1. Bölüm: "Yeni Dönemin Başlangıcı"

26 2 3
                                    

1. Bölüm: "Yeni Dönemin Başlangıcı"

AUSTIN

2 Eylül sabahı Hogwarts her zamankinden daha karmaşık ve oldukça gürültülüydü. Dün ziyafet esnasında olan olaylar kulaktan kulağa yayılmış ve ortalıkta müthiş bir yalan silsilesi oluşmuştu. Nancy Henderson'ı yaralayanın -hatta öldürmeye çalışanın- Lucas Leandre olduğunu düşünüyordu çoğu kişi. Austin Roberts bunun kocaman bir saçmalık olduğunu bilse de ağzını açıp kimseye tek kelime etmemişti. Sonuçta susacakları anın geleceğini biliyordu.

Büyük Salon'a kahvaltı için inmişti ve kalabalık arkadaş grubuyla oturuyordu. Çevresindeki insanlar koyu bir sohbete dalmışken Austin onları dinlemiyor, tabağındaki yiyecekleri didiklemekle uğraşıyordu. Helen ve Lucas'ın sorumsuz davranışının bedeli genç bir öğrencinin hayatını sonlandırabilirdi. Kız revirde bilinçsiz bir şekilde yatmaya devam ediyordu ve Madam Pomfrey ona ne olduğunu bir türlü anlayamamıştı. Profesör Dumbledore Nancy'nin üzerinde antik bir büyü olduğunu dile getirmiş fakat onun bile bilgeliği bu büyünün ne olduğunu çözmeye yetmemişti.

Austin dalgın dalgın oturmaya devam ederken tanıdık bir sesin adını seslenmesiyle birlikte başını hafifçe yana çevirdi ve sesin sahibine baktı. Yüzüne tembel bir gülümseme yayılırken "Anna." diye mırıldanmıştı.

"Austin olanlardan haberin var mı?" Kızın yeşil gözleri endişe doluydu. Austin ona bildiği her şeyi anlatıp yüzündeki bu ifadeyi silmiş olabilmeyi diledi ama yapamadı.

Annabel Earnshaw Gryffindor'luydu, ailesi Roberts'ların çok eskiden beri aile dostuydu. Annabel, her Earnshaw kadını gibi kızıl saçlara ve yeşil gözlere sahipti. Başarılı bir öğrenci ve saygıdeğer safkan bir ailenin kızıydı. Soyağacında karanlık tarafa düşmüş tek bir büyücü ve cadı yoktu. Ailesinin her bir ferdi seherbazdı. Çocuklar birbirlerini uzun zamandır tanıyorlardı fakat farklı binalara düşmeleri aralarına bir miktar mesafe girmesine neden olmuştu.

"Evet var." Austin onun oturması için yan tarafa kaymıştı. Kız tedirgin bir ifadeyle açılan boşluğa baktı. Slytherin masasında daha önce hiç oturmamıştı. Merakına yenik düşerek pes etti ve çocuğun yanına oturdu. Helen Blake onun en yakın arkadaşıydı ve başına gelenleri bilmek istiyordu.

"Anlatır mısın?" diye sorduğunda Austin az önce tek bir lokma yemediği tabağına gömülmüş durumdaydı. Ağzını yiyeceklerle doldurmuştu. Kızın sorgulayan bakışlarını üzerinde hissederken vakit kazanmaya çalışıyordu.

"Helen'in anlattığından farklı bir şey bilmiyorum." dedi en sonunda. "Dumbledore Lucas'la ikisine bir ay boyunca dersler dışında büyü yapmayı yasaklamış, ayrıca Hogwarts'ın temizlik işlerinden sorumlular. Bence okuldan kovulmadıkları için şanslı sayılırlar." Dün gece olanlardan kıza bahsedebileceği kadarını aktarmıştı.

Annabel gözünü kırpmadan dinlemişti. "Lucas'ı dünden beri göremiyorum. Kendini çok kötü hissettiğine eminim." Durakladı. "Ceza aldığı için değil, Nancy'e olanlar yüzünden." Lucas'ın lanetli aile geçmişini tüm büyücü aileleri bilirdi. Babası annesini öldürmüştü ve Lucas henüz bebekken yaşadıkları köşkü aleve vererek ikisinden de kurtulup ortadan kaybolmaya çalışmıştı. Seherbazlar tarafından yakalandığında köşkün içinden Lucas'ın ağlama sesi gelmişti ve çocuk bu sayede şu an hayattaydı. Babasının deliliğinin ona da geçmiş olduğuna dair dedikodular vardı ve çocuğu gittiği her yerde takip ediyordu. Öyle ki Hogwarts'ta kuzeni Helen ve Annabel dışında tek bir arkadaşı bile yoktu. Austin onun deli olduğunu düşünmese de yine pek sevmezdi. Fakat Annabel'e bu konuda hiçbir şey söylemedi. Nancy'e olanların Lucas'ın kendi hatası olduğunu düşünüyordu.

Mavros || Harry PotterWhere stories live. Discover now