19

464 36 26
                                    


Telefonumu cebime atıp sırtımı geriye yasladım.

Çoğu kişi benden nefret ediyor olmalıydı. Ya da benimle alakadar olmamak, benimle herhangi bir iletişime bile geçmek istemiyorlar gibiydi. Onların gözünde bir bağımlı olmalıydım. Uyuşturucu veya sigaraya bağımlı olan insanlar nasılsa beni de öyle görüyorlardı. 

Haklılardı, ben de Justin'e bağımlıydım. Sırf bu yüzden bir sürü arkadaşımı kaybetmiş, hayatımı yokuşa sürmüştüm, acınası hale gelmiştim ama onsuz yaşayamıyordum. Hiç olmam dediğim biri olmuştum. Bir erkek için her şeyimi feda etmeye hazır biri olmuştum.

Son birkaç haftadır gözyaşlarım kurumuyordu. Dünyaya yeni gelmiş gibi hissediyordum. Çıplak bir şekilde doğmuş ve sokağa fırlatılmış gibi hissediyor, ne yapacağımı bilmiyor, yeni doğan bebek gibi sürekli ağlıyordum.

İğrenç hissediyordum. Tüm hayatımın mahvolmasını olduğum yerde izleyip druyordum.

Karşımda arkadaşlarıyla konuşan ve ara ara bakışlarını bana gönderen Kim'e karşı ben de alayla bakmaya devam etmiş, pahalı kıyafetlerini çekinmeden süzmüştüm.

Jennie Kim sahip olmak isteyeceğiniz her şeye sahipti.

Milyon dolarlar, harika bir yüz ve harika bir vücut, güzel arkadaşlar ve yakışıklı erkekler... Ailesini görmemiştim ama onların da kıskanılası oldukları apaçık ortada olan bir şeydi. Erkekler Jennie Kim'i istiyordu, kızlar ise onun gibi olmak.

Sahip oldukları her ne kadar bende bu duyguları uyandırsa da gözümde sevgilimi benden çalan kaltaktan başka biri değildi. Benimle sürekli dalga geçiyor, erkeğimi parmağında oynatıyordu.

Bakışlarım haddinden uzun süredir yüzünde kalmış olmalıydı ki o da konuşmadan soyutlanmış gibi sadece bana dönmüş, sorgular bir şekilde bakıyordu. Yansımamı görmemi sağlayacak bir şey yoktu etrafta ama onun tarafından nasıl göründüğümü merak ediyordum. Umarım tüm bu halime inat baskın tarafımdır.

Başımı çevirdim ve yemekhaneye doğru yürümeye başladım. Bölümler farklı olsa bile her binanın ortak yemek saati vardı ve az önceki bakışmalardan Jennie'nin benimle konuşmaya gelmeyeceğini anlamıştım. Doğruyu söylemek gerekirse, bu paçavra halimle ben de tüm okulun içinde onun yanına gidip 'Hey merhaba! Ben Camila, hani sevişelim diyerek dalga geçtiğin kız.' demenin pek de taraftarı değilim.

Savsak adımlarla bahçede yürüdükten sonra erken geldiğim için dışarıda boşta kalan masaların olduğunu görmüş ve en köşede olan birine çantamı gelişigüzel fırlatmıştım. Yemek yemek için pek keyfim yoktu ama yemek yemediğimi gören diğer züppeler masayı benden almak için bunu sebep olarak sunup tüm okulun içinde aşağılar şekilde dile getireceklerdi. Onlarla uğraşamazdım. 

Çantamı olduğu yere bırakıp içeri girdiğimde olmayan sıradan yararlanarak acele bir şekilde çorba almış ve yanına koyulacak ekmeği beklemeden tekrar masama yönelmiştim. Kimse ile muhatap olmak istemiyordum.

Masaya doğru yürüdüğümde üç, basketbolcu olduğunu her halinden belli eden erkeğin çantamı yere fırlattıklarını gördüm. Aceleyle onlara doğru giderken ''Ne yapıyorsunuz siz?'' diye bağırmıştım bile.

''Masanı boş bırakmamalısın.''

Çantamı yerden aldım ve geri masanın üzerine koydum. Konuşan kıvırcık saçlı çocuğa döndüğümde kestirip atmak ister gibi ''Yer kavgası yapan ortaokul çocuğu mu olacaksınız yani? Başka masaya gidin.'' dedim ve çektiğim sandalyeye hızla oturdum. Alayla beni süzdükten sonra gittiklerini izlerken sinirle önüme döndüm ve çorbamı içip bir an önce bu yerden kurtulmak istedim. Sevgili Jennie Kim muhtemelen bugün okulda benimle pek görünmek istemiyordu. Aptal kız. Tüm bunların tüm sebebi o olmasa da ondan nefret etmek daha iyi hissettiriyordu.

Carmen | GirlxGirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin