Seçmen Şapka -2

624 27 2
                                    

Profesör Mcgonagll bizi büyük salona getirdi. Yan taraftan kızıl saçlı bir kız tavanın gökyüzü gibi görünmesi için büyülendiğini söyledi. Bu kızın kim olduğunu bilmiyordum. Büyük ihtimalle kız bir bulanıktı. Emin olmak için Bella'ya sormaya karar verdim."Şu kızıl saçlı kızı tanıyor musunuz?" Bana hayır diye cevap verdi. Bunda dolayı kızın bulanık olduğuna emin oldum. Seçmen Şapka'nın salona gelmesi ile seçme işlemi başladı. Black Bellatrix, slytherin; Black Narcissa, slytherin; Black Sirius, gryfindor. Gryfindor lafı büyük salonda yankılanıyordu. Sirius Black kendinden emin bir şekilde gryfindor masasına geçti. Seçme işlemi devam etti. Evans Lily, gryfindor; Potter James, gryfindor; Malfoy Lucius, slytherin; Parkinson Jack, slytherin; Zabini Adrian, slytherin. Beklemekten sıkılmaya başlamıştım, derken birkaç gryfindor daha seçildikten sonra sıra bana geldi."Riddle Elizabeth. "Öğrenciler arasında kendime bir yol açarak ilerledik ve seçmen şapkayı başıma taktım. Şapka"Hıım güç çok güç, bir gryfindor kadar cesur , bir rawenclow kadar zeki ve bir slytherin kadar sinsi ve hırslı. Ahh buldum aynı zamanda bir çatalağız tamam o zaman SLYTHERİN. "Son sözünü bağırarak söylemişti. Ben seçilirken Dumbledor'un gözlerinde ki korkuyu görmüştüm, benim de babam gibi yanlış yola sapmamdan korkuyor gibiydi. Asil bir şekilde seçmen şapkayı kafamdan çıkardım ve hızlı adımlarla slytherin masasına yöneldim. Masaya geçtiğimde beni ilk tebrik eden Bellatrix oldu ardından ise Narcissa. "Kuzenim Sirius'un aptalca bir gryfindor olduğuna inanamıyorum. Walburga teyze ve Orion amca öğrenince gününü görecek."dedi Bellatrix. Çaprazımda oturan Malfoy hemen söze karıştı." Bella be zamandan beri bulanıklarla konuşuyorsun?"dedi bana yandan ve küçümser bir bakış atarak. Bellatrix bana sakin olmamı anlatmaya çalışıyordu. Eğer bir zihnefendar olmasaydım onun ne dediğini anlayamazdım . Sakin kaldım ancak bu ona laf yetiştirmeme engel değildi." Sende kimsin, senin gibi bulanıkların slytherin de ne işi var." Diyerek karşılık verdim. Malfoy'un öfkeden domates gibi kızarmıştı. Bana asasını çekti. Ben onu asasız bile yenebilecekken o bana asayla sataşıyordu. "Ne oldu , şimdi gel asanı çıkar benimle bir düello yap korkma canını elimden geldiğince yakmam." Bu bardağı taşıran son damlaydı. Asamı bile çıkartmadan elimin hafif bir hareketiyle onu duvardan duvara vurdum. Arkamdan Narcissa'nın haykırışları duyuyordum." Yapma, Elizabeth yapma ! Yalvarırım ona zarar verme . Dur artık büyük salonu başımıza yıkacaksın." Onu bıraktım , bu kimsenin bana bulaşmaması gerektiğini öğretirdi. Bellatrix ile bir beşlik çakıştık. Narcissa 'ı o kadar sevmemiştim. Zayıf olduğu çok belliydi oysa onun aksine Bellatrix potansiyel bir ölüm yiyendi. Aslında buraya gelmemin tek sebebi ölüm yiyendi olabilecek kişileri seçmekti. Çünkü ben zaten hogwarts 'ın ilk 7 senesinde öğretilen bütün büyüleri biliyordum. Hedefimiz sihir bakanı olmaktı. Böylece Bakanlığı içten kolayca fethedebilecektik. Hepimiz yemekten tıka basa doyduğumuzda zindanlara indik . Burada odalar iki kişilikti. Benim oda arkadaşım Bellatrix ti. Üzerimdeki cüppeleri çıkardım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Bedenime değen soğuk su nedeniyle irkilmiştim ve refleks olarak asamı alıp etrafa rastgele lanetler savurmaya başlamıştım. Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey sırılsıklam olmuş bir Malfoy idi. Ona resmen kükrüyordum." Sen, sen ne hakla beni ıslatarak uyandırırsın. Sen kendini ne sanıyorsun.crucio!"
Ona gününü gösterdiğim için mutluydum. Derken niye bana bakarken konuşmadığı aklıma geldi. Üzerime bir göz attığımda tüm üstümün ıslak olduğunu fark ettim. Üzerimi değiştirip ortak salona kahvaltı etmek için indim. Masaya otururken Bellatrixten ders programını istedim. Bugün daha en kadar kötü olabilir derken ilk dersin sihir tarihi olduğunu gördüm. Bunun üzerine derse gitmek yerine odama gidip çantamı hazırladım ve biraz muggle usulü dövüş çalışmaya karar verdim. Üzerime siyah bir şort ve sporcu atleti giyip kimseye görünmeden ihtiyaç odasına gittim buranın yerini babam söylemişti. İhtiyaç odasına girdiğimde ısınma turunu atlayıp kum torbasını karşısına geçtim. Kum torbasıyla işim bittiği zaman 1.dersimiz bitmişti. Kısa bir duş alıp karanlık sanatlara karşı savunma dersi sınıfına gittim. Sınıfa vardığımda bir tek Rodolphus Lestrange ın yanı boştu.
Bu çocuğa kanımın kaynadığı söylenemezdi. Ancak boş olan tek yer onun yanıydı. Profesör Slughorn dersi anlatmaya başladığında onu dinlemeye başladım. Bu derste yapacağımız iksiri çok iyi yapmayı düşünmüyordum,ta ki o ana kadar. "Profesör bence Riddle dediğiniz bu iksiri yapamaz çünkü baksanıza, anlatmaya başladığınızda beri sizi dinlemiyor." Söylediği sözler profesör Slughorn 'u gaza getirmişti." Evet miss Riddle , Bay Malfoy'un söylediklerine katılıyorum. Bu iksiri bütün sınıfın önünde siz yapacaksınız." Malfoy sinsi sinsi gülüyordu. Herhalde iksiri yapamayacağımı düşünüyordu. Sınıfın önüne geldim ve iksiri yapmaya başladım. Doğra , ez ,karıştır ve iksiri kaynatıyordum. İksir bitmek üzereydi, birden üzerime bir şey geldi. Kendimi ve kazanı hızlı bir şekilde yana çektim. İksiri bitirmiştim. Profesör Slughorn beni tebrik etti ve slytherine 20 puan verdi. Sıraya oturduğum zaman Bellatrix beni tebrik etti." İksiri harika yaptın . Eğer sen sürekli puan kazanırsan slytherin bina kupasını alır. ""Yakın bir zamanda Malfoy 'a haddini bildireceğim. Beni rezil etmeye çalışmanın cezasını vereceğim." Bellatrix 'in gözleri kocaman açılmıştı, herhalde Malfoy'a cruciatus lanetiyle işkence edeceğimi düşünmüştü. Bu düşüncesinde haklıydıda. Tılsım dersine giderken 2 tane birinci sınıfın 5 gün sonra cadılar bayramı olacağını ve profesör Dumbledor'un bir balo düzenleyeceğini konuşuyorlardı. Onları boş verip tılsım sınıfına geçtim. Profesör Filitwick "Evet çocuklar bugün bir bilek hareketine çalışacaksınız. Asanızı hafif çevirin ve vurun. Evet çevir ve vur." Hareketi slytherin dışındaki binalardan kimse yapamamıştı. Şimdi bitkibilim dersi için seralara doğru gidiyordum. Seralara vardığımda içeride sadece hufflepuflar vardı. Bende seranın önünde bir slytherin gelsin diye beklemeye başladım. Bir süre bekledikten sonra Bellatrix geldi. Hiç konuşmadan sıradan içeri girip bitkibilim dersi için eşleştik. Bazı geç gelen slytherinler , hufflepufların yanına oturmak zorunda kaldı. Bir süre sonra profesör geldi." Evet bu elimdeki nedir bilen var mı? "Elindeki adamotuna baktım. Kimse parmak kaldırmayınca parmak kaldırdım."Elinizdeki bir adam oturur profesör, yetişkin olanların çığlığı ölümcüldür. Ancak bu yaşta olanların çığlığı sadece bayıltır."" Doğru bayan."" Riddle efendim."dedim. Profesör " söyledikleriniz doğru Bayan Riddle, slytherine 5 puan." Ardından profesör benim anlamadığım yerleri dinlemeye başladı. Onu dinlemedim , anlattıklarının hepsini biliyordum. Bitkibilim dersi bittiğinde hemen zindanlara indim. Parolayı söyleyip içeri geçti, ve öğlen yemeğinden önce kısa bir duş aldım. Üzerimi giyip öğlen yemeğine indim. Tabağıma biraz salata koyup yedim. Ben salatamı bitidiğimde Bellatrix salona geldi ve"Bak sana demedim mi, bu yıl senin sayende bina kupasını alacağız." Dedi ve önümdeki salataya bakarak yüzünü buluşturdu. "Yüzünü buruşturma Bellatrix, böyle giderse çok kilo alacaksın. "Somurtup önüne döndü, onun bu haline kıkırdadım ama biraz yüksek sesle kıkırdamış olmalıyım ki birkaç kişi bana baktı. Salatamı bitirip ders programına bir göz attım. Öğleden sonraki ders biçim değiştirme ve sonra dersim yoktu. Masadan kalkıp kütüphaneye doğru gitmeye başladım . Öğlen yemeğinin bitmesine yarım saat vardı. Kütüphaneye doğru ilerlerken birinin benim hakkında konuştuğunu farkettim. Bu kişi Malfoy'du ama yanında biri daha vardı, yanındaki Jack Parkinson'du . Malfoy:
-İnanamıyorum karanlık Lordun bir kızı varmış, o kız kimse Lord ona annesi için yalan söylemiş sanırım.
Parkinson nedenini sordu. Malfoy "kızın annesinin safkan olduğunu söylemiş ama kızın annesi yunan mitolojisinden Artemismiş." Duyduklarımla kahrolmuştum babam bana hep annemin bir daha dönmemek üzere gittiğini söylerdi. Şimdi bazı şeyler anlam kazanıyordu örneğin:mugglelerdan nefret eden babam neden bana onların uyguladığı sporları öğretmişti, Yunan efsanelerini neden bu kadar ayrıntılı anlatmıştı ve en önemlisi kılıçla dövüşmenin bir saçmalık olduğunu düşündüğü halde neden öyle dövüşmeyi öğretmişti, bu soruların hepsi anlam kazanmıştı. Kütüphaneye gittim ilk olarak melezlerin gittiği bir yer varmı baktım. Aradığımı bulmuştum, oraya giden melezler 12 yaşında gidiyorlarmış. Ben şu an 11 yaşındaydım yani oraya gitmeme 1 yıl kalmıştı. Akşam yasak saat başlayana kadar kütüphanede yunan mitolojisini araştırmıştım. Ardından hemen yatakhaneye gidip uyumuştum. Sabah uyandığımda kurt gibi açtım . Kitaplarımı rastgele çantama atıp üzerimi değiştirdikten sonra soluğu ortak salonda almıştım. Tabağıma herşeyden biraz biraz koyup bir solukta tabağıma bitirmiştim. Sonra ise ilk iki ders için biçim değiştirme sınıfına gitmiştim. Derslerde genellikle uyuyordum. Zaten annemin bir tanrıça olduğunu öğrendiğimden beri morali, çok bozuktu. Ne yapacağımı bilmiyordum bu yüzden başımın ağrıdığını söyleyerek dersten çıktım. Kütüphaneye gittim. Melezler hakkında okuduğum kitapta üç büyüklerin çocuğu olan melezleri, melez kampına satirlerin götürdüğü yazıyordu, acaba kendisini de satirler mi getirecekti? Derken kimsenin ondan haberi olmadıği aklına geldi. Babası ile okuduğu kitaplarda Tanrıça Artemisin bir kızı olursa kızın olacağı tarafın bütün dünyanın kaderini değiştireceği söylenirmiş. Öte yandan bütün canavarların isimlerini, şekillerini,davranışlarını ve zayıf noktalarını tek tek ezberledi. Böylece karşısına canavar çıkarsa onu tartarusa gönderebileceğini düşünüyordum. Ayrıca yanımda hep ayna ve ilahi bronzdan bir hançer taşımaya karar verdim. Ayna ,Medusa ile karşılaşırsam diye lazımdı, hem ben karanlık leydiydim. Latince ve Yunanca konuşmam beni büyüculerden üstün yapıyordu. Ve ben gücümü sonuna kadar kullanacaktır.

Karanlık LeydiWhere stories live. Discover now