"and you're still the same"

644 65 18
                                    

Ah Calum, içinde yatan şeytana rağmen başımı döndürebiliyor olmandan nefret ediyordum.

~

"Nancy, o bebeği aldırmalısın çünkü biliyorsun..." Cümleni yarıda bıraktın ve çakmak sesiyle birlikte az önce yaktığını düşündüğüm sigarandan bir nefes çektin. O dumanın içinde boğulup gitmeni isterdim sevgilim, ama zaten ne zaman istediğim şeyler olmuştu ki? "Bebeği aldır." diye devam ettiğinde acımasız sözcüklerini sıralamak için ne kadar aceleci davrandığına hayret ettim. "Bebeği aldır çünkü ona babalık edemem."

Aramızda yaklaşık iki dakikalık bir sessizlik oldu.

Hatamız bu sefer fazla büyüktü Calum. Bu sefer on sekiz yaşımızda değildik. Bu sefer ailemizin gelip karakola imza vermesiyle işler çözülecek gibi durmuyordu ve ben, mutfaktan bana göz kırpan bıçağı alıp seni parçalamakla kendi karnımı deşmek arasında gidip geliyordum. Elbette ki tüm her şeyin suçlusu sendin, bunu yoldan geçen bir kişi bile rahatlıkla söyleyebilirdi ama bundan zerre pişmanlık duymuyordun. Ne yapabilirdim ki? Koluna taktığın fahişenle mutluydun. Beni istemiyordun. Bizim bebeğimizi istemiyordun. Sadece her zaman yaptığın gibi tüm faturayı karşı tarafa kesip hayatına devam ediyordun.

Saat yine gece yarısını çoktan geçmişti, hatta sabah olmak üzereydi. Muhtemelen o kadının evindeydin çünkü bu saatte sen bile uyuyor olurdun. Sanırım onu ancak atlatabilmiştin ve yine müsait olup olmadığımı bile umursamadan benimle bir gece görüşmesi yapıyordun. Çünkü bu oyunu hep sana göre oynardık.

Şeytanın yer yüzüne gönderilmiş ayağı mıydın yoksa ben ve o kadın başta olmak üzere, beni teker teker aldattığın tüm o kadınlar; hepimiz mi fazla kördük bilemiyorum. Hiçbir zaman masum ya da çok da terbiyeli biri değildin Calum, bunu zaten biliyorum. Ama her zaman çok merhametliydin. İnsanların yerine onlar için üzülürdün ve bir bebek gibi kucağıma kıvrılıp sızlanırdın. Bu yüzden sevgilim, ne zaman böyle çığrından çıkmış bir adama dönüştüğünü anlayamıyorum. Asla da anlayamayacağım. Gerçekten, ne zamandan beri şeytanla iş birliği yapıyorsun?

Ah Calum. Bilirsin, bazı şeyler asla düzelmez. Bazı işler asla yoluna girmez. Bazı insanlar asla mutlu olmaz. Bazı hayatlar hiç başlamaz. Bazı hayatların yaşanmasına hiç izin verilmez. Ve sen de izin vermiyordun. Onun yaşamasına engel olmak istiyordun.

İşte sevgilim, sana dair içimde büyütüp beslediğim, yeşerttiğim her şeyi, her düşünceyi kökünden zehirleyen cümlelerin bunlardı. Bir devri kapatan, bir insanın ne aklına, ne de kalbine sığamayacak kadar büyük olan sevgimi solduran son sözlerin bunlardı.

Tanrı biliyor ya, dilerdim ki o güzel ağzından son nefesin çıkarken ona eşlik eden şey ismim olsaydı. Nancy, deseydin. Güzelim, seni son nefesimde bile seviyorum.

Ama biliyorsun, kaderimle hiçbir zaman iyi geçinemedim.

nightcall | hoodWhere stories live. Discover now