Sürpriz- 5

208 7 0
                                    

Sabah uyandığımızda kampı nasıl bulacağımızı konuşuyorduk. Kıvırcık'a sordum." Kıvırcık yürüdüğümüz her metrede birkaç tane büyülü ezgi çal. Eğer melez olan birini hissedersen kampı daha rahat bulabiliriz." Beni onayladı. Sonra Hep beraber çadırı topladık. Bulunduğumuz yerde büyü yapıldığına dair her türlü izi silerken, Annabeth konuşmaya başladı." Senin okulun ne olacak Elizabeth?" Herkes bana dönmüştü.  Titreyen sesimi engellemeye çalışarak konuşmaya başladım." Babamın bana işkence ederken bir daha hiç kimse karşısında zayıf düşmek istemediğim için her türlü büyüde ustalaşmıştım." Benim konuşmamda hepsinin yüzü solmuştu.  Sanırım akıllarına kamplarının yıkılması gelmişti. Büyük yapıldığına dair her türlü izi kaldırdım ve konuşmaya başladım." Şimdi herkesin bir silahı var. Ama ne olur ne olmaz herkes kendine yedek bir silah seçin ve bana söyleyin." Percy elindeki dalgakıran adlı kılıcı göstererek, " Bu kılıç gibi bir kılıç yaratabilirsiniz? "Ona istediği şekilde bir kılıç verdim. Hepsine sırayla şu silahları verdim: Percy'e kılıç, Nico'ya kılıç, Kıvırcık 'a uzun bir sopa;Annabeth'e hançer,  Clarissie'ye de son model içi ilahi bronz mermiyle dolu bir silah. Kıvırcık o sırada kavalıyla büyülü ezgiler çalmaya başlamıştı. Derken konuşmaya başladı." Etrafta birileri var ancak ölümlü veya melez değil, etrafta üç tane canavar var." Sonra bir an dehşete kapılmış gibi sustu." Hayır bu nasıl olur? Bir kilometre önümüzde bir canavar ordusu var ve Şehrin iç taraflarına doğru gidiyorlar." Hepimiz dehşete kapılmıştık. Sonra aklıma dank etti ve konuşmaya başladım." Babam ve Kronos iş birliği yapmış olmalı. O yüzden beni o kadar çabuk buldu. Kronos ve canavarları başka birinin yardımı olmadan kampa giremez ancak büyücüler sizin büyülü sınırlarınızdaki büyüleri kaldırabilir." Annabeth benim analizimin devamını getirdi." O zaman şu an da bu ordu Jüpiter kampına saldırmaya  gidiyor." Tekrar konuşmaya başladım." Eğer onlardan önce kampa varırsa onların hayatlarını kurtarabiliriz ve bunun için uçmamız gerekiyor . Nico ve Percy aynı anda  bağırdı. "ZEUS BİZİ ÇARPARSA , BİZDE SENİ ÇARPARIZ. "Onlara güldüm." Bağırınca içiniz rahatladı mı?" Evet anlamında başlarını salladılar. Annabeth konuşmaya başladı. "Uçağı nereden bulacağız?" Onlara aklımdaki planı açıkladım. "Büyücüler gibi süpürgeyle uçacağız. "Belliki bu fikir onları ürkütmüştü  ancak hicbir şey demediler. Altı tane süpürge çağırdım. Onlara nasıl binileceğini öğrettikten sonra canavarlara görünmeden uçmaya başladık. Bir ara Percy süpürgesini yanıma yaklaştırır. "Uçmak çok zevkliymiş bunu bir daha yapamayacak olmam ne üzücü." Ona gülümsedim. O sırada Kıvırcık birkaç tane büyülü ezgi çaldı ve üç kilometre ötede bir sürü melez hissettiğini söyledi. Hızımızı en son düzeye çıkardıktan sonra yaklaşık yarım saat gittik. Arada bir Nico'nun  homurdanmalarını duyuyorduk. Derken önümüzde "u" şeklinde dizilmiş evler görünmeye başladı. Derken arkamdan bir şeyin bana çarptığını gördüm.  Korktuğumuz başımıza gelmişti. Kampa canavarlardan önce gelememiştik. Onlara haykırdım." KAÇIN. JÜPİTER KAMPINI YIKMALARINA İZİN VERMEYİN.  BEN ONLARI OYALARIM. "Beni bırakmak istemedikleri belliydi ancak dediğimi yapıp kampa giden yolda gözden kayboldular.
YARIM SAAT ÖNCE JÜPİTER KAMPINDA (JASON GRACE) ANLATIYOR
Kamp sakin ve sessizdi. Melezler düello yapıyor , yara alanlar tedavi oluyordu. Herkes kahvaltı için kafeteryada toplanmıştı derken içeri bir kağıt girdi,içinde:
Bir kamp yok oldu
Her şey Artemisin elinde
Ya kızına ayrıcalık tanıyacak
Ya da kız yeşil ışıkla yok olacak
..........
Yarım saat sonra
Bir çığlık işittik. Bir kız bağırıyordu."KAÇIN. JÜPİTER KAMPINI YIKMALARINA İZİN VERMEYİN. BEN ONLARI OYALARIM. "Kızın çığlıkları kesildi. Bütün kamp savunmaya geçmişti. Derken gökyüzünde beş süpürge belirdi. Ve süpürgelerine iki tanesi pat diye yere çakıldı. Onlara doğru beşer ok aynı anda fırladı. İçlerinden bir tanesi kendisi ve yanındakileri içine alacak kadar büyük sudan bir kalkan oluşturdu. Kalkan oluşturan kişi konuşmaya başladı. "Düşman değiliz." Hepimiz silahları indirdik. Çocuk acelesi varmış gibi konuşmaya başladı." Canavarlar kampı başınıza yıkmaya gelecek." Reyna onun sözünü kesti. "Öyle olsa bile kampın sınırlarını