"i'm gonna tell you something"

853 79 16
                                    

Ah, Calum.
Nasıl yapıyordun bilmiyorum, ama üzerimde öyle bir güce sahiptin ki dudaklarından dökülen zehir bile olsa bana bal kadar tatlı gelirdi.

~

Tek elin çıplak kolumun üzerinde gıdıklayıcı bir his bırakarak gidip gelirken diğer elinde tüttürdüğün sigarayı küllüğe bastırıp bedenini tamamen bana çevirdin. "Gördüğüm en güzel şeysin." dedin dudaklarımı öperken ve inanmayı deli gibi istediğim acımasız bir yalanı daha zihnimin ortasına atıp kaçtın.

Barışmamızı kutlamak için elinde bir şampanya şişesiyle evime geldiğinde, suratında o içimi hoş eden bakışların varken seni geri çeviremeyeceğimi biliyor gibi gülümsüyordun. Senin her bir zerrene duyduğum zaaflarımı bilmeyen var mıydı? Aşkımızı herkes bilirdi, Calum. Birbirine kenetlenmiş parmaklarımıza herkes imrenerek bakardı. Herkesin aşkta ulaşmak istediği o noktadaydık. Birbirimize tutkuyla bakardık, her daim arzu doluydun göz bebeklerinin en dibine kadar. Kulağıma mırıldandığın her sözcük, yanımdayken attığın her kahkaha saf sevgiye bulanmış gibiydi. Güzel sevişirdik. O kadar güzel sevişirdik ki her defasında, tekrar tekrar bulutların üstünde uçuyormuş gibi hissederdim.

Ama bu gece ilk kez öyle hissetmemiştim, Calum. İlk kez bunun hemen bitmesini istemiştim ve bu yüzden duygularımıza ihanet ediyormuşum gibi hissetsem de asıl suçlunun sen olduğunu biliyordum. O zamanlar tüm yükü omuzlarımda tek başıma taşıyacak kadar cesaret doluydum çünkü sanıyordum ki, senin sevgine sahipsem kurşun geçirmezdim. Bu yüzden beni bir dart tahtası gibi delik deşik edeceğini düşünmemiştim.

Sıcak nefesin vücudumdaki tüyleri havalandırırken sana arkamı döndüm ama pes etmeye niyetin yoktu, belime sıkıca sarılıp beni kendine yasladın. Enseme ıslak bir öpücük bırakırken "Zamana ihtiyacın olduğunu biliyorum." dedin. "Ve bana ihtiyacın olduğunu da. İşte bu yüzden, benim küçük güzel Nancy'm, ihtiyacın olan zamanı sana verirken senin yanından bir saniye bile ayrılmayacağım."

Beni bırakmayacağını sanıyordun ve senin gibi ben de bu yalana inanıyordum, Calum. Kendi kendime öylece aynanın karşısında oturduğum zamanlarda aklımda hep aynı şeyi tekrarlıyordum: herkes hata yapar, herkes hata yapar... ve hatalarından ders alır.

Zeki bir çocuk olduğunu biliyordum ama derslere hiçbir zaman kafanın basmadığını unutmuştum.

Tıpkı yakın bir zamanda seni unutacağım gibi.

///
Profilimde A Girl Is A Gun adında yeni bir Calum kurgusu var, belki bakmak istersiniz :')
Sizi seviyorum, teşekkürler.

nightcall | hoodWhere stories live. Discover now