Görev-6

186 5 1
                                    

5 YIL SONRA
Elizabeth Riddle'ın ağzından
Kampta her şey güzel gidiyordu. Birkaç dakika sonra bağırışlar duymaya başladım. Sesin geldiği yöne baktığımda Percy ve Annabeth kavga ediyordu. Annabeth" Bak Percy ben artık başka biriyle çıkıyorum." Ben ve Percy'nin ağzı hayretle aralandı. Hemen onların beni görebileceği bir yere gittim ve olacakları izlemeye başladım. Percy hemen sordu." Peki kim bu kişi?" Annabeth derin bir nefes aldı." Biz Nico'yla çıkıyoruz." Percy konuşmaya başladı. "Annabeth aslında bende seni sevmiyordum. Yeni ilişkinde sana mutluluklar." Percy'nin biraz yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için peşinden gitmedim. Kampta ki öğrencilerle birlikte ok atmaya başladım. Böyle birkaç saat oyalandıktan sonra bizim gruba bir çağrı yolladım. Beş dakika sonra Clarissie, Percy, Reyna ve Jason buluşma yerinde toplanmıştık. Onlara aldığım kaynağı belirsiz bilgiyi söyledim." Canavarlar Hogwarts'a saldırabilirler. Eğer böyle bir şey olursa ne yapacağımı bilmiyorum. Sizi tehlikeye atmak istemem ama bugün Hogwarts'a gidip bakacağım, canavarlarla baş edebilirim ama destek iyi olur." Percy acelesi varmış gibi konuşmaya başladı." Hogwarts senin okulunda değil mi? Hem hani büyücü olmayanlar orayı göremezdi?" Ona sırıtarak sorusunu cevapladım." Orayı muggleler ,sizin deyiminizle ölümlüler göremiyor ama siz tamamen ölümlü değilsiniz . Bu yüzden bence orayı görebilirsiniz." Onlara planı anlatmaya başladım.
LUCİUS MALFOY'UN AĞZINDAN
Bugün babamın isteği üzerine bir saatlik eve gelmiştim. Babam bana beni kiminle nişanlayacaklarını söyleyecekti. Babam konuşmaya başladı." Seni Narcissa Black ile nişanlandıracağız böylece Malfoyların saf kanını devam ettirebiliceksin." Ona şok içinde bakmıştım. Ben birinci sınıftan beri Elizabeth Riddle'a aşıktım. Bunu babamlara söylemenin tam sırasıydı. Derin ve gergin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım." Babamın ben birine aşık oldum." Babamın ağzı bir açılıp bir kapanıyordu. En sonunda kendini topladı ve bağırmaya başladı." Kim bu kız, safkan mı?" Meğer annem de bizi köşeden izliyormuş. O da lafa karıştı." Eğer safkan değilse onu en baştan unut eğer safkansa soylu bir aileden gelmesi gerekiyor." Annemin çenesinin bu kadar  düşük olduğunu bilmiyordum. İkisinin de bana merakla baktığını görünce onun ismini söyledim." Elizabeth Riddle." Babam ağır ağır konuşmaya başladı." Öyle bir safkan aile hatırlamıyorum. Üstelik ben bütün safkan aileleri tanıyorum." Onu seviyordum ve Narcissa Black ile nişanlanmakta istemiyordum. Babam tekrar söze başladı. "Biliyorsun ki yakında karanlık işareti alacaksın ancak bundan önce Lord'a kendini kanıtlaman gerekiyor ayrıca bu Elizabeth Riddle ile nişanlanma fikrini Lord'a sunacağız eğer Lord izin verirse olur." Hep beraber toplantı odasına doğru gitmeye başladık.  Kapıya vardığımızda derin bir nefes aldım ve kapıdaki işlemelere bakmamaya dikkat ettim çünkü kapıda kocaman bir yılan figürü vardı ve doğrudan gözlerine baktığınızda zihninizi korusanız da korumasanız da bütün sırlarınız Karanlık Lordun kulağına gidiyordu. Babam kapıyı açar açmaz yerlere kapanıp Karanlık Lord'a selam verdim. Yerime geçtiğimde istemsizce Karanlık Lord'a baktım. Lord'a ilk defa bir kadınla gülüşürken görüyordum. Karanlık Lord bize bir açıklama yapacağını söyledi ki bence bu açıklamayı bile yanındaki kadının zoruyla yapıyormuş gibi geliyordu. Babam Lord açıklama yapmadan önce söz aldı." Lordum, oğlum Lucius , Elizabeth Riddle ile nişanlanmak istiyormuş ancak biz böyle bir safkan aile olup olmadığını bilmiyoruz eğer siz izin verirseniz kızla oğlumu nişanlayacağım. "Yanındaki kadının gözleri koyulaşıyordu.  Kadın bağırmaya başladı."Ne hakla böyle bir şeye cürret edersiniz !" O sırada Karanlık Lordun gözleri daha koyu bir kırmızıya dönüyordu. Hepimiz Lordun o halinden korkmuştuk." Sen Malfoy nasıl olur da benim kızım ile nişanlanmak istersin!" Ağzım şok içinde bir açılıp bir kapanıyordu. Elizabeth , Karanlık Lordun kızı mı? Karanlık Lord biraz sakinleşmiş gibi durdu ve konuştu."Bu konuyu sonra konuşacağız şimdi asıl konumuza dönelim. Yunan mitolojisindeki tanrılar gerçek." Yanınımdaki kişi ise karım Artemis." Bir ölüm yiyen sordu." O sonsuz bakirelik yemini etmemişmiydi?" Artemis cevap verdi." Yeminimi bozdum." Şimdi yapacağımız ilk iş Jüpiter kampına gidip oradaki melezleri ve kızım Elizabeth'i yanımıza çekmek. Sana gelince Malfoy , kızımla evlenebilirsin." Bu haberle çok sevinmiştim. Karanlık Lord söylemesi gereken son bir şey daha olduğunu söyledi." Bu akşam Hogwarts'a tam yemek vaktinde canavarlar saldıracak, bizde orada olacağız ve öğrencileri koruyacağız. Böylece çoğu kişiyi kendi tarafımıza çekeceğiz. O gün öğrenciler  yunan tanrıların gerçek olduğunu öğrenecek ve bizim onlardan daha iyi olduğumuzu düşünerek bize katılacaklar." Toplantıdan sonra babamla Hogsmead'e cisimlendik. Hogsmead sadece büyücülerden oluşan tek köydü. Hogwarts'a vardığımda akşam yemeği için büyük salona gidip kendi masama oturdum.
3. KİŞİ AĞZINDAN
Bütün Hogwarts akşam yemeği yiyordu. Lucius Malfoy birazdan olacak saldırıyı düşünerek yemeğini didikliyor, yemeğini iki kere didikledikten sonra ağzına bir lokma atıyordu.  Remus Lupin ise arkadaşları James Potter, Sirius Black ve Peter Pettigrew'in konuşmalarını dinliyormuş gibi yaparken 5 yıl önce  bir canavardan kurtardığı kızı düşünüyordu. Derken tam öğretmenlerin oturduğu masanın önünde bir patlama oldu ve yer yarıldı. İçinden çıkan birkaç canavarı gören kızların çoğu korkuyla çığlık attı. Canavarlar ilk olarak onlara en yakın olan Hufflepuf  masasına saldırdı. Derken büyük salonun kapıları ağır ağır açılmaya başladı. Kapılar tamamen açıldığında siyah cüppe giyen biri girdi. Canavarlar kapıdan giren kişiye  bakarken bir an durakladılar, kızdan gelen güçlü aurayı hissedebiliyordı. Profesör Dumbledor  canavarların bu boşluğundan faydalanarak onlara saldırdı ancak bir sorun vardı, canavarlara hangi lanetle saldırırsa saldırsın canavarlar ölmüyordu. Bu arada Profesör Dumbledor'a yardım etmek için iki slytherinde yardıma gelmişti. Bu slytherinler Severus Snape ve Regulus Black'ti. Bu iki kişi Elizabeth'in en yakın arkadaşlarındandılar. Elizabeth'in planından haberdar olan bu arkadaşlar Elizabeth'in onlara verdiği ilahi bronzdan olan iki tane hançeri kullandılar. Büyü kullanarak canavarları sersemletiyor sonra ise hançerle onları öldürüyorlardı. Bir süre sonra siyah cüppeli kızda yardım etmeye başladı. Bu sırada canavarların sayısı artmıştı ve artık üç kişi onları öldürmek için yetersizdi. Bu sırada siyah cüppeli kız ıslık çaldı ve birden salona 4 kişi girdi. Biri siyah bir pegasusa binmiş bir oğlandı, diğerinde  beyaz renkli bir pegasusa binmiş bir kızdı. Kızın yanında süpürgeyle uçan bir oğlan vardı. Süpürgeyle uçan oğlanın arkasına bir kız binmişti ve kız baştan aşağı zırh kuşanmıştı. Canavarları birkaç dakika sonra öldürmüşlerdi. Sonra birden yer sarsılmaya başladı. İçinden yakışıklı bir adam ve birkaç çocuk çıktı. Siyah cüppeli kişi konuşmaya başladı." Kronos!" Çoğu kişi siyah cüppeli kişinin ses tonundan korkmuştu çünkü siyah cüppeli kişinin sözleri saf nefret barındırıyordu.  Kronos dedikleri kişi konuşmaya başladı." Eee Elizabeth yeni yaşamından memnun musun?" Siyah cüppeli kişi konuştu." Sanane! Benim yaşamım niye seni ilgilendiriyor?" Kronos alayla güldü." Hiiiç sadece  ihanete uğradığınızı biliyormusunuz diye merak ettim." Siyah cüppeli kişi konuştu." Benim arkadaşlarım bana ihanet etmez." Ses tonu kendinden emin çıkmıştı.  Bu arada büyük salondakiler film izler gibi bu kavgayı izliyordu. Kronos konuştu." O kadar emin olma." Arkasındaki iki kişiye eliyle işaret verdi. Arkasındaki iki kişi yüzlerini kapatan kapşonları çıkardılar. Siyah cüppeli kişi konuştu , sesinden şaşkın olduğu belli oluyordu." Annabeth , Nico bunu nasıl yaparsınız?" Nico denilen siyah saçlı gotik gibi görünen çocuk konuştu. "Biz güçlü olanın tarafına geçeriz Elizabeth, tanrılar Voldemort ve Dumbledor güçsüz, Kronos güçlü bu yüzden onun tarafına geçtik sende kaybeden tarafta olma ve bize katıl sen bizle olursan kimse bizi yenemez." Büyük salon duyduğu Elizabeth ismiyle birden bire kaybolan kişinin o olduğunu ve onları kurtaracak kişinin o olduğunu anladı. Bu arada bütün büyük salonun tam aksini düşünen iki genç vardı. Onlara göre Elizabeth korunmalıydı. Bütün salon düşünceler içindeyken bir patlama daha oldu. Voldemort, Artemis, ölüm yiyenler ve Artemisin avcıları planlarını uygulamak için harekete geçtiler ancak bilmedikleri bir şey vardı bütün canavarlar öldürülmüştü. Voldemort planı yaparken çok önemli bir şeyi atlamıştı. Voldemort kızını hiçbir şekilde düşünmemişti. Bu sırada Elizabeth üzerine giydiği siyah cüppeyi bir kenara fırlatmıştı. Elizabeth ve Karanlık Lord savaşıyordu. Karanlık Lord konuştu." Beni yenemezsin Elizabeth teslim ol." Elizabeth karşılık verdi." Ben istesemde istemesemde seni yenebiliriz çünkü ben seni babam saymasamda sen hala benim babamsın ve her Lordun bir Leydisi vardır yani ben istesem de istemesem de Elizabeth Marcella Riddle ve Karanlık Leydiyim." Elizabeth bunları dedikten sonra bir güç patlaması oldu. Meşalelerdeki ateşler  yükseldi ve enfes bir görüntü sundu, Elizabeth havaya yükseldi ve bütün gücünü kullandı. Düşmanlar birbirlerini ezerek kaçtılar. Elizabeth ise yaptığı büyünün etkisiyle bayıldı. Bu sırada büyük salondakilerin hepsi Elizabeth'in başına toplandı. Madam Pomfery kalabalıkta kendine yol açtı ve Elizabeth'in ağzına bir iksir boşalttıktan sonra onu hastane kanadına taşıdı.

Karanlık LeydiWhere stories live. Discover now