aşamazlar. Çocuk konuşmaya devam etti." Sizlere olanları anlatacağız ancak sözümüzü kesip bize silah çekerseniz gideriz." Onları onaylayınca anlatmaya başladı." Biz yunanlı melezleriz." Herkesin eli silahlarına gitti sonra verdikleri sözü hatırlamış gibi ellerini silahlardan çektiler. Çocuk kimsenin onlara tepki göstermemesine sevinmiş gibi konuşmaya devam etti." Bir gün önce büyülü sınırlarınızdaki bir kız belirdi. Kız bir minotorla savaşıyordu ve henüz on bir yaşındaydı. Ancak o kız Artemisin kızıydı. Derken bir ordu belirdi. Başında kızın babası vardı." Durakladı ve devam etti." Bundan sonrasını size anlatabilmem için bir şey sormam gerekiyor, büyücülerin ne olduğunu ve neler yapabildiğini biliyor musunuz?" Bütün kamp kafasını evet anlamında salladılar.  Çocuk iç geçirdi ve konuşmaya kaldığı yerden devam etti. "Kız  ve kızın babası birer büyücüydü . Kızı iyi biriydi ancak babası ve Kronos iş birliği yapmıştı. Kampı yerle bir ettiler. "Herkes olanları sindirmeye çalışıyordu." Kız yani Elizabeth bizi güvenli bir yere götürebileceğini söyledi. Kampın çoğu ona güvenmeyip ayrıldı. Bizim güvenilir olduğumuzu anlayınca bize buradan bahsetti. Buraya gelmek için suda yolculuk yaptık. Akşam bir yerde kamp kurduk. Sabah yola devam ederken kocaman bir canavar ordusuna rastladık. Bu kamp yok olmasın diye uçtuk. Şimdi bize güvendiyseniz kampı korumaya başlayalım Elizabeth canavarları daha ne kadar oyalayabilir bilmiyoruz. Benim aklıma bir şey takılmıştı. "Hey madem büyülü sınırları kaldırabiliyorlar niye kendimizi boşu boşuna tehlikeye atalım." Çocuk zaman kaybetmekten nefret ediyormuş gibi söylendi." Elizabeth bize bir alet verdi o alet sayesinde kampın sınırları yıkılmayacak." Dedi. Sonra ise koşup o aleti sınırlara yerleştirdi. 
Percy Jackson'un ağzından
Aleti sınırlara koyduğum an etrafa renkli ışıklar saçılmaya başladı ve sanki dışardan bir cam varmış gibi o alet bütün kampı korumaya başladı. Oradaki insanlarla tanıştık. Kampın iki yöneticisi var: Reyna ve Jason. Sonra herkes yukarı baktı.  Elizabeth dışarıdaki büyücü ve canavarlarla elinden geldiği kadar mücadele ediyordu. Derken Elizabeth aşağı düşmeye başladı. Tam cam gibi görünen şeyden içeri girecekken bir yaratık onun omzunu kavradı ve cam gibi olan şeyin üzerinde yuvarlanmaya başladılar. Yaratıklar kaçtı ancak  Elizabeth dışarda, sınırların ötesinde yerde kaşı ve dudağı patlamış, omzunda derin bir pençe iziyle yatıyordu. Birden iki tane pop sesi duyuldu. Ardından orada uzun sakallı, gözlüklü bir adam ve zümrüt yeşili cüppeli saçları sıkı sıkı toplanmış bir kadın duruyordu. Bir pop sesi daha duyuldu. Bir kadın daha belirdi. Bu kadın tıknazdı ve elleri bir sürü şişe ile doluydu. Sakallı adam Elizabeth'e bakarak konuşmaya başladı." Neler olmuş sana?" Adam yanında iki kadın ile beraber Elizabeth'i kucakladı ve içeri girdi. Reyna konuşmaya başladı." Hani kampın sınırlarından içeri girilemezdi!" Yaşlı adam aramızda hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya başladı." Ben Albus Dumbledor." Yanındaki tıknaz kadını gösterdi." Bu da Popy Pomfery, yanındaki de Minerva Mcgonagll." Ben lafa atıldım." Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulundan mı geliyorsunuz?" Clarissie ve Annabeth aynı anda" Elizabeth'i size vermeyiz!" Adam cevap verdi." Biliyoruz buraya onu iyileştirmeye geldik. Madam Pomfery,  Hogwartsta hemşiremiz ,  onu iyileştirecek." Jason homurdandı." Sanki biz onu iyileştiremezdik." Elizabeth'in ağzına bir şey döktüler ve Elizabeth anında iyileşmeye başladı. Hepimiz onlara şok içinde bakıyorduk. Adam halimize güldü ve konuştu." Bir gün boyunca dinlensin yeter. Hepinize iyi günler bizim artık dönmemiz gerekiyor." Biz şok içindeyken Jason onu aldı ve içeri götürdü. Hepimiz onun başında bekledik ve o günün yorgunluğuyla uykuya daldık.
Elizabeth Riddle'ın ağzından
Sabah uyandığımda bir an nerede olduğumu idrak edemedim. Sonra şu an Jüpiter kampında olduğumuzu anladım.
Benim uyandığımı anlayınca herkes yanıma geldi. Bizim başımıza gelenleri Percy anlatmış, bizim için bir kabul töreni yaptılar . Artık Kıvırcık  ve Nico hariç hepimizin kolunda SPQR yazan bir dövme var. Kıvırcık o dövmeyi alamaz çünkü bir satir, ancak Nico melez kampını kurtarmaktan vazgeçmek istemediği için almadı.

Karanlık LeydiWhere stories live. Discover now