Annem ve Babam-4

381 9 1
                                    

Artemise bağırmaya başladım." Yıllardır annemin öldüğünü, beni terk ettiğini sanarak büyüdüm." Bunları söylerken acı gerçek kafama dank etti. O benim acı çektiğimi biliyordu. O günü hatırlamanın acısıyla titredim.
FLASHBACK
Babamın bana neden böyle davrandığını anlayamıyordum. Annemin bizi terk etmesi benim suçum muydu? Ben ne yapmıştım ki? Sadece babama annemin bizi neden terk ettiğini sormuştum ve sonum zindanlara atılmak olmuştu. Bu soruyu her sorduğumda bana ufacık bir cevap verir ve bunun karşılığında 1 ay boyunca insanlarda bana işkence eder ve yaralarıma bakmazdı. Belki ölürüm diye bırakırdı. Sırf bu yüzden , sırf babam mugglelerdan nefret ettiği için mugglelerdan hakkında sporları da dahil her şeyi öğrenmiştim. Hogwartsa başlamak için gün sayıyordum. O zaman buradan kurtulabilecektim. Babam artık bana her gün düzenli olarak işkence etmeye başlıyordu. Başkalarına karşı böyle savunmasız olmak istemediğim için, karanlık sanatlarda dahil her türlü (asasız büyüde dahil) büyüyü öğrenmeye karar vermiştim.
FLASHBACK SON
Tanrılar ve melezler sonsuz bakirelik için yemin etmiş  tanrıçanın bir kızı olmasını beklemiyordu. Artemis hıçkırarak ağlıyordu. Kendi kendine kızıyordu Artemis, kızının başına gelenleri bildiği halde onu o cehennemde bıraktığı için ağlıyordu. Zeus ise şok içindeydi, Artemisin nasıl bir kızı olabilirdi? Bütün tanrılar tek kelime etmeden durdular. Kendini en çabuk toparlayan Apollon oldu." Nasıl böyle birşey olabilir? Seni küçük yalancı bu da Kronosun oyunlarından biri değil mi? Ama bu sefer onun tuzağına düşmeyeceğiz ." Bunu duyan bütün melezler bu fikrin mantıklı olduğunu düşündüler. Artemisin ağzından bir hıçkırık daha kaçtı ve ağzından istemsizce, kızını bir anda karşısında görmenin şokuyla "Kızım"dedi. Bütün herkesin ona şaşkınlıkla baktığını gördüm. Apollo'nun  ağzı açık kalmıştı." Kardeşim kirke sana büyük mü yaptı ? Sen sonsuz bakirelik için yemin ettin." Artemis açıklama yapmaya başladı. "Ben yıllar önce bir ölümlüye aşık oldum ve sonra." Onun devamını getiremediğini gördüm. O ise ağlamaktan nefes bile alamayacak haldeydi  . Kendini toparlayıp devam etti." Elizabeth dünyaya geldi." Dedi beni göstererek. "Ona hala aşıktım ancak ben bir tanrıçaydım, onu bıraktım ve gittim. Bana aşıktı benim gidişimi kaldıramadı." Derken Zeus onun sözünü kesti." Ve öldümü ne kadarda acıklı. Kızının da onunla aynı sonu paylaşması ne kadar hoş."diyip güldü. Ancak melezler neler olduğunu anlayamadıklarından tepki göstermiyorlardı. Derken birden gök gürledi ve şimşek çaktı. Herkesin gözleri artemise döndü. Zeus" Bunu o velet yapıyor değil mi?" Artemisin yutkunduğunu gördüm. "Bu o değil babası. Babası çok kötü biriydi, babası bir katildi. Ben gittikten sonra daha kötü oldu ve Elizabeth 'e işkence yapmaya başladı." Babamı gördüm Artemise nefretle bakıyordu. Beni görünce bakışlarından nefret daha da arttı sonra ordularına emir verdi." Öldüre bildiğiniz kadar insan öldürün, bu kampı başlarına yıkın ." Ben şok içindeydim. Babam beni nasıl bulabilmişti. Derken çatışma başladı. Ben ölüm yiyenlerin tarafını tutmadığımı açıkça belli ediyordum. Diğer melezlerle beraber savaşıyordum . Savaş bittiğinde ölü yoktu ancak bütün kamp yıkılmıştı. Bir kız inledi." Yüce Ares aşkına bu kampı nasıl inşaa edeceğiz? Ben savaş tanrısının kızı Clarissie hayatım boyunca böyle bir şey görmedim." Clarissie denen kızın sözü herkesi endişelendirmişti. Başka biri atıldı." Bu kız olmasaydı şu an kampımız bu halde olmayacaktı." Kendimi tutamayıp birkaç göz yaşımı serbest bıraktım. Beni o halde gören Clarissie beni işaret edip." Bir de ağlıyor. Adın neydi? Aaaaa hatırladım Elizabeth'ti. Bana bak kız bu kampı terk et.  Senin yüzünden kapımızı koruyan büyülü sınır gitti. Yakında burası canavarla dolacak ve bunların  tek sebebi sensin üzerine birde utanmadan burada  durmuşsun. Kampta olan melezler dışındaki herkes gitti." Derin bir nefes aldım ve ne yapacağımı düşünmeye başladım derken aklıma geldi. Bu kampı dışında başka bir yerde daha bir kamp vardı. Romalıların melezler bu kampa gidiyordu kampın ismi Jüpiter kampıydı. Ancak Jüpiter kampına oraya zarar verecek kişileri götüremezdim . Cebimden veritaserumu çıkardım ve konuşmaya başladım." Beni dinleyin buraya bilerek gelmedim ve kampınız için üzgünüm."Derken biri sözümü kesti." Oh ne ala sen gel , bizim kampımızı yok et sonra gel özür dile." Ona sinir bozucu bir bakış attım ve konuşmaya devam ettim." Sizi başka bir yere götürebilir." Bu sözlerimden sonra çoğu kişi bana inanmadığı için gitmişti. Sadece birkaç kişi kalmıştı. İsimlerini sormaya üşenip onlara zihnifend yaptım. Kalan kişiler Nico di Angelo,  Percy Jackson, Annabeth Chasse ve Kıvırcık Çalıdibi'ydi. Kendilerini tanıttılar. Onların tehlike teşkil etmediğini anlamıştım. Boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım. "Melez kampı dışındaki diğer kamp Jüpiter kampı ."Derken Percy sözümü kesti." O zaman neden onlardan haberimiz yok?" "Çünkü yıllar önce bu iki kamp arasında savaşlar çıktı. Jüpiter kampına giden melezler tanrıların Romalı (savaşçı) hallerinin çocukları." Annabeth hemen lafa atladı." O zaman oranın yerini tam olarak bilmiyoruz." Başımı sallayarak onu onayladım. küçükken geceleri babamdan gizli çalıştığım için ben çalışmasam bile beni idare edebilecek kadar galleonum vardı. hepimiz kendi hayat hikayelerimizi anlattık . Ben anlattıktan sonra onlara büyücüler  hakkında ki çoğu bilgiyi onlara anlattım. Derken Nico konuştu." Romaya nasıl gideceğiz?" Percy hemen lafa daldı." Ben o üç kız kardeşin kullandığı taksiye binmem." Bende" ilk olarak büyücüler bankası gringottsa gidip para almam lazım ancak orası İngiltere anlayacağınız ilk olarak İngiltere ' ye gitmemiz gerekiyor." Kıvırcık " İyide İngiltere nasıl gideceğiz? "Hepsinin cevabı merak ettikleri belliydi, onlara sırıtıp sonra göstereceğimi söyledim.    Benle  Annabeth sohbet etmeye başlamıştık. Derken daha tepenin başına yeni tırmanırken karşımıza Clarissie çıktı. Hemen zihnine girdim ve bize tuzak kurmuşlar mı diye zihnini kontrol edince iyi bir niyeti olduğunu düşündüm. Karşımıza geçti." Ben de sizinle güvenli bölge dediğiniz bölgeye gelebilirmiyim?" Onun samimi olduğunu anlamıştım . Ancak korkuyordu onu reddetmemizden deli gibi korkuyordu. Ona gülümsedim." Tabiki gelebilirsin." Ona büyücüleri ve İngiltere ye gitmeme izin gerektiğini söyledim. Nasıl gideceğiz diye sordu. Sırıttım. "Sizde bunu merak ediyorsunuz değil mi?" Başlarını evet anlamında salladılar. Asamı havaya kaldırıp Hızır  otobüsü çağırdım. Onlara bakıp güldüm. İlk tepki Nico'dan geldi." Bu şeyle mi gideceğiz?" Onlara bakıp cevap verdim." Evet, otobüs hareket etmeden bir yere sıkı sıkı tutunun." Hep beraber otobüse bindik. Onlar hemen  bir yere tutundular. Yaklaşık beş dakika sonra Diagon yoluna gelmiştik. Onlara" sakın dükkanlarda gelen kokuları koklamayın. Buradaki herşey çok güzel ancak bizim dükkanlarda takilmamamız gerekiyor.  Tabi burayı canavar basmasını istiyorsak ayrı. Kıvırcık "Of ya ben sağ taraftaki dükkanda kocaman bir bambu görmüştüm. O ne kadar da lezizdir." Kıvırcık'ın bu haline hepimiz güldük. Gringottsa girdik. Percy kulağıma" Bu yaratıklardan ne?" "Cin cüceler" diye cevap verdim. Annabeth yaratıkları herşeyi kafasında kopyalıyormuş gibi duruyordu. Clarissie yanıma geldi." Bu yaratıklar savaşta işe yarar mı? Yararsa hemen onlarda birkaç tane alalım." Clarissie'nin bu sözü beni güldürmüyor. Ona cevap verdim." Sakın aklından bile geçirme çok kurnazdırlar , ayrıca savaşta işimize yaramazlar." Tamam anlamında kafasını salladı. Derken Nico konuştu. "Burada çok fazla altın olduğunu hissedebiliyorum. Bu altınlar nasıl çalışmıyor? ""Burası büyülü bir banka ayrıca biri altınları çalsa bile onları dışarı çıkaramaz." Baş kürsüde oturan cin cüceye anahtarımı verip beni kasama götürmesini söyledim. Hepimiz zorla küçük arabaya doluştuk. Kasama geldiğimizde kıvırcık cin cüceye"dönerken daha yavaş gidebilirmiyiz ?" Diye sordu. Cin cüce ona ters ters bakarak kafasını iki yana salladı. Kasama girdiğimizde hepsi şoka girmişlerdi. Kendine ilk gelen Clarissie oldu. Hemen sordu." Bu kadar paranın hepsi senin mi?" Evet anlamında kafamı salladım ve yanıma bol bol galleon aldım. Clarissie" şimdi Romaya nasıl gideceğiz? "Bu benimde aklıma gelmemişti. "Bilmiyorum." Sonra aklıma bir fikir geldi. "Percy sen suyu kontrol edebilirmisin?" Percy kafasını salladı." Evet kontrol edebilirim." Ben bir tekne satın aldım. Tekneye vardığımızda hepimizin üzerine bir yorgunluk çöktü. İyiki yanıma yolculuk boyunca yetecek kadar yiyecek almıştım. "Aç mısınız?" Annabeth daha yeni hatırlamış gibi" sahi biz yanımıza yiyecek almadık ki." Onun bu davranışına gülüp" Ben yiyecek bişeyler almıştım." Annabeth tekrar konuşmaya başladı." Sahi biz Percy için suyla yolculuk yapıyoruz, ancak Nico ,Hadesin oğlu." "Ben bunu düşünmemiştim. "Derken Clarissie konuşmaya başladı." Elizabeth  sen büyücüsün.  Nicoyu biraz havaya kaldır, böylece Nico ne havada ne de suda yolculuk etmiş olur." Sözsüz bir büyü yaptım ve Nicoyu  hafifçe kaldırdım.
Roma sahiline ayak bastığımızda ormanlık bir alana gittik orada saptanamaz  genişletme büyüsü yapmış olduğum çantamdan hepimizin sığabileceği bir çadır çıkardım. "Bu geceyi burada geçireceğiz." Dedim. Sonra etrafa koruyucu büyüler yapmaya başladım. Nico tek kaşını kaldırarak sordu." Bizler çok güçlü melezleriz, canavarları buraya kolaylıkla çekeriz." Onlara yaptığım koruyucu büyüleri anlattım. O gece savaş için yapabileceklerini keşfettik. Percy kendini zorlayarak sudan bir gemi oluşturabiliyordu, Nico kendine iskeletlerden bir ordu yapabiliyordu, Kıvırcık kavalıyla birkaç büyülü ezgi çalarak etraftaki kişileri tespit edebiliyordu, Annabeth büyük uğraşlar sonucu etraftaki bilgi kaynaklarını bulabiliyor ayrıca o kaynaklardaki önemli bilgileri de aklında tutabiliyordu ve Clarissie savaşlarda rakibinin hamlelerini görebiliyordu.  Bunları duyunca" Bu yapabildikleriniz harika. Keşke benimde böyle özelliklerim olsaydı." Percy" Sen de Artemisin kızısın Elizabeth. Elbette seninde bir gücün vardır. Dert etme." Konuşması bana moral vermişti." Teşekkür ederim Percy. " Annabeth konuşmaya başladı." Elizabeth, elinde bir yayın belirdiğini düşün." Dediğini yapıp odaklandım ve elimde bir yay belirmişti. Annabeth'e döndüm." Böyle bir şey olabileceğini nasıl tahmin ettin? "Bana cevap vermeyip konuşmaya başladı. Bir şeyi anlamaya çalışıyor gibi kaşlarını çattı. Bizi çadırdan çıkardı ve konuşmaya başladı." Şimdi ayın bulunduğu yerden biraz sağa kaydığını düşün. "Dediğini yaptım ve ay bulunduğu yerden sağa doğru hareket etti. Annabeth açıklama yapmaya başladı." Sen Artemisin kızısın, yani onun simgelediği şeyler üzerinde kontrol sahibisin. Aynı zamanda bir büyücüsün ve nadir güçler olan görünmez olma, iyileştirme ve  çatalağız olma özelliğine sahipsin." Ağzım açık kalmıştı. Konuşmaya başladım." Sen bu kadar şeyi nasıl biliyorsun?" Bana cevap verdi." Yoldayken senin büyü kitaplarından birkaç tanesini okumuştum." Clarissie lafa daldı." O zaman geniş bir silah cephaneliğimiz var ." Onları onayladım. "Artık uyumalıyım.  Romalıların çok saldırgan ve savaşçılar.  Yarın dinç olmalıyız." Sonrası ise hepimizin uyku tulumlarına girip kendimizi huzurlu karanlığa bırakmasıydı.

Karanlık LeydiWhere stories live. Discover now