Bölüm 10🤎

199 12 8
                                    

Askimlarrrrr selammm

Naber nasılsınızzzz

02.03.24'

Bölüm şarkısı: Cem Yenel- Seni O Gökyüzüne Ben Koydum

Öptümmmmmmm

________________________________________

Hafta sonum o kadar güzel geçmişti ki, bundan iki hafta öncesinde ağlayarak buraya gelen ben değilmiş gibiydim.

Tüm hafta sonu Korel ile konuşmuştum ve abim ile yemeğe çıkmıştık. Onunla da konuştuğum çok şey olmuştu. Atlas'ı anlatmıştım ona, bana olan davranışlarını. Abim üzülmüştü, benim için. Kendimi bu kadar çok yıpratıp buraya kaçtığım için.

Haklıydı fakat böyle bir şey olmasaydı abimi uzun bir süre daha belki de hiç tanıyamayacaktım. Bu olaydı hayıra bağlayan abim olmuştu.
Ona Korel'den bahsettim.
Sessiz kaldı, onu dağa yeni tanıdığımı, kendimi kaptırırsam bunun benim için kötü olacağını söyledi. Haklıydı bu yüzden ona güvence vermiştim.

Bugün kimya sınavım vardı ve Korel okulda yoktu. Oysa her gün ilk gelen o olurdu. Neden şimdi yoktu ki?

Telefonumu çıkarıp ona nerede kaldığını sormalıydım sanırım fakat bunu yapmaktan deli gibi utanıyordum. Buna rağmen hızlıca nerede olduğunu yazıp telefonu kapattım.
Sıranın üzerine telefonumu bıraktığımda Melisa dudak bükerek "hiç hazır hissetmiyorum" demişti. Başımı iki yana salladım "ben çok hazırım, hafta sonu baya çalıştım" dediğimde aklıma düşen nergisler ile kocaman gülümsedim.

"Of yaa sınavlardan nefret ediyorum Nil!" dediğinde Alaz onun saçlarını karıştırmıştı "sızlanma sarışın, kopya vereceğim dedim işte" dediğinde Melisa omuz silkti. "Ya hoca anlarsa?" dediğinde Alaz göz kırptı "kendimi feda ederim sarışın sen korkma" demişti. Onların bu haline gülüp sırada titreyen telefonumu elime aldım. Ekrandaki Korel'in adını gördüğümde Onur ve Tuna da gelmişti. Grup kendi arasında gülüşüp şakalar yaparken ben mesajı açtım.

Korel:

Geliyorum, güzelim.

Yine güzelim demişti!

Bekliyorum bayım!

Yazıp gönderdim. İlk ders boştu, ikinci ders ise sınav vardı. Bir süre daha Melisa ve diğerleri ile konuşmuştum. Zilin çalmasına yakın sınıf kapısı açıldığında ben kapıya bakıyordum.
Korel hızlıca kendini sırasına attığında bu sefer bana bakıyordu, uyumak yerine. Kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atarken ona dönüp "günaydın" dedim. Melisa Korel'e el salladığında Korel "günaydın, gelsene" demişti çantasını kucağına alırken. "Oha" dedi Tuna fakat ona aldırmadan yanımdaki Melisa'yı kibarca(!) iterek Korel'in yanına oturdum. Tam o anda çalan zil ile Alaz Melisa'yı kolunun altına alıp sınıftan çıktığında sınıftan bir kaç kişinin Korel'e baktığını görmüştüm. Korel hiçbirine bakmadan baba bakıyordu.

"Nasılsın?" dediğinde sol yanağındaki gamze kendini belli edecek kadar gülümsüyordu. "İyiyim, gelmeyeceksin sanmıştım" dediğimde "gelmeyecektim zaten" demişti. Kaşlarımı kaldırıp "ee o zaman burada ne işin var?" dediğimde "sen beni bekliyordun ve ben de geldim" dediğinde gözlerim kocaman açılmıştı. Şimdi bakıyordum da, Korel'in gözleri ela rengindeydi. Yeşil değildi.

"Bekliyordum evet" dedim mırıltı ile. "Ve gelirken sana bir şey getirdim" dediğinde hızlıca çantasından üç demet nergis çıkarmıştı yine. Dudaklarımı büküp ona baktığımda "artık sürekli nergis almaya karar verdim, sana" demişti. "Ben" dediğimde duygularım çok karışıktı.

Sev Beni Where stories live. Discover now