Lanet

67.1K 3K 1.6K
                                    

Düzenlemeden sonra satır arası yorumlar kayboldu. Lütfen bol bol yorum yapmayı unutmayın<3

Sabah yüzüme gelen güneş ışığıyla  uyandım. Yine yorucu bir güne başlangıç yapacaktım.

Linus'u satın alalı 1 hafta olmuştu. İlk günki gibi korkutucu bir olay yaşamadım. Ki zaten o olanlar muhtemelen gerçek değildi. Yorgunluktan ayakta uyuyor ve rüya görüyor olmalıydım.

Ancak bazen işten geldiğimde evdeki eşyaları koyduğum yerde bulamıyordum. Herhalde ben koyduğum yerleri unutuyordum. Çünkü bunun başka bir mantıklı açıklaması olamazdı.

Yalnızlık beni paranoyaklaştırmıştı. En iyisi bir psikoloğa danışmaktı.

Elime Linus'u aldım ve incelemeye başladım. Simsiyah gözleri ve beyaz teniyle oldukça korkunç gözüküyordu. Ama aynı zamanda garip bir şekilde hoş bir havası vardı. 

Onu kenara koydum ve lavaboya gittim. Patronumuz yurt dışına gitmişti bu yüzden bir hafta iş yoktu. Ancak evde yapmam gereken bir sürü iş vardı. Bu yüzden yataktan kalkmak bile istemiyordum.

Ancak mecburen yataktan kalktım ve banyoya gidip rutin işlerimi hallettim.

Ben odadan çıkar çıkmaz kapının çaldığını duydum. Beni ziyaret eden tek bir kişi olduğu için gelenin kim olduğunu tahmin ediyordum.

Gelen en yakın ve tek arkadaşım Alya'ydı. Sarıldım ve onu içeri davet ettim. Salonda biraz oturduk ve sohbet ettik. Sonra benim odama gittik.

Alya birden çığlık atarak odadan çıktı. Nefes nefese kalmıştı. Kaşlarımı çattım ve ona garip garip baktım. Neyden bu kadar çok korktuğunu ilk başta anlayamasan da kapıdan içeri bakınca anlamıştım. Kendimi tutamadım ve kahkaha atmaya başladım.

"Kız ne bağırıyorsun alt tarafı bir oyuncak" İçeri girdim ve Linus'u kucağıma aldım.

"Allah belanı vermesin. O nasıl bir oyuncak. Lanetli gibi" Tekrar güldüm.

"Tabii canım. Chucky bu"dedin dalga geçerek.

"Of dalga geçme. Gerçekten de çok korkunç" Söyledikleri bana sadece komik gelmişti.

"Ah be saf kankam. Böyle şeyler gerçek değil inanma. Tamam görünüş olarak korkunç ama bu onu lanetli yapmaz"dedim onu rahatlatmaya çalışarak. Evet dalga geçiyordum ama Alya gerçekten de çok korkak bir kızdı. Bu yüzden içinin rahatlaması gerekiyordu.

"Nerden biliyorsun? Bence hiç normal bir oyuncak gibi değil"dedi korkuyla. Linus'a yakın bile durmuyordu.

"Tamam o zaman için rahat edecekse yok edelim onu" Verdiğim paraya her ne kadar üzülsem de Linus bazen saçma bir şekilde beni de korkutuyordu. Hatta onun yüzünden kaç kez kâbus görmüştüm.

"Nasıl?" Omuz silktim.

"Bir çok yolu var. Parçalamak kolay olmaz. En iyisi yakalım" Diye bir teklif sundum. Yutkundu ve kafasını salladı.

Apartmandan çıktık ve yakmak için müsait bir yer bulduk. Daha sonra Linus'u bir taşın üzerine koydum ve üzerine benzin döküp kibriti üzerine attım. Ateşin bir anda yükselmesiyle çığlık attım. Elim yanmıştı. Ama şu an bu umrumda değildi. Sadece olacakları dikkatle izliyordum.

Aradan yarım saat geçti. Ateş sönmeyince üzerine su döktüm. Alya ürkek bakışlarla beni ve sönmekte olan ateşi izliyordu.

Linus olduğu gibi duruyordu. En ufak bir karartı bile yoktu. Ama bu nasıl mümkün olurdu? Yanmayan bir yapısı bile olsa en azından kıyafetleri yanar ve ya porselenden yapılmış kafasını zarar görürdü.

"Bak ben sana dedim işte. Hiçbir şey olmadı görüyorsun" Ben hâlâ şaşkınlıkla Linus'u izlerken Alya durmadan bir şeyler söylüyordu. Sesi titriyordu ve çoktan ağlamaya başlamıştı

"N'apacağız şimdi?"diye sordum panikle.

"Yok ya. İlla mantıklı bir açıklaması vardır. Alya beni korkutmayı kes. Çok pahalı bir oyuncak bu. Hemen zarar görmemesi çok normal"dedim ani ruh değişimiyle. Bu olanlara ve Alya'nın dediklerine asla inanmak istemiyordum.

"Efra ne saçmalıyorsun? Kumaştan yapılma kıyafeti bile yanmadı!" Dedi dehşetle. Lanet olsun ben buna hiç dikkat etmemiştim.

Ben bir şey söylemeyince Alya "Öldürecek bizi" dedi ve ağlamaya başladı. Tıpkı bir çocuk gibi hıçkırarak ağlıyordu.

"Alya sen istersen evine git. Ben bir şeyler düşünürüm. İyi gözükmüyorsun"dedim elimi omuzuna koyarak.

"Saçmalama! Seni bırakıp hiçbir yere gitmiyorum!"

"Merak etme Alya. Eminim tüm bunların bir açıklaması vardır. Hadi sen git. Ben de Linus'u bir yere koyup eve geri döneceğim. Onu eve geri getirmem. Merak etme" Rahatlatmak için gülümsedim.

"Linus?"

"Evet ismi Linus'muş. Her neyse sen git hadi. İyi değilsin"

Onu bir şekilde ikna ettim ve evine gönderdim. Daha sonra kendim de Linus'u geri götürmeden eve geri döndüm. Herhalde eve geri dönecek hali yoktu.

LİNUS (Tamamlandı)Where stories live. Discover now