22

456 32 37
                                    

Kolumu tutup bana hesap soran kişi Justin'di.
Günlerdir kendisini benden esirgeyen, eve bir gece bile gelmeyen.

Şimdi böylesine karşımda durmuş bana çatık kaşlarıyla hesap soruyorken kolumu ondan kurtardım ve "Ooo, Justin beyimiz sonunda kendimi gösteriyor." dedim alaylı bir şekilde.

Tekrar kolumu kavradı ve daha sert bir şekilde çekiştirdi. Hissettiğim acıyla kendimi kurtarmaya çalıştım. Çok sinirliydi.

"Boş yapma da cevap ver. Dün tüm gece seni bekledim."

Histerik bir şekilde güldüm ve boşta olan elimle onun baskısını azaltmaya çalıştım.

"Şimdi beni daha iyi anlıyorsundur."

Rahat tavrıma ve ona karşı gülmeme katlanamıyormuş gibi kolumu daha sert çekiştirerek yere düşmemi sağladı ve ben dizlerimin üstüne düşerken saçlarımı kavradı. Birkaç kişi bize dönüp bakıyordu bile. Uzun zaman sonra ilk defa gerçekten de utandığımı hissediyordum ama Justin'e karşı çıkamayacak kadar da güçsüzdüm.

"Sen benim malımsın kızım. Peşimde it gibi koşuyordun bir anda ne oldu sana? Başka bir erkek mi var hayatında yoksa lan!?"

Tekmesini bana doğru savururken kendimi koruyamamıştım. Ben bu caniye nasıl ölecek kadar aşık olabilmiştim, yerde kıvranırken tek düşündüğüm buydu. Acıyı hissediyordum ama beni uyuşturuyordu da.

Daha başka tekmesini atamadan iki güvenlik gelmiş ve onu uzaklaştırmaya başlamıştı. Bense hala uzandığım yerde duruyor, gökyüzünü izliyordum.

Hayatımı sanki tam şu anda kavrayabiliyordum. Bataklıktaydım. Ve bunu kendim yapmıştım.

Kolum çekilirken, saçım tutulurken, tekme yerken gözümden akmayan yaş tam şu anda yüzümün üstünde yerini buluyordu.

Asıl acıyı kalbim tam şu anda hissediyordu.

Çünkü onu görmüştüm.

Tüm bu olaylar oluyorken umursamadan yürüyüp geçen Kim'i görmüştüm.

***

"Neden beni evine çağırdın?"

"Anlaşmamız için."

"Dün reglim dedin ve daha bu sabah sizdeydim. Her evde bulunuş için para alacağım."

"Tamam, kabul."

Kapının önünde durmaya devam ediyorken kaşlarımı çattım ve "Şakaydı, Kim." dedim. "Bana bu kadar aşık olma."

Kendi kendime gülerken kapıyı tutmayı bırakıp geriye gitmiş ve geçmem için yer açmıştı.

Burada ne işim vardı, yine bilmiyordum. Beni çağırmıştı işte. Sabahki olan olaylar benim için yeni şeyler değildi ama ilk defa böylesine kalbimi acıtmıştı. Fakat nefretimi kazanan kişi Justin'den sonra Kim olmuştu. Sevişmeyi teklif edecek kadar rahat ama yerde acı çekmemi görünce yardım etmeyecek ve geçip gidecek kadar acımasızdı. Onu çözemiyordum.

Fakat bana attığı mesajla tereddüt etmeden kendimi burada bulmuştum. Birilerinin sizi üzmesi sadece değer verdiğiniz insanlar tarafından olabilmeliydi ve bu yüzden beni umursamadan yürüyüp geçen Kim'i unutabilmiştim.

Basitti.

Gel dedi, geldim. Onun dediklerini yapacağım ve fazlaca para kazanıp kendi hayatımı düzeltmeye başlatacağım.

Her şey böylesine basitti.

Sessizce onu takip ederken hiç konuşasım yoktu, o da bunu biliyormuş gibi konuşmadan odasına doğru ilerliyordu zaten.

Carmen | GirlxGirlWhere stories live. Discover now