24

228 23 7
                                    


Akşam üzeri eve vardığımızda ne kadar yorgun olduğumu bir ben bir de inanmadığım tanrı bilirdi. Kıyafet safsatası, yemek molası, eksikler derken son durağımız bir iç giyim mağazası olmuştu. Doğruyu söylemek gerekirse utanmanın u'suna bile sahip olmayan ben mağazaya girer girmez yanaklarımın kızarmasını engelleyememiştim. En kötüsü de, Jennie Kim'in de benim gibi oluşuydu. İkimiz de çok konuşamamış mağazanın içinde dolanmıştık. Bu haline rağmen sepetine kırmızı, siyah, pembe gibi farklı renklerde ve farklı şekillerde birbirinden iddialı gece kıyafetleri atmıştı. Ben de ona eşlik etmiş ve çok incelemeden birkaç şeyi sepete koymuştum. Kadife veya tüylü oluşuyla çok ilgilenmesem de elleyip test ediyor gibi yapıyor, içten içe onun gibi rahatça bu kıyafetleri seçebildiğimi göstermek istiyordum.

Şimdi ise salonundaki koltuğa yığılmış, yanımdaki onlarca poşete değmeden uzanmaya çalışıyordum. Çok sevgili Kim ise dışarıda şoförüyle bir şeyler konuşuyordu, daha girmemişti evine.

Konumuma baktım. Bu koca devasa evde çok çabuk rahatı yakalamış gibiydim. Ev sahibi olmadan bile yabancılık duygusu hissetmiyordum. Bunun en büyük payı belki de çalışanlara artık daha az rastlamam olabilirdi. Dünün aksine bugün birkaç çalışan vardı ama sanki sayıları daha az gibiydi. İster istemez dikkatimi çekmişti. Bu benim için daha iyiydi. Yabancı insanlar görmek beni her daim strese sokardı.

Şu an bulunduğum salon ise inanılmaz gereksiz büyüktü. Tavana bakıp şaşırıyor, avizeyi değiştirecekleri zaman itfaiyeyi mi çağırıyorlar diye merak ediyordum. Perdeler, lamba, avize klasik merdivenle çıkılamayacak kadar yüksekteydi. Fakat evi, bahçesi ya da dışarıdaki çeşmesi ne kadar güzel olursa olsun bu ev benim için Jennie Kim'in odası kadardı. En azından bana müsait edilen kısmı o kadardı ama ben bunu bir sorun olarak görmüyordum. Evet, sinema odasında film izlemiş, mutfağında da bir kahvaltı yapabilmiştik şimdiye kadar ama sanırsam mekanın güzelliği büyük etkiyi yaratan unsur değildi. Tüm bunları Jennie ile yapmak güzel kılıyordu o yeri.

Kalbimde aniden gereksiz bir kasılma meydana geldi, göğsümün ortasına birkaç yumruk attım. Bu hissettiklerim çok yabancı olduğum şeylerdi.

Ben sadece Kim'e hayran olan tüm diğer insanlar gibi biriydim. Diğerlerinden farklı olarak bizim bir çıkar ilişkimiz vardı. O kadardı. Bundan daha başka bir hisse sahip olmam imkansızdı. Kalbim böylesine atmayı hemen bırakmalıydı.

Öksürdüm, alnımdaki teri sildim ve koltuğun yanındaki sehpanın üzerinde bulunan sürahiden bir bardak su doldurdum, içtim. O sırada kapının açılma sesi gelmişti.

"Sanırsam çok yoruldun bugün."

Bardağı geri kenara koyarken "Evet." dedim.

"Hiç sportif biri değilim ve senin sayende tüm şehri durmadan gezdik."

Yanımdaki poşetlerden bir kısmını kenara itti, düşmesine sebep oldu ve yanıma oturdu.

"Spor yapmak istersen biliyorsun beraber aşağı katta-"

Ellerimi iki yana salladım. " Hayır, hayır. Spor yapmaktan nefret ederim."

Biraz duraksadım, gözüm poşetlere kaydı.

"Ayrıca tüm bunları almak birden nerden çıktı anlayamadım ama kesinlikle parasını ödeyeceğim."

Dediklerimi umursamıyormuş gibi başını geriye koltuğa yasladı ve "Tamam Camila'cım, ödeyeceksin. Anladım, artık aynı şeyleri tekrar etme." dedi.

İnanılmaz şirin duruyordu. Gülümsedim. Ben de onun gibi başımı geriye yasladım.

"Yine de teşekkür ederim. Aldıkların için. Sonradan ödeyecek olsam bile. Kendimi bayramlık almış küçük bir çocuk gibi hissediyorum."

Güldü. "İstediğin zaman tekrar çıkarız."

İkimiz de mayışmış bir haldeydik, yorgunluk sarhoşu gibiydik. Başımı salladım. Oysaki sormak istediğim, merak ettiğim çok şey vardı. Ya da karşı çıkacak.

Her gün bu evde mi bulunacaktım? Ya da bana hep böylesine yardımı mı olacaktı? Benimle arkadaş gibi olmaya çalıştığını hissediyordum, cidden öyle miydi? Eğer öyleyse neden garip bir teklif yapmıştı? Görünüşe göre eşcinseldi ya da biseksüel ve bunu tepkilerden sakınmak için gizli halletmeye çalışıyordu. Fakat eğer öyle bir şey varda bunu niye herhangi hoşlandığı bir kızdan istememişti ki? Bu işler öyle yürümez miydi? Cinsiyetten öte bir insana aşık olurdun ve onunla olmak isterdin. Jennie Kim neden beni seçmişti anlayamıyordum. Belki de konu sadece eşcinsellik değildi. Kendisi için oluşan kalıpları kırıp asi biri olmak istiyor olabilirdi. Çok tanımadığı, arasının iyi olmadığı biriyle böyle bir ilişkide bulunmak onun attığı ilk çılgın adım olabilirdi. Belki sonrasında partilere gider, hap içer ya da başka şeylerle ileriye gidebilirdi. Ben onun kendini özgür hissetmek için attığı ilk adım olabilirdim. Bilmiyordum. Fakat korkuyordum. Birisine bağlanınca çok kötü bir bağımlı oluyordum. Bunu Justin ile görmüştüm. Atlatabildiğimden bile emin değildim. Peki ya küçük ama çok küçük bir ihtimal, Jennie'ye karşı öyle şeyler hissetsem, bu beni ne biçim bir psikopat yapardı?

"Daldın."

Sesiyle ona döndüm. Hakkında deliler gibi düşündüğüm kız yanıbaşımdaydı işte. Soruları ona sorup rahatlamalıydım ama ben yalnızca sustum.

"Acıktım ben, sen de acıkmışsındır. Aşçımız da yok bugün. Yemek sipariş etsek mi?"

Başımı salladım, gülümsedim.

Telefonunu eline aldı ve "Pizza söylüyorum o zaman." dedi.

Onun gibi kibar birinin fikrimi sormayışı garip gelse de "Olur." dedim. Pizza severdim.

Telefonu kulağına götürdü ve o sırada ben de kendime bir bardak daha su doldurdum, içtim, siparişini dinledim.

"...Lütfen karışık olan mantarsız olsun."

Ona doğru döndüm. Mantara alerjim vardı. Unutmuştum. Acaba onun da mı alerjisi vardı?

Telefonu kapattı ve gülümseyip "Siparişi verdim." dedi. "Teşekkürler." dedim ve ayağa kalktım. O da kalkmıştı.

"Üstümüzü değiştirip rahat bir şeyler giymeliyiz. Hadi odaya gidelim."

Onay verdim fakat çok su içmiştim. "Tamam ama ben ilk önce lavaboyu kullanacağım."

"Tamam." dedi fakat derken omuzlarıma dokunmuştu. Bu dokunuş bana samimi gelmişti. Ne olduğunu anlayamadan hızlıca üst kata doğru çıktı. Ben de tuvalete gidecekken telefonumun titremesiyle durdum. Mesaj gelmişti. Justin'dendi.

Aptal bağımlılığımın tetiklenmesini istemiyordum. Daha fazla ucuz biri olmak istemiyordum.

Mesajını okumayacaktım fakat engellemek için telefonu açtım. Bu sırada bir mesaj daha atmıştı ve bu bir fotoğraftı.

Sohbete girmeden üstten kaydırdım. Uzaktan bir fotoğrafımdı ve yanımda da Jennie vardı. Kaçamayacağım bariz ortadaydı. Ne yazdığını görmek için mesaj kutusuna girdim.

Destekleriniz için teşekkürler ❤️ diğer kitaplar için yeni bölümler de yolda, lütfen takip etmeyi unutmayın ve beğendiyseniz oy atarsanız veya yorum bırakırsanız çok çok mutlu olurum 🥺

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 24, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Carmen | GirlxGirlWhere stories live. Discover now