2

648 59 5
                                    

Umarım beğenirsiniz bölümü vote ve yorum atmayı unutmayın lütfen destekleriniz benim için çok önemli sizi seviyorum 🌺

"Yeonjun dikkatli ol"

Karşımda duran minik adam büyük bir heyecanla beni onaylamış uçağın penceresine heyecanla vurmayı bırakmıştı. Kendisi daha üç yaşlarında olan meleğim tekrar dikkati gökyüzüne verdiğinde bende kitabıma geri döndüm.

Ne kadar uykum olsa da maalesef uygunsuz hiç bir ortamda uyumamaya çalışıyordum. Yeonjun çok hiperaktif bir çocuk olduğu için asla durmuyor haliyle bende de endişeye neden oluyor.

"Anne bij neden dedemden  ayyıldık?"

Kitabımı tekrar kapatıp Yeonjun'a odaklandım. Bu koskoca dünya da bana cennet olan kişiye olabildiğince sevgi vermeye çalışmış ona sadece mutlu bir dünya yaratmaya çalışmıştım.

"Çünkü artık annenin doğduğu şehirdeki bütün kötü insanlar yok olmuş ve ikimiz mutlu şekilde yaşayalım diye de bizi çağırmışlar."

Yeonjun heyecanlı olduğunu belli eden yüzüyle konuşmaya çalıştı.

"Kahyamanlay mı çayırdı biji?"

Gülümseyip kafam ile onayladım. Aldığı cevaptan mutlu olduğunu belli edercesine sevinçle gülmüş hemen yanında duran ayıcığına sarılmıştı.

Uzun yolculuğun sonunda Kore'ye dönmüş ezbere bildiğim evime gelmiştik. Dedemin evinden iki kat daha büyük olan ev Yeonjun'u hem şaşırtmış hem de ürkütmüştü. Nerden mi biliyorum serçe parmağımı tatlı bir şekilde kavramasından, korktuğunda hep böyle davranır.

Zile bastığımda her zaman ki gibi kapıyı ilk açan evin kahyası bay Teo oldu beni beklediğini tahmin ettiğim yüzüyle burukça gülümsemiş geçmemiz için yol vermişti.

Başta Yeonjun'u fark etmemiş olacak ki şaşkın gözlerle önce oğluma sonra da baktı. Anlamaması gayet doğaldı çünkü bu koskoca üç yıl da benim hakkımda ne haber aldı ne de konuştuk.

"Hoşgeldiniz efendim"

Başımla onaylayıp doğup büyüdüğüm eve göz attım. Her yer aynıydı sadece tek fark salonun baş köşesinde babamın fotoğrafı vardı.

"Bize bir kaç birşeyler ayarlayın lütfen"

Kahya hemen başıyla diğer hizmetçilere emir vermiş onlarda yemek hazırlamaya gitmişlerdi.

"Anne ben ajıktım"

Çantamı koltuğun üzerine koyup Yeonjun'u kucağıma aldım.

"Yemeğimiz hazır olana kadar evimizi gezelim mi?"

Yeonjun beni kafasıyla onaylayıp heyecanla kucağımdan indi.

"Hadi gideyim!"

Yarım saat boyunca Yeonjun'u oyalamış sonunda da yemek hazır olmuştu.

"Efendim biz odanızı temizledik ama yanınızda çocukla geleceğinizi bilmediğimiz için hazırlanmamıştık."

Yeonjun tabağın da ki havuçları yememek için kenara doğru ayırırken gülmeden edemedim.

"Sorun değil bugün beraber uyuruz, yarın alışverişe çıkar evi yeniden dekore ederim"

"Evi mi?"

Yeonjun'un ayırdığı havuça çatalımı basıp oğluma uzattım.

"Hayıy yemek iştemiyoyum"

"Hayır yemek zorundasın yoksa boyun uzamaz ve hep böyle kalırsın"

WILDEST DREAM [MYG]Where stories live. Discover now