Bölüm 6

398 60 9
                                    


Bölüm 6

Nimet Hanım başka bir şey söylememişti.

"Söylediğim gibi ben dünya dışı varlıklarla iletişim kurmam. O evde bir şeyler döndüğü çok açık. Ama ben ne olduğunu bilemem."

"Ama o kadar tehlikeli bir eve kızımı nasıl gönderirim?" diye haykırdı Yıldız'ın annesi.

"O muskayı üstünde taşımaya devam ettiği sürece başı belaya girmez diye umuyorum. Zaten muskayı koyan da o amaçla koymuş. Ek olarak sana bir iki dua daha yazabilirim."

"Çok iyi olur."

Nimet Hanım'ın yazdığı iki muskayı da aldıktan sonra eve döndüler.

"Hayır. İmkanı yok." Diyordu annesi. "Seni asla göndermem o eve."

Babası gelince ona da anlattılar.

"Cinmiş periymiş inanmayın böyle şeylere azizim! Avrupa böyle saçmalıkları çoktan geride bıraktı, biz hala basit bir kaynana-gelin atışmasını bile nelere bağlıyoruz."

"Ama baba... o evde yaşadıklarım...."

"Ne diyeceğiz elaleme? Kızım cinlerden perilerden korktu. O yüzden izdivacını bitirdi mi? Kızım kendine gel. Fevkalaede bir aileye gelin gittin. Böyle şeylerin seni yıldırmasına izin verme."

"Ama..."

"Sana da kızgınım hanım." Dedi karısına dönerek. "Saçmalama diyeceğin yerde bir de tutmuş kızı şarlatanlara götürmüşsün. Ben anlamam. Haydi bakalım, evli evine köylü köyüne."

Babası hiçbir açık kapı bırakmamıştı. Yıldız mecburen eve dönecekti. Kadınların kaderlerine erkeklerin karar verdiği bir dönemdi bu.

Zaten Haluk da gelmişti. Rengi atmıştı adamın. Yıldız'ı görünce yüzü aydınlandı.

Eve döndüklerinde kadınlar hala Dürdane'nin yanındaydı. Yıldız 11 yaşındaki bu küçük çocuğun ne hastalığı olduğunu merak ediyordu ama yanına yaklaştırmıyorlardı Yıldız'ı.

Yıldız bundan sonra yatağın altında bulduğu muskayla birlikte Nimet Hanım'ın verdiklerini de üstünde taşımaya karar verdi. Ve çok dikkatli olacaktı.

Akşam yemeğini evin erkekleri ile birlikte yedi Yıldız. Kadınlar hala Dürdane'nin yanındaydı.

"Zavallı çocuğun hastalığı nedir?" diye sorma cesaretinde bulundu Yıldız.

"Yalnızca bir takım sıkıntılar." Diye cevap verdi Kamer kayıtsız bir tavırla.

Yemekten sonra Haluk Reşat Bey ile odaya kapandı. Yıldız da fırsattan istifade Dürdane'nin odasına gitti. Korkuyordu ama bir yandan da neler olup bittiğini bilmesi gerekiyordu.

Odaya girdiğinde tüm kadınlar Dürdane'nin başında bekliyordu. Zavallı çocuk beti benzi atmış bir şekilde yatıyordu ve kadınların hepsi hiç kıpırdamadan ayakta duruyorlardı. Yıldız'ın gelmesiyle birlikte Refika Hanım, kıpırdamak nezaketinde bulundu.

"Ne işin var burada?"

"Dürdane'yi merak ettim. Belkıs abla, çok geçmiş olsun." Dedi Dürdane'nin annesine dönerek.

Belkıs sinirli bir tavırla Refika Hanım'a baktıktan sonra Yıldız'a döndü.

"Sağol Yıldız."

"Dürdane'nin nesi var?"

"Sen neden her şeyi soruyorsun?" dedi Refika sesini yükselterek.

"Bağırma Refika Hanım, çocuk uyuyor." Dedi Belkıs terslenerek. Yıldız ilk defa Belkıs'ın Refika'ya karşı çıktığını görmüştü.

Refika oralı olmadı gerçi. Yıldız'ı dikkatle süzdükten sonra panikle konuştu.

"Ne yaptın sen? Ne yaptın?"

"Ben bir şey yapmadım." Dedi Yıldız şaşkınlıkla. Neler oluyordu, anlayamıyordu ama Refika'dan sert bir tokat yediğinde diğerleri de en az Yıldız kadar şaşırmış görünüyorlardı.

"Üstünü çıkar çabuk!" dedi Refika emrederek.

"Ne diyorsunuz? Neden çıkaracakmışım?"

"Anne, rahat bırak kızı. Dürdane hasta zaten." Dedi Efsun bıkkınlıkla.

"Anlamıyor musunuz aptallar? Dürdane bu şaşkın kız yüzünden hasta."

"Ben Dürdane'ye bir şey yapmadım."

"Çıkar üstündekileri dedim!"

Bu sefer Yıldız'ın üzerine atılmış, kıyafetlerini parçalıyordu. Yıldız Refika'yla çırpınırken Belkıs ve Efsun da Refika'ya yardıma geldi. Bir tek Ferhan kayıtsız bir tavırla duruyordu.

Yıldız'ın kıyafetlerini zorla çıkardıktan sonra aradıklarını buldular. Üç muska da kıyafetlerinin iç astarına tutturulmuş haldeydi.

"İşte bunlar! Seni gidi hadsiz!"

"Sen nasıl yaparsın bunu?" diye bağırdı Belkıs. Ve hepsi birden Yıldız'ın üstüne çullandılar. Tekmeleri hakaretler havada uçuşuyordu.

"Adi şerefsiz!"

"Pis kahpe!"

"Kenar mahalle şıllığı."

Yıldız kendisini savunamıyordu bile. O kadar kadına karşı tek başınaydı. Ferhan da aralarına katılmıştı şimdi. Yıldız kemiklerinin kırılacağından korktu.

"Anne!"

O sırada hepsi durdular ve arkalarına baktılar. Dürdane uyanmıştı.

Reşat Bey'in KöşküWhere stories live. Discover now