1. O Gözler Gerçek mi?

159K 6.1K 3.1K
                                    

Bekle bekle sonunda geldik çattık bakalım. Sonumuz hayr ola.

Bugün günlerden 23 Ekim ve sevgili @GllerKaya 'nın sevimli mi sevimli bir oğlu olmuş. İlk göz ağrısıymış. Anneliği tatmış ve pekte mutlu olmuş. Mutlulukları daim olsun diyoruz ve Amin bir bırakıyoruz şuraya (.....)

@GllerKaya inşAllah büyüyüp okullarını bitirdiği, ben aşık oldum anne diyerek yanına geldiği ve damat olduğu dünleri de görmen için duaya durduk bak😉 Ve inş babaanne de olacaksın. İyiki dünyaya getirmişsin. Rabbim herkesin evladını kendine bağışlasın. Amin. Nice mutlu yaşları olsun küçük beyzadenin. 🎂
                   
Gel gelelim kitaba.... Bölümler yine çok uzun değildir. Fazlasıyla çalışıyorum ama çok yoğunum. Hikaye 'paranormal' kategoride yer alıyor ve bu benim ilk deneyimim olacak. Ama yok değil ki Aşk! Benim olayım bu sevmek bir sanat benim için. Hayatta en iyi bildiğim şey sevmek! Elimden gelenin en iyisini sizin için yapacağım. Hatamız olursa affola...

Şimdi başlayalım.

Keyifle okuyun...

Başlangıç tarihini buraya bırakabilirsiniz.





...

Umutsuz bir bakış acıtırdı karşısındakini. Tut ellerimden, bırakma beni diyemiyordu belki dili ama gözleri feryad figan bağırıyordu. O bunların hiç birini hak etmemişti. O bunların başına gelebileceğini hayal bile etmemişti...

Dünya mı zalimdi yoksa dünya üzerindeki insanlar mı? Hangisi olsa daha az canı yanardı insanın? Ne fark ederdi ki? Dünya artık mezardan ibaretti. Birden bire hayatı gibi gökyüzü de siyaha boyanmıştı. Ona, güneş belki de hiç doğmayacaktı artık.

Kızı giderken hep anneler mi ağlardı?

Acıyı en çok kim hissederdi? Babaların hiç canı yanmaz mıydı? Yanması gerekmez miydi? Sırf anne dokuz ay canında taşıdığı için miydi bu sessiz acısı? Baba evladına bir su damlasından başka bir şey veremez miydi?

"Sattın beni... Bunların hepsi senin suçun! Bir kaç kağıt parçasıyla hayatımı kararttın. Sana yapmamanı söylerken beni hiç dinlemedin, beni yok saydın. Şimdi senin günahının bedelini ben yaşıyorum," dedi abisine.

O kadar pişmandı ki ciğeri sızlıyordu adamın. O da bunların hiç birini hayal etmemişti. Düşünmemişti. Keyfince oynamıştı sadece. Yaptıklarının sonucuna kız kardeşinin katlanacak olması aklının en ücra köşesine bile gelmemişti. O sadece kumar oynamıştı. Aydın başını kaldıramadı. Ölesiye utanıyordu. Kendini kaybetmiş gibiydi. Babası dur diyemiyordu, kardeşine gidemezsin... Aydın sadece önüne tepsiyle sürülen saltanatın tadına bakmıştı. Önce tatlı gelmiş olan sonunda yakmıştı. "Şeytana uydum. Bilemezdim. Sana kıyamam ki ben." diye mırıldanabildi. O kıyamazdı belki ama babaları kıymıştı.

"Senden iyi şeytan görmedim ben." dedi kız gri sisli gözlerindeki yaşlar bir bir inerken. O ağlamayı yeni yeni öğreniyordu. Hayatında onu üzecek ne olmuştu ki bilsindi?

"Efruze," diye uyardı babası Kamil Bey alttan bakan sert bakışlarıyla. Kızına merhamet beslemiyor muydu babası? Babalar kızlarını başlarında taşımaz mıydı? Kamil Duman parayı kızından çok sevdiğinden başında taşıyacağı şeyler değişmişti. Buna Efruze dahil değildi.

Sırf güçsüz görünmemek, annesine daha fazla eziyet etmemek için direniyordu kız. Boğazındaki kocaman yumru onun canını alacakmış gibi tıkıyordu nefesini. Tüm gücüyle yutkundu. Babasına döndü. "En büyük şeytan sensin." dedi babasına.

Kartal Pençesi - Kitap olduUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum