Ceset

41.6K 2.6K 1.1K
                                    


Ali gittiğinden beri içimde garip bir sıkıntı vardı. Sanki kocaman dünyadan ne olduğu belirsiz bir varlıkla tek başıma kalmıştım.

Peki şimdi ne olacaktı?

En sonda ben ölecek miydim?

Yoksa hiç beklemediğim bir son mu olacaktı?

Cevabını bildiğim tek soru, Linus'un hayatımı tamamen değiştirecek olmasıydı. Ama hangi yönde, onu ben de bilmiyorum.

Bir an iç sesimden duyduğum "her şeyi siktir et" tavsiyesine uydum ve oturup sanki tüm bunlar yaşanmamış gibi film izlemeye başladım. Arada bir odamda sesler gelse bile onu umursamamaya çalıştım.

Ancak cevabını bilmediğim bir soru daha var.

Linus sürekli odamda n'apıyor?

Hayır kafaya takmayacaktım. Umrumda bile değil.

Bazen kendi kendime diyorum ki, 'sen değil miydin ölmek isteyen? Şimdi ne bu halin?'

İnsan gerçekten bazı şeyleri gerçekleşmeye yakınken anlar. Ölmek istiyordum. Belki de bir kaç güne ölecektim, ancak şu an ölmek düşüncesi beni epey korkutuyordu.

Biraz su içtim ve beynimi ele geçiren bu düşüncelerden kurtulmaya çalıştım.

Açtığım film altyazılıydı. Ama ben düşüncelere o kadar dalmışım ki altyazılıları okumayı bile unutmuşum. Film gelip geçiyordu ben ise konuyu bile anlamamıştım.

Boş verip filmi kapattım ve odama gittim. Linus yine pencereden dışarı bakıyordu. Bu sefer onu umursamama kararı aldım ve pijamalarımı alıp banyoya gittim. Geldiğimde yoktu. Yani insan bedeni yoktu. Oyuncak bedeni ise tam karşımda banyo kapısının önündeydi.

"Amacın ne bilmiyorum ama bir an önce bitirsen iyi olur. Çünkü ben gerçekten sıkıldım" diye fısıldadım sinirli bir ses tonuyla. Yatağıma uzandım ve kulaklıklarımı takıp gözlerimi kapattım.

Artık adet hâlini almış 'mutfaktan gelen sesler' bile beni uyandıramazdı.

Tahmin ettiğim gibi oldu. Sabah 08:00'e kadar hiç uyumadığım kadar iyi uyudum.

Ben bunu daha önce neden yapmadım ki?

Banyoya gittim ve rutin işlerimi hallettim. Daha sonra odama geldim ve üzerimi değiştirdim.

Ev çok sessizdi. Evde tek yaşıyorum ama evin sessiz olmasına şaşırıyorum. Yaşamayan yoktur.

Bu sefer kahvaltıda çok yiyecektim çünkü akşama kadar kaburgalarım sırtıma yapışıyordu. Evet orada yemek yiyordum ama az.

Her neyse.

Kendime bir güzel tost yaptım ve oturup kahveyle beraber yemeye başladım. Karnımı tıka basa doldurdum ve montumu giyip evden çıktım.

Uzun zaman sonra ilk defa işe vaktinde yetişmiştim. Yaptığım hatalar yüzünden neredeyse maaşımın yarısından olmuştum.

Tabi kalkıp müdüre 'Ya bizim evde bir lanetli oyuncak var. Sürekli yaramazlık yapıyor. O yüzden gelemiyordum' diyemeyeceğime göre müdürün yaptığı gayet normaldi. Beni işten atmamasına şükür etmeliyim.

İş arkadaşlarımla selamlaştım ve çalışmaya başladım.

🍄

Uzun zaman sonra ilk defa günüm güzel geçmişti. Bol bol bahşiş toplamıştım. Artık eve gitme zamanıydı.

Apartmanın önüne geldiğimde yine içimi bir sıkıntı kapladı. Hiç giresim yoktu. Ama mecbur içeri girdim.

Kapıdan içeri girdiğimde evden çok garip yoğun bir koku geliyordu. Burnumu tutarak salona girdiğimde, aslında bugün hayatımın en kötü gününü yaşatacak olan o manzarayla karşılaştım.

Odanın her tarafı kandı ve yerde kanlar içerisinde bir ceset yatıyordu.

Ali'nin cesedi...

LİNUS (Tamamlandı)Where stories live. Discover now