9

444 40 2
                                    

İşte çalışırken yazdım pek güzel olmamış olabilir umarım beğenirsiniz 🤪


Yoongi'nin anlatımından..!

Minji büyük bombayı atmış ve ortadan kaybolmuştu. Kanımın kaynadığı tek çocuk Yeonjundu ve o da benim oğlumdu.

Ben onun ilk gözünü açışında, anne dediğinde, düştüğünde kaldırmayan ilk sesini duymayan vasıfsız herifin tekiydim işte.

Minji çocuğumuz dediğinde inanmak istemedim imkansızsızdı o gece ona bile isteye, sonradan pişman olmamak için hap atmasını sağlamıştım. Mahanamda hazırdı daha küçüğüz çok vaktimiz olur.

Ama ben kendi çocuğumun büyümesini kaçırdım. Gülüşlerini duyamadım ya da göremedim. Herşeyden uzak kaldım.

Minji ağlayarak yanımdan ayrıldığında jungkook gelmiş konuşmak istemişti. İlk başta istemedim çünkü kendi başıma olanları sindirmem gerektiğini biliyordum.

Ama jungkook Minji'nin ilk zamandan beri beni sevdiğini ve sırf ben istiyorum diye ayrıldığını anlatmıştı.

Tabi sadece bunları değil babasının onu evden atıp dedesinde kalmasını. Yeonjun'a hamile kaldığında ne yapacağını bilemeyip aldırmayı dahi düşünüp sonra minik bir cana kıyamadığına kadar.

Ben baba olmayı hak etmiyorum...

Jungkook ve Taehyung benim yokluğumu doldurup oğluma bakmışlar. Benim yaşayamadığımı ikisi yaşamıştı. Galiba onları kıskanmamın en büyük nedeni de buydu.

Ben bu iğrençlikleri yapmama rağmen hak etmediğim şekilde tekrar Minji'nin hayatına girdim. Oğlu ile kurduğu minik ama sevgi dolu yaşamlarına tanık oldum. Olayın ilginç yanı ise bundan zerre pişman olmayıp bende onlarla yaşamak istememdi.

Jungkook kırk  dakika da  gözlerimi açmıştı ve beni pişmanlığımla tek başına bırakmıştı.

Gece boyunca uyumamış olanları, konuşulanları ve en önemlisi de oğlum ile yaşayamadığım yılları telafi etmek istememdi. Ne olursa olsun...

Sabah işe gittiğimde karşımda Minji'yi görmek pek beklediğim birşey değildi.

"Konuşabilir miyiz biraz?"

Masadan kalkıp odanın ortasında bulunan koltuğu gösterdim.

"Tabi, buyur geç"

Minji çekindiğini belli edercesine gösterdiğim yere oturup benimde oturmamı beklemişti.

"Birşeyler içer misin?"

"Hayır teşekkürler"

Sonrasında pek konuşmadım. Anlatacakları olan oydu ben değil. Anlatması veyahut konuşması için zamanı ona tanıyacaktım ve de tanıdım da.

"Yoongi nereden başlasam bilmiyorum, öncellikle dünkü konuşmamız yüzünden özür dilerim. Kendimi kaybettim biraz"

"Biraz?"

Minji yüzüme bakmamak için çaba harcıyordu resmen. Önceden olsa hiç çekinmez gözlerimizi temas ettirirdi.

"Peki biraz dan fazla olmuş olabilir. Ama beni zorladın bunun için"

Haklıydı galiba damarına basmıştım.

"Bana neden söylemedin oğlumuz olduğunu?"

"Denedim ama sen hayatına devam etmiştin bunu nasıl bozabilirdim?"

"Şimdi demiyorum Minji, gittiğinde araya bilirdin ya da kalacak yerim yok diyebilirdin."

Minji gözünden akan yaşı elinin tersiyle sildi. Aferin Min Yoongi tekrar ağlattın kızı.

WILDEST DREAM [MYG]Where stories live. Discover now