Balo Gecesi -3

417 17 2
                                    

3 gün sonra

Öğrendiğim kılıç hareketlerini tekrar ediyordum. Ne olur ne olmaz yanıma ilahi bronz hançerimi almıştım bu gece baloya gitmek yerine antrenman yapacaktım. Hogwartsa geldiğimden beri babama mektup göndermemiştim ve bundan pişmanlık duymuyordum. O bana annemin kim olduğunu yıllarca söylememişti. Ben kendim öğrenmiştim. Ve kendisi hala bana birşey söylememişti. O gece herkes balodayken ben antrenman yapmak için ihtiyaç odasına gidiyordum. Birden üzerime bir şey atladı ve beni hızlı hareketlerle duvara çivilere. "Artemisin kızı annen bize çok şey çektirdi, şimdi onun bize çektirdiklerini biz de sana çektireceğiz.  "Gizlice bronz hançerimi elime almaya çalışıyordum. Derken biri arkadan canavarın sırtına sert bir darbe vurdu. Canavar baygınken beni yerden kaldırdı ve beni kucağına aldığı gibi ihtiyaç odasına getirdi. Şoktaydım. Elini uzattı ve kendini tanıttı" ben Remus Lupin ya sen?" Sesimin titremesine engel olarak "bende Elizabeth Riddle""O boğuştuğun yaratıkta neydi?"" Bilmiyorum." Onu sevmiştim. Bana iyi geliyordu,bana evimde gibi hissettiriyordu. Ona teşekkür edip zindanlara inmeye başladım. Biri beni tutup cisimlendi. Veya ona benzer bir şey yaptı. Kendimi koca bir çınar ağacının önünde buldum. Bir yaratık sırtıma atladı bu sırada önümdeki çınar ağacının yanındaki kapıyı ve altında olan kulübeleri gördüm. Burası melez kampıydı, tam kampı bulmuşken ölmek istemiyordum derken ölmeyeceğimi fark ettim beni gören insanlar bir bana bir de boğuştuğum yaratığa bakıp tepeye doğru koşuyorlar ancak yaratığın beni öldürmesine az kalmıştı. Son kalan gücümle bacağımdaki hançer uzandım ve hançeri yaratığa sakladım.  Yaratık bir toz bulutuna dönüştü ben ise ayağa kalkıp hafif topallayarak girişe doğru yürümeye başladım. Hançerimi onlara doğrultup sizde kimsiniz yaklaşmayın bana diye haykırdım.  Aslında buranın melez kampı olduğunu biliyordum ancak onları tanıyana onlara güvenemezdim. Şansım vardı ki o sırada tanrılar da oradaydı. Tanrıların sadece nadir durumlarda melez kampına geldiğini okumuştum. Aralarından bir çocuk" Ben Percy Jackson, melez kampındasın. "Salak rolünü çok çabuk yutuyorsunuz burasının neresi olduğunu biliyorum. Hem olimpostaki tanrıların burada ne işi var, olimpos tamamen savunmasız mı bıraktılar, gerçekten salaklarmış." Zeus konuştu" Sen ne hakla bize Salak dersin " "Kendime verdiğim hakla size Salak diyorum." Zeus üzerime doğru bir şimşek yollamıştı. Sanki bana şimşek yollamıyormus gibi şimşek bloke etmem herkesi şaşırtmıştı.  Hiç bir şey olmamış gibi Artemisin karşısına geçip ona bağırdım.

Karanlık LeydiWhere stories live. Discover now