mutluluğu olduğunu hepimiz hissediyorduk. Eskiden, sanki bir şeyler her zaman aklını kurcalıyor, onun bir anda mutsuz olmasını sağlıyordu gibiydi.

Psikolog değildim, psikoloji ile okuduğum birkaç makale dışında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum maalesef-o zamanlar psikoloji seçmediğim için o kadar pişmandım ki- fakat psikoloji okuyor olsam bile terzi kendi söküğünü dikemez misali, sanırım Jungkook'a yardımcı olamayacaktım.

Bı yüzden artık tek yapmak istediğim beş kişiden oluşan ailemle mutlu günler geçirmekti.

Öncelikle nereden başlamam gerektiğini bilmesem dahi çocukların nasıl değiştiklerini size anlatmadan geçemeyeceğim sanırım.

Minho'nun zaman geçtikçe benden uzaklaşacağını ve delta içgüdüleri yüzünden sürekli beni tehdit olarak göreceğini düşünürken tamamen büyükçe bir kayaya çarpmıştım resmen. Bırakın beni çevresinde istememeyi, benim küçük ama kıpır kıpır olan oğlum en ufak bir anında dahi beni yanında arıyordu.

İlk baba dediği kişi bendim. Dışarıdan bakılınca bu çok büyük bir şey gibi gözükmese dahi benim için o kadar anlamlı bir andı ki, bazen bu sevimli anlara dair video kayıtlarını izledikçe kaç yaşına gelirsem geleyim ağlayacak gibi oluyordum.

Minho sima olarak bile bana benzerken Mark tam olarak Jungkook'un kopyası gibiydi. Karakteri ve dış görünümü ile resmen benim güzelleri güzeli eşimden bir tame daha varmış gibi hissediyordum. Minik ama şekilli dudakları, çekik olmasına rağmen kocaman açılan gözleri, kimseyi kırmak istemeyen naif karakteri ile benim bebeğim tamamen kusursuzdu.

Ve elbette asla es geçemeyeceğim Bella. Benim güzeller güzeli kızım alfa olmasına rağmen öylesine sakin ve iyi huylu bir çocuktu ki bazen o'nun kurdunu yanlış anlayıp anlamadığımızı düşünüyorduk.

Yani anlayacağınız üzere tüm bu değişikliklere rağmen hayatım hiç gitmediği kadar iyi gidiyor diyebilirdim.

"Taehyungie." diyerek yatak odamızdan içeri adımlayan eşime doğru baktım. Her zamanki gibi duştan yeni çıktıktan sonra saçlarının kıvırcıklığının hoşuma gittiğini bildiğimden, aynanın önüne ilerleyip buklelerini düzelten bedene karşı gülümsedim görmese bile.

Lost Love | TaekookWhere stories live. Discover now