Koyu kırmızı

40.9K 2.5K 1K
                                    


Korkunç bir gecenin ardından sabaha sağ çıkabilmiştim. Bu arada ben mi öyle hissettim bilmiyorum ama Linus gece boyu yanımdan ayrılmamıştı.

Onun neler düşündüğünü, ne için böyle yaptığını, neler hissettiğini o kadar çok merak ediyorum ki.

Yataktan kalktım ve banyoya gidip hazırlandım. Bugün kendime iş bulmaya gidecektim. Umarım iyi bir iş bulurdum.

Kahvaltımı da yaptım ve evden çıktım. Neredeyse bütün ilanları gezdim. Ama ya maaşları yetersizdi, ya da iş bana göre değildi.

Dört beş saat durmadan gezdim ama bir türlü iş bulamadım. Sanırım müdür gelene kadar elimdekilerle idare etmekten başka çarem yoktu. Kumbaramda aslında yeteri kadar vardı. Ama yeni iPhone telefon alacağım, onun için biriktiriyordum.

Eve geri döndüm ve temizlik yapmaya başladım. Her tarafı bir güzel temizledikten sonra dinlenebilirdim.

Kendime kahve yaptım ve oturup televizyonda en sevdiğim çizgi filmi izledim. Çizgi film izlemenin yaşı yoktur değil mi?

Ben uslu uslu çizgi filmimi izlerken Linus yine mutfakta yaramazlık peşindeydi.

"Linus senin mutfağa fetişin mi var? Bak yeni temizledim dağıtma oraları" Mutfaktan gelen sesler kesildi. Neden mi? Çünkü şu an tam arkamdaydı. Tabii bakmaya cesaret edemiyorum ama hissediyorum.

"Ya şaka yaptım. Niye hemen geldin ki?" Daha da yaklaşıyordu. Ben tam koltuktan kalkacakken tutup boğazımı sıkmaya başladı. Öyle bir kuvvetle sıkıyordu ki, boğularak değil de boyunum kırılarak öldürülecektim.

Çırpınarak kendimi ondan kurtarmaya çalışıyordum. Ama eli gram hareket etmiyordu. Nefesim daralıyor, başım dönüyordu. Sanırım bu sefer gerçekten ölecektim.

🍄

Gözlerimi bayıldığım kanepede açtım. Boynum çok kötü ağrıyordu. Nefes almakta hâlâ güçlük çekiyordum.

Nedense Linus'un artık değiştiğini düşünmüştüm. Hata bendeydi. Ne de olsa o yarı oyuncaktı. Belki de duyguları bile yoktu.

Oturduğum yerden kalktım ve banyoya gidip yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakınca boynumun tamamen mos mor olduğunu gördüm. Bu görüntü bile nefesimi kesmek için yeterliydi.

Odama gittim ve boynuma merhem sürdüm. Hâlâ çok acıyordu. Normalde işe giderek günümü bir şekilde geçiriyordum. Şimdi ise tam 2 ay Linus'la bütün gün baş başa kalacaktım. Aman ne güzel.

Aynaya bakıp saçlarımı düzeltirken aşağıda Linus'un ayaklarını gördüm. Dönüp baktığımda kapının arkasında olduğunu farkettim.

Kapıyı itip baktığımda ilk günlerdeki gibi gözlerinden koyu kırmızı sıvı aktığını gördüm. Ve yine buz gibiydi.

"Ne halin varsa gör"dedim umursamayarak ve odadan çıktım. Gerçekten onu ilk böyle gördüğümde üzüldüğüme inanamıyorum.

Üstüme boğazlı kazak giydim ve anahtarlarımı alıp evden çıktım. Biraz hava alsam iyi olacaktı. Asansöre bindim ve aşağı indim. Hava çok güzeldi. Tam gezmelik.

Kulaklığımı taktım ve yaklaşık iki saat boyunca gezdim. Her ne kadar eve gitmek istemesem de hava çok soğuktu. Bu yüzden mecbur geri döndüm.

Eve geldiğimde odamın kapısından koyu kırmızı bir sıvının aktığını gördüm. Anında gelen korku hissini bastırmaya çalışarak içeri girdim. Linus tam karşımda yerde yatıyordu. Ama oyuncak bedeninde değil insan bedeninde.

Gözlerinden ve ağzından o garip sıvıdan akıyordu. Yanına gidersem birden kolumu ve ya bacağımı tutup kötü bir şey yapacak düşüncesi korkumu iyice arttırıyordu.

Odadan çıktım ve salona koştum. Ne zaman aktığını anlamadığım göz yaşlarımı sildim ve telefonu elime aldım. Bu durumda ne yapılırdı?

Polisi mi arayacaktım. Ne söyleyecektim? Hayır, polisi aramak hiç mantıklı değildi.

Telefonumu kenara fırlattım ve gözlerimi kapatıp bu olanların bir kabus olması için dua ettim. Ne kadar öyle durduysam artık, oturduğum yerde uyuyakalmıştım.

Uyandığımda saat 4:20'ydi. Korkarak odama gittiğimde yine aynı manzarayla karşılaştım. Milim kıpırdamamıştı. Derin bir nefes aldım ve biraz daha yaklaştım.

Yanına eğilip yüzüne baktım. Teni ölü rengindeydi resmen. Buna beyaz bile denmezdi. Çekinerek bir parmağımla yanağına dokunup hareket ettirmeye çalıştım. Yüzü de çok soğuktu. O sıvılar hâlâ akmaya devam ediyordu.

'O sıvı' diyerek sadece kendimi kandırıyordum. Bunlar bildiğin kandı.

Daha önce böyle olduğunda onu yorgana sarıp ısıttığım aklıma geldi. Ama o zaman oyuncaktı. Ben bu koca adamı nasıl yorgana saracaktım. Yapacak bir şey yok hadi bakalım!

Yatağımın üstünden yorganımı getirip üzerini örttüm. Yüzünü silmek için de peçete gerekiyordu.

Peçete almak için mutfağa koştum. Geri döndüğümde Linus'la göz göze geldim. Eliyle kafasını tutmuş oturuyordu.

LİNUS (Tamamlandı)Where stories live. Discover now