Mavros || Harry Potter

3. Bölüm: "Garcia ve Davies Aileleri"

3. Bölüm: "Garcia ve Davies Aileleri"

MATTHEW

Son iki günde derslerden arta kalan vaktini okul dergisinde çalışmakla geçirmişti. Öğrenciler kendi aralarında konuşup gülüşerek keyifli vakit geçiriyor, aynı zamanda işleriyle meşgul oluyordu fakat Matthew onların aralarına katılmakta pekte hevesli değildi. İlk gün çoğu kişi onunla tanışmak için yanına gelmişti ama çocuğun soğuk ve ukala tavırları yanına gelen herkesi geri püskürtmeye yetmişti. Frank Longbottom soyadını söylediğinde Matthew gülmeye başlamış, çocuk içerleyerek yanından ayrılmıştı. Sonrasında ise kimse gerekmediği sürece onun yanına gitmemişti hatta ondan çekinmeye başlamışlardı.

Her sene öğrenciler arasından dergiye bir başkan ve onun yardımcısı seçilirdi ve her sene de aynı kişiler bu görevi üstlenirdi. Başkan Ravenclaw binasından Bridgette Jones ve yardımcısı da Slytherin'den Nora Gray. Bridgette, Matthew'in çektiği fotoğraflara bakmış ve dikkatle incelemişti. İçlerinden birini çocuğun oturduğu masaya fırlatıp "Nasıl bu kadar kötü fotoğraf çekip de bu görevi kendine layık görebiliyorsun?" demişti. Fotoğrafta Helen Blake vardı. Bridgette dergi konusunda fazlasıyla titiz ve çoğu zaman da despot olabiliyordu. Fotoğrafta Helen'in saçları dağınık duruyordu ve üstündeki kıyafetler toz içindeydi. Matthew, Bridgette kendisine bunu söyleyene kadar fark edememişti. Asla böylesine bariz bir hata yapmayacağı için yaşadığı şaşkınlıktan dolayı cevap verememişti. Diğer öğrenciler ise bu anlar yaşanırken Bridgette'ye dehşet içinde bakmışlardı. Aralarında kimse Brown'u bu şekilde aşağılamaya cesaret edemezdi.

Bu tartışmadan sonra Matthew fotoğrafı yeniden çekeceğini dile getirmişti fakat Helen'i bir türlü görememişti. Sadece ilk gün akşam Slytherin Ortak Salonu'nda otururken karşılaşmışlar ve kız onu görünce Slughorn'un uyarısını hatırlamış olmalı ki Hogwarts hakkında bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Sağ kanattaki 3. kat koridorundan acı çekerek ölmek istemiyorsa uzak durması gerektiğini söylemiş, sene sonunda alınan bölüm kupasından bahsetmiş ve Slytherin'e puan kaybettirecek herhangi bir davranışta bulunmamasını sıkı sıkıya tembihlemişti. Derslerden, profesörlerden ve uyması gereken kurallardan da hızlıca bahsedip ortadan yok olmuştu.

Babasının neden ısrarla bu kızla yakınlık kurmasını istediğini merak ediyordu ve bu yüzden bugün son dersinden çıktıktan doğruca kütüphaneye gitmişti. Gözü rafların üstünde dolaşırken "Safkan Büyücü Aileleri" kitabını gördü ve elini uzatarak dikkatlice kitabı aldı. Kimseye gözükmek istemediği için kütüphanenin en ücra köşesine geçti ve oturdu. Kitabın içindekiler sayfasını açıp Blake ismini aradı ve sayfa 126'yı açtı. Sayfada şöyle bir göz gezdirince en az kendi ailesininki kadar karanlık bir geçmişleri olduğunu fark etmişti fakat hala onları özel kılan şeyin ne olduğunu anlamamıştı. Birkaç sayfa daha ilerleyip Helen'in ismini görünce durdu. Onun hemen üstünde babasının adı Blake, Andrew yazmaktaydı. Adamın The Appleby Arrows takımında oynayan bir Quidditch oyuncusu olduğunu okuyunca bu ismin neden bu kadar tanıdık olduğunu anladı. Babası belki de sadece kendi görüşlerine yakın bir safkan ailesi olduğu için Helen'i tanımasını istemişti. İlgi çekici bir şeyler bulamayacağını düşünmeye başlarken Andrew'in eşi Esther Blake'nin Davies ailesine mensup olduğunu okuyunca bir süre durdu. Şimdi her şeyi anlayabiliyordu. Helen bir zaman yolcusuydu.

Matthew'in annesi Christina, Garcia ailesindendi, bu sebeple çocuk zaman yolculuğu yapabilen aileler hakkındaki bütün bilgilere sahipti. Garcia ailesinden yeni bir gen taşıyıcının çıkmayacağına dair söylentiler babasının en hassas noktalarından biriydi. Ablası Alexandra'nın omuzlarına küçüklüğünden beri büyük bir yük bindirmişti. Kızında 300 yıldır ailelerinde görülmeyen bu genin görüleceğinden neredeyse emindi. Belirli bir yaş aralığı olmamakla birlikte genellikle çocuklar 10-15 yaşları arasında ilk zaman yolculuklarını gerçekleştirmiş olurlardı. Alexandra şu an 17 yaşındaydı ve yolculuğa çıkmamıştı. Bu da Richard Brown'u büyük bir hayal kırıklığına sürüklemişti